Virüsün verdiği Kuddüs dersini okumak, anlamak, anlamını hayata taşımak hayati önem taşıyor bugünlerde. El, gönül, göz temizliği, kulak, ayak, hayal temizliği bütünlük gerektiren bir temizlik; azam isim başka nasıl okunur?

Göz kapaklarının kırpılması nasıl maddi temizlik sağlıyorsa onu haramdan, boş şeylerden çevirip hikmet sayfaları okutmak da manevi temizlik sağlar. Göz korunursa gönül de büyük oranda korunur; gözünü koruyamayanlar gönlünü de koruyamaz.

Gül yetiştirmek için önce toprağı yabancı otlardan temizlemeli değil mi? Gönül toprağından gül hakikatler devşirmek de aynı şekilde temizlikle olur.

Kehkeşanların kalbi de “Ya Kuddüs” diyor. Kendini yalayarak temizleyen kedi de, abdest dersi veren karasinekler de. Kirli kalpler görmese de azam isim bütün kâinatı kuşatıyor.

Küfür karanlıklarını kaldırmak, zulüm pisliklerini, şirk necasetini temizlemek için cihad etmek; buna önce nefsinden başlamak; daire daire genişleterek dünyaya yaymak da bir başka Kuddüs okuma ve yaşama sayfası.

Abdestli gezmek Kuddüs hakikatini hale taşımak değil mi?

Kur’an tefsiri okumak, ilim ve zikir meclislerinde bulunmak zihni ve kalbi arınmanın bir başka yolu ve yöntemi değil mi?

Evini böylesi meclislere benzetmek temiz nesil yetiştirmenin esaslı yolu olsa gerek. Ev temizse evin içindekiler de temiz olur; kapta ne varsa dışa o yansır.

Salih insanlarla hakikat sohbetleri yapmak vesvese virüsünden uzak kılar.

Bir Hadis-i Şerifte namaz; “evin önünde akan bir nehirde günde beş defa yıkanmak gibi” tasvir ediliyor, manidar değil mi?

Kuddüs dersi sürekli olan bir ders, bugünlerde onu daha yoğun bir şekilde hissediyoruz; çok kirlendik ki bu ders önümüze kondu. İyi okumak, okuduklarımızı hale ve hayata taşımak zamanın birinci vazifesi olsa gerek vesselam.