Kur'an-ı Kerim'deki müteşabih (manası açık olmayan) ayetleri nasıl anlamamız gerekir?
İmam-ı Azam mütekaddimin ulemasından olduğu için, bu görüşü kendi zamanında daha fazla itibar görmüştür. Ama müteahhirin dediğimiz sonradan gelen alimler bu fikri değil, teşabühün akla uyanını tercih etmişlerdir.
Selefi alimler, mütaşabih olan Kur'an ayetlerinin üzerinde yorum yapmamışlardır. Zamanla bu ayetler hakkında yanlış anlayışlar çıktığında mütaşabih ayetler izah edilmişlerdir. Ehl-i sünnet alimlerinin görüşü, Allah'ın zamandan ve mekandan münezzeh olmasıdır.
Fetih suresinin onuncu âyetinde,
“Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir.”
buyrulur. Akıl, bütün madde ve mânâ âlemlerinin yaratıcısı olan Allah’ın, el sahibi olmaktan münezzeh olduğuna hükmeder. Nakilde ise elden söz edilmektedir. İşte burada akıl ile nakil tearuz etmişlerdir. Bu durumda, akıl esas alınarak naklin tevili cihetine gidilecektir.
Tefsir âlimleri, bu gibi müteşabih âyetlerin tevili konusunda iki guruba ayrılmışlardır: Mütekaddimîn denilen önceki müfessirler, müteşabih âyetleri tevil etmemiş, “Bununla ne murat edildiğini en iyi bilen Allah’tır.” diyerek susmayı tercih etmişlerdir.
Müteahhirîn üleması ise, “Akıl ve nakil tearuz ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur.” kaidesinden hareketle, bu gibi âyetlerin tevili yoluna gitmişler ve “el”den maksadın “kudret” olduğunu ifade etmişlerdir. Bu bir tevildir ve bu tevili yapmaya da tefsir âlimleri yetkilidir.
Sorularla İslamiyet
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.