İki milyon kişinin hacı olduğu Kurban Bayramı geride kaldı. Ancak Suudi Arabistan hükümeti, kutsal topraklarda oluşturduğu lüks turizm sektörüyle haccın ruhuna zarar vermekle eleştiriliyor. Katar merkezli haber sitesi Middle East Eye’da bir yazı kaleme alan gazeteci Shenaz Kermalli, gökdelenler, lüks oteller ve alışveriş merkezlerinin hızla yayıldığı Kabe çevresinin geri dönüşü olmayan biçimde değiştiğini ifade ediyor.

Bir yanda dilencilerin, bir yanda pahalı alışveriş merkezlerinden çıkmayan insanların bulunduğunu ifade eden Kermalli, kutsal topraklarda sarsıcı bir yoksullukla zenginliği aynı yerde buluştuğunu belirtiyor.

Normal şartlarda hac ibadetini yerine getirecek maddi duruma sahip birçok kişinin, bu pahalılığı karşılayamayacağını belirten yazar, Suudi hükümetinin, turizm ve konaklama sektörünün çıkarlarını, Müslümanların manevi ihtiyaçlarının üzerinde tuttuğu eleştirisini yapıyor. 

Kermalli’nin görüşlerini aldığı İslam Mirası Araştırmaları Vakfı Başkanı Dr. Ahmed Alevi, “Roma ya da Vatikan’da böyle bir şey göremezsiniz” diyor.

Lüks otellerde, sanki plajdaymış gibi güneşlenme bölgelerinin olmasını ve ‘Kabe manzaralı spor salonlarını’ eleştiren Alevi, bu gidişle Mekke ve Medine’nin bir ‘tatil bölgesi’ haline getirilerek İslami mirasının silineceğini söylüyor.

İNŞAATLAR PETROLE BAĞLI

Bölgede inşaatı süren Abraj Kudai oteli de eleştirilere hedef oluyor. 12 kule ve 10 bin odadan oluşacak otel, Kabe’nin yanına inşa ediliyor. Kermalli’ye konuşan Boston Üniversitesi öğretim üyesi Tarık Doğru, “Bana göre Suudi hükümeti haccı unutulmaz bir deneyim haline getirmek istiyor. Hükümet, burada karşılanması gereken bir piyasa talebi gördü” diyor. Öte yandan bu dev projelerin sürdürülebilirliği de tartışma konusu. Zira son dönemde petrol fiyatlarının düşmesinin ardından inşaatların durma noktasına geldiği belirtiliyor.