Ahmet Bilgi’nin röportajı:

RİSALEHABER-Bediüzzaman Said Nursi ile görüşen Risale-i Nur Hizmetkârları serisi “Ağabeyler Anlatıyor” kitaplarının 6.sı da yayınlandı. Nesil Yayınları’nda çıkan kitabın yazarı Ömer Özcan çalışmalarını Risale Haber’e anlattı.

HAREKET NOKTASI TARİHÇE-İ HAYAT

Ağabeyler Anlatıyor kitap serisinin hedefi nedir?

Bu sorunuzun cevab-ı hakikisi Hz. Üstad hayatta iken yazılan ve tab’ edilen Tarihçe-i Hayat kitabının giriş bölümünde yazılmıştır. Oradan aynen aktarayım: “Üstadın mesleğini, meşrebini ve hususî ahvalini, pek çok seciye ve hasletleri şahsında ve hizmetinde toplayan şahsiyetini tarif edemedik. Onun yaşadığı müteaddit hayat safhalarını yakından gören ve içinde bulunan talebe ve hizmetkârlarını birer birer dinlemek ve görüşmek lâzımdır ki, Tarihçe-i Hayatı bir derece mufassal hazırlanabilsin.”

Bizim yaptığımız da budur zaten. Üstad Bediüzzaman Hazretleriyle konuşan ve görüşen talebe ve hizmetkârlarını arayıp, bulmak ve onlarla birer birer görüşmek, dinlemek...

MAKSADIM, OKUYUCULARIN ÖFKE İLE DİŞLERİNİ GICIRDATMAK DEĞİLDİR

Okuyucu bir kitabı bitirip kapattığında neler kazanacak? Neler düşünecek?

Âcizane, olayların kahramanları olan ağabeyleri dinleyerek hazırladığımız bu kitapların, Üstad-ı Necibimizin hayatının ve O’nun muhteşem Kur’an tefsiri Risale-i Nur’un neşir serüveninin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır diye inanıyorum. Ve bilhassa; eserlerin bin bir fedakârlıklarla yazılıp-çoğaltılması, fahri postacılarla yurt sathına yayılması ve derslerde gizli olarak okunması sırasında çekilen zahmet, çile ve zulümlerin zihinlerde ve arşivde kayda girmesini sağlamaktır, inşallah. Bu sorunun gerçek cevabını, kitabı okuyup bitirenlerin daha güzel vereceğini düşünerek, müsaadenizle kısa kesiyorum.

Yalnız yanlış anlaşılabilir diye bir noktayı önemle ve özenle belirtmek istiyorum; o dönemlerde Hz. Üstad ve talebelerinin çektiği dehşetli sıkıntıları yazmaktaki maksadım, kitapları okuyanların öfke ile dişlerini gıcırdatmak değildir. Asıl gaye, o günleri yaşayanların dilinden tarihi tespitlerde bulunmak ve bunları kayda geçirmektir. Ta ki yeni nesil nur talebeleri olarak bizler, Üstadımız ve ağabeylerimizin yaptığı fedakârlıkları, çektikleri sıkıntıları bilelim, düşünelim, rehavete kapılmayalım.

1968 YILINDAN İTİBAREN ARŞİV HAZIRLANIYOR

Ağabeyler Anlatıyor-6 hakkında bilgi verir misiniz?

Bu 6. kitapta 34 ağabeyimizin orijinal, te’yidli ve tashihli hatıraları var. Birkaç istisna dışında, daha çok halen hayatta olan ağabeylerimizin hatıralarına yer verdim bu son kitapta. Bir itiraz veya yanlışlık vuku bulduğunda kendilerinin cevap verebilmesi için oldu bu öncelik. Okuyucunun takdir etmesi daha önemli ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; harika şeyler çıktı ortaya.

Şimdiye kadar toplam kaç ağabeyle görüşüp hatıralarını tespit ettiniz?

Bunun tam olarak söyleyebilmem için arşivimi ciddi olarak taramam gerekir. Yalnız şu son kitapla beraber tam 210 ağabeyin hatıraları ve biyografisi yayınlanmış oluyor. Tabi bu, 210 ağabeyden naklen binlerce hatıra ve anekdot demektir. Bu ağabeylerimizin çoğu vefat etti, Cennet’e gittiler inşallah. Bu vesile ile 1968 yılından itibaren hepsinin yazılı, sesli veya video şeklinde hatıratı arşivimde kayıtlı bulunuyor, elhamdülillah...

BİR BELGE, BİR FOTOĞRAF İÇİN AYLARCA İZ SÜRMEK, BEKLEMEK GEREKİYOR BAZEN

Bundan önceki 5. kitap 2011 yılında yayınlanmıştı. Epey zaman geçmiş. Çalışmalara ara mı verdiniz? Yoksa uzun mu sürdü?

Ara vermiş değilim. Biliyorsunuz bu türlü araştırmaya dayalı kitaplar masa başında dört duvar arasında yazılıp bitirilmiyor. Tabi işin o kısmı da var. Asıl zor olan taraf ise; bu hizmet kahramanı ağabeyleri tek tek tespit etmek, yaşadıkları yerlerde arayıp bulmak, onları konuşmaya ikna etmek, ellerinde bulunan belgeleri almak, incelemek ve yapılan görüşmeleri yazıya dökmek… Bu da yetmiyor; bu sözlü anlatımları Risale-i Nur eserleriyle karşılaştırmak, adı geçen diğer ağabeylerle de görüşüp hafızalardaki yanılmaları tespit etmek, teyid ettirmek… Elbette bütün bunlar kolay işler değil. Çok zaman alıyor bu işler. Bir belge, bir fotoğraf için aylarca iz sürmek, beklemek gerekiyor bazen.

Tabi bir de bizim Risale-i Nur dersaneleriyle, talebelerle, halkla ilgilenmek gibi asli hizmetlerimiz var. Bu nurani hizmetlerin içinde bu şekilde bulunmakla kendimizi muhafaza etmiş oluyoruz aslında. Yoksa hizmetin bize ihtiyacı kalmamış, bizim ona ihtiyacımız var.

Çalışmalarınız devam edecek mi?

Allah sağlık, afiyet ve ömür verirse devam edeceğiz inşallah. Elimde hiç açılmamış kayıtlar, dosyalar var çok sayıda. Ama önceliği hayatta olan ağabeylerimize vermek istiyorum.