Mallarımız hakkında yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor?

Mallarımız hakkında yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Hud Sûresi 87-90. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

87-Dediler ki: “Ey Şuayb! Atalarımızın tapmakta oldukları şeylerden, yâhut mallarımız hakkında ne diliyorsak yapmaktan vazgeçmemizi, sana namazın mı emrediyor? Şüphesiz ki sen, hakikaten yumuşak huylu, aklı başında bir kimsesin!”

88-(Şuayb) dedi ki: “Ey kavmim! Söyleyin bakalım; ya Rabbimden apaçık bir delîl üzerinde isem ve beni tarafından güzel bir rızık ile rızıklandırmışsa? Sizi kendisinden men‘ ettiğim şeyler husûsunda (siz onlardan sakınırken) size muhâlefet etmeyi (onları kendim yapmayı) istiyor da değilim. (Ben) ancak gücümün yettiği kadar ıslâh etmek istiyorum.(*) Muvaffakiyetim ise ancak Allah(’ın yardımı) iledir. (Ben) yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yönelirim.”

89-(Şuayb dedi ki:) “Ey kavmim! Bana olan ayrılık (bu düşmanlığınız), sakın sizi Nûh kavminin veya Hûd kavminin veya Sâlih kavminin başlarına gelenler gibi bir musîbete uğratmasın! Hâlbuki (helâk edilen) Lût kavmi, sizden uzak değildir.”

90-O hâlde “Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O’na tevbe edin! Şüphesiz ki Rabbim, Rahîm (çok merhamet eden)dir, Vedûd (kullarını çok seven)dir.”

(*) “Bazı peygamberler gelmişler ki, mahdud (sınırlı) birkaç kişiden başka kendilerine ittibâ‘ edenler (tâbi‘ olanlar) olmadığı hâlde, yine o peygamberlik vazîfe-i kudsiyesinin hadsiz ücretini almışlar. Demek hüner, kesret-i etbâ‘ (tâbi‘ olanların çokluğu) ile değildir. Belki hüner, rızâ-yı İlâhîyi kazanmakladır.” (Lem‘alar, 20. Lem‘a, 159)