Manevi Bakımda, her dönemi misafir gibi görmeliyiz
Aynur Yumurtacı ile Yaşlanma ve Manevi Bakım üzerine konuştuk...
Röportaj: Afife Artık
RİSALEHABER - ÖZEL
30 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul Adile Sultan Kasrı’nda tertiplenen “Yaşlanma ve Manevi Bakım Çalıştayı”na katılarak, “İhtiyarlar Risalesi Ekseninde Yaşlılığa Bağlı Manevi Bakım” konulu bir sunum yapan Aynur Yumurtacı Hanımefendi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Doktora yapmaktadır.
- Yaşlılıkta manevi bakım nedir?
Yaşlılıkta manevi bakım; kişilerin yaşlılık dönemlerinde kendilerini döneme ait sahip oldukları korkularından arındırması, şükür duygularının geliştirilmesi ve şükür duygularının geliştirilmesi ile birlikte hayattan daha fazla tatmin olmalarının, zevk almalarının sağlanmasıdır.
- Manevi bakım sadece yaşlılık için mi söz konusu yoksa her yaştan insanın ihtiyacı olan bir şeydir diyebilir miyiz?
Kesinlikle her yaş için gereklidir. Hatta biz genç yaşta manevi bakımla ilgili eğitimleri alırsak, sonrasında ergenlikte olsun yetişkinlikte olsun ve insanın dünyadaki son dönemi olan yaşlılıkta olsun bunun faydasını görürüz yani meyvesini toplarız.
- O zaman; “gençlikte bir insan manevi bakımına hiç ehemmiyet vermiyorsa, manası ile hiç ilgilenmiyorsa sadece maddi hazlar peşinde koşuyorsa, bedeni ile alakadar ise ama ruhuyla ve maneviyatı ile ilgili bir yatırım yapmıyorsa o zaman bu kişinin yaşlılıkta manevi bakımı çok daha zor” diyebilir miyiz?
Kesinlikle diyebiliriz, çünkü ağaç yaşken eğiliyor. Belirli bir yaşa kadar edinilmemiş alışkanlıkları bir yaştan sonra alışkanlık olarak kabul edip uygulamak gerçekten zor. Ağaç bile yaşken esnektir ama siz olgunlaştıkça o ağacı kırmayı deneyin, çıt diye kırılır. O sebeble çocukluk döneminde ve ergenlik döneminde -yetişkinliği bile katmıyorum- bazı alışkanlıkları kazanırsak bunu hem kendi yaşlılarımıza manevi bakım anlamında daha iyi uygulayabiliriz hem de kendimiz yaşlandığımızda bunun faydasını görürüz.
- Neleri öğrenmemiz lazım bunun için. Şu an ne yapalım ki yaşlılıkta daha şükürlü, daha kabullenici, daha farkındalıklı, hayattan ve Rabbimizden memnun olarak yaşayabilelim? Bunun için pratik olarak neler yapabiliriz?
Şu anda ne halde olursak olalım, ister bakıma muhtaç olalım ister olmayalım Allah’ın bize verdiği her türlü hale şükrederek, her şeye şükür gözlüğü ile bakarak yaşamamız gerekir. Musibet de olsa, hastalık da olsa “bunda da bir hayır vardır” mantığıyla yaşayarak. Çünkü Allah bizi dünyaya gönderiyor, hepimiz öleceğiz ve burada bir sınav var. Öteki taraftaki sınavımızı düzgün vermek istiyorsak aslında bu dünyadaki sınavımızı vermek için başta sabırlı olmamız lazım, tevekkül etmemiz lazım, bulunduğumuz duruma hep şükretmemiz lazım. Hep bizden daha kötü bir durumda olan biri olabilir onu düşünmemiz lazım belki de.
- Yaşlılarla bir arada yaşıyorsak ve onlara destek vermek ihtiyacında isek onlar için ne yapabiliriz?
Belki biraz daha sabırlı olabiliriz. Sabır gerçekten önemli. Hem bakıma muhtaç yaşlının kendisi için sabırlı olmak önemli, bulunduğu durumdan şikayetçi olmamak, bunu aile efradına olumsuz yansıtmamak konusunda, hem de o kişiye bakan insanlar için sabır gözlüğünden bakılmalı. Çünkü o bakan kişi de yaşlanmaya aday bir insan ve ne ekerse onu biçecek, eğer kendisi de mutlu huzurlu bir yaşlılık istiyorsa başta kendi yaşlılarına en iyi şekilde davranması gerekiyor.
- Bunu severek nasıl yapabilir, bunu bir külfet olarak görmeden, cana minnet bilerek hatta Allah’ın bir lütfu olarak düşünerek yapabilmenin sırları nedir sizce?
Bence misafir gibi görmek. Hayatta her dönemi misafir gibi görmek. Çocukluğumuz mesela bizde misafirdi ve geçti, keza gençliğimizi de geçirdik şu an yetişkinlik dönemindeyiz ve bu da geçecek ve ardından yaşlılık. Yaşlılık sonrası zaten kabir ve ahiret hayatı. O yüzden hep bir misafirlik dönemi gibi düşünmek lazım. Kimsenin bu dünyada kalıcı olmayacağını düşünerek ona göre yaşamak, hayata daha olumlu pozitif yönden bakmayı sağlayacaktır bence.
- Hem kendi hayatımızın dönemlerine misafir olarak bakacağız hem de evimizde bir yaşlı varsa ona misafir olarak bakacağız?
Her ikisi de kesinlikle.
- Peki bu noktada çok duygusal problemler yaşanıyor. Gençlerimiz neden yaşlılarına tahammül edemiyorlar? Bazen de bakılan yaşlı, kendisine verilen hizmetten memnun kalmıyor ve genç bakıcılar da hizmetlerini beğendirememekten şikâyet edebiliyorlar. Yaşlıların bakımında sabrın önemine değinmiştiniz. Gençler neden tahammül edemiyorlar, sabır gösteremiyorlar?
Aslında burada tek taraflı düşünmemek lazım. Yaşlının kendini genç yerine koyarak empati kurması ‘onun yerinde olsam ben ne yapardım’ diye düşünmesi lazım, gencin de kendini yaşlı yerine koyarak düşünmesi lazım. Her ikisinin de birbirine pozitif bakarak yaklaşması lazım yoksa tek taraflı yapılan bir şey gerçekten olmuyor, iki taraf da birbirine gerçekten güzel gözlerle bakacak ki sonrasında çok güzel sonuçlar çıksın.
- İşin sırrı burada galiba
İşin sırrı güzel gözle bakmak, güzel görmek.
- Öyle ise bir tarafın tahammül etmesi yeterli olmuyor
İnsan o tahammülü görüp, fark edip karşılığında ‘bu insanlar bana böyle davranıyor ben de bunu yapmam gerekir’ dediği zaman zaten tekamülü olgunlaşmayı sağlıyor.
..:::www.RisaleHaber.com:::..
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.