Mardin, Nursi'ye uzman dedi diye reddedildi

Mardin, Nursi'ye uzman dedi diye reddedildi

Prof. Şerif Mardin’in TÜBA üyeliğinin neden reddediidiğine verilen o cevap:

Risale Haber - Haber Merkezi

Hürriyet Gazetesi'nde Yalçın Bayer'in köşesinde Prof. Dr. Taner Demirer imzasıyla yer alan TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) hakkındaki yazıda 'Şerif Mardin gibi dünyaca tanınmış çok değerli bir sosyal bilimcimizin bazı önyargılar ve siyasi peşin hükümler nedeni ile TÜBA üyeliğinin 2 kez reddedildiği' ifade edilmişti.

Yalçın Bayer'in köşesinde dünkü yazıya atıfta bulunularak emekli Prof. Dr. Mahmut Hortaçsu Şerif Mardin iddiasını cevapladı.

İşte Hortaçsu tarafından yazılan Prof. Şerif Mardin’in TÜBA üyeliği neden reddediğine verilen o cevap:

Bugünkü (dünkü) köşenize konuk olan Prof. Dr. Taner Demirer’in yazısını hayretle okudum. TÜBA üzerine olumsuz görüşlerin akademik camiada bulunduğunu biliyordum. Ancak kendisinin bazen ifrata varan görüşlerini, bu kurumun naçiz bir üyesi olarak yanıtlamak isterim.

Kendisinin ifade ettiği görüşün tersine dünya akademileri kendi üyelerini kendileri seçer. Bu Batı’daki akademilerde de böyledir, eski Sovyet akademilerinde de. Stalin belki bazı akademi üyelerini kurşuna dizdirmiştir. Ama akademiye üye seçtiğini duymadım. Süreç şöyle işler: İçeriden üç üye teklif eder, konsey üyenin seçilebilecek olup olmadığına karar verir, uygun görürse genel kurul oylar. Bilindiği gibi Fransız akademisinin üyelerine ‘ölümsüzler’ lakabı verilir. Şeref üyelerinin ölünceye dek karar verecek durumda olmaları bir gelenektir.

Kendisi h değeri faktörü 20 olanın seçilmesi, olmayanın seçilmemesi üzerinde duruyorlar. Bilindiği gibi bazı konularda h faktörü yüksek olabilir, bazı konularda ise olmaz. Örneğin felsefede h faktörü yirmi olur mu, bilemiyorum. Ben kuramsal fizikçiyim. h faktörüm 20’nin altındadır. Ama kendimi bir tıpçı ile kıyaslamam. Çok sayıda kişinin yazarı olduğu makalelerden alınan atıf sayısı ve bundan dolayı bulunan h faktörü bazen yanıltıcı olabiliyor. Benim konumdaki atıfları veren kuruluşlardan biri olan SPIRES (yenisi INSPIRE) atıfları verirken bir de alınan atıfı makaledeki yazar sayısına bölüp de veriyor. Özellikle deneysel parçacık fiziğinde bir deney sonucu yazılan makalede binlerce yazar adı bulunabiliyor. Bundan dolayı binlerce atıf almış bir doktora öğrencisinin atıf sayısı, atıflar yazar sayısına bölününce son derece küçük bir sayıya iniyor.

GAZETE OKUYARAK...
Sayın Prof. Dr. Demirer, son olarak somut bir olaya, Sayın Prof. Dr. Şerif Mardin’in TÜBA’ya üye yapılmayışına değinmişlerdir. Bildiğime göre bu konuda basın TÜBA’yı  suçlamış, örneğin Sayın Taha Akyol, TÜBA’nın tamamının Prof. Dr. Mardin’in zekâtı kadar bilim üretmediğininden söz açmıştı. Bizim yurtdışı üyelerimiz arasında, rastgele seçersek, örneğin Prof. Dr. Gazi Yaşargil, Prof. Dr. Fuat Sezgin, Prof. Dr. Andreas Tietze, Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann, Prof. Dr. Aziz Sancar, Prof. Dr. Gökhan Hotamışligil vardır. İçeridekiler arasında ayrım yapmamak için sadece yurtdışından üyeleri saydım. Bunlardan birkaçı vefat ettiler. Bu örnek bile zekâtı geçtiğimizi gösterir. Sonra örneğin Prof. Dr. Özbudun da üyemizdir.

Prof. Dr. Şerif Mardin’in seçilmediği toplantıda ben de vardım. Niçin kendisine ret oyu verdiğimi açıklamak isterim. Ben Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yaparken kendisi bir süre İktisadi Bilimler Fakültesi Dekanı idi. Karşılaşmışlığımız vardır. Gayet saygın bir kişiydi. Kendisi üzerine olumlu düşündüğün zamanlar olmuştur. Sonra Bediüzzaman Hazretleri üzerine, yurtdışında iken yazdığı kitabı okudum. Burada, Bediüzzaman Hazretleri’nin, II. Meşrutiyet ilanından sonra Bitlis’te iken, İstanbul’dan gelen gazetelerdeki bilim yazılarını okuyarak fizik, kimya, matematik ve diğer müspet bilimler üzerine uzman olduğunun söylendiğini yazmıştır. Hayatının en az üçte ikisini sadece fiziğin özel bir konusunda bilgi sahibi olmaya çalışarak geçiren bir kişi olarak, h sayısı ne olursa olsun bir bilim insanının bunu kitabında yazamayacağı düşüncesinde olduğum için Prof. Dr. Mardin’e ret oyu verdim. İstanbul gazetelerinin yazılarına bakarak bu konularda bugün de dün de uzman olunamaz. Bir bilim insanı, kanımca, böyle bir düşünceye kitabında yer veremez.