Risale Haber-Haber Merkezi

HDP Eşbaşkanı Sayın Selahattin Demirtaş seçim sonuçlarının açıklamasından sonra teşekkür ettiği destekçileri arasında Med-Zehra cemaatini de saymıştı. Med-Zehra cemaati bugün bir açıklama ile HDP’ye herhangi bir desteklerinin olmadığına dikkat çekti.

Açıklama şöyle:

MED-ZEHRA’DAN KAMUOYUNA DUYURU

07. 06. 2015 tarihinde gerçekleştirilen Milletvekili Genel Seçiminin ve neticesinde oluşan siyasi tablonun hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan temenni ediyoruz. Med-Zehra’nın partilerüstü çizgisine rağmen HDP Eşbaşkanı Sayın Selahattin Demirtaş seçim sonrası yaptığı konuşmasında “Bizimle ittifak kurmamalarına rağmen destek açıklamasıyla bu başarıda ortak emeği olan” sivil toplum örgütlerini sayarken Med-Zehra'yı zikrederek “özel olarak teşekkür ediyorum. ” demiştir.

HDP Eşbaşkanın Cemaatimize yaptığı teşekkürüne aynı şekilde teşekkür ile beraber Cemaatimizin çok çok önem verdiği bir hususunda altını kalın çizgiler ile çizmek ve tüm kamuoyunu bilgilendirmek için bu zorunlu açıklama yapıyoruz.

Med-Zehra’nın hiçbir siyasi partiye bugüne kadar ne açık ne kapalı herhangi bir desteği olmadığı gibi bu gün de bahsi geçtiği üzere anılan partiye de bir “destek açıklaması” yetkili kurumlarımızca yapılmış değildir. Sayın Eşbaşkanı'nın yaptığı bu açıklamayı, kendisine sunulan yanlış bir bilgi notu olarak değerlendiriyoruz.

Cemaatimize gönül veren fakat, Cemaat adına söz söyleme yetkisi olmadığı halde Siyasi Partilerin davetlerine katılanların ifade ettikleri düşünce ve görüşleri de Med-Zehra'yı bağlamamaktadır.

Med-Zehra, Kur’ânî prensipleri ve İlây-ı Kelimetullah’ı hedef-i maksad edinmiştir. Bu çizgisinden asla inhiraf etmemiş ve kuruluşundan bu güne kadar Kur’ânî ve İslamî davasından hamdolsun sapmayarak partilerüstü duruşunu Kur’ânî yaklaşımını ve sırat-ı müstakim üzerine olan çizgisini bozmamıştır. Allah’ın izniyle bundan böyle de bozmayacaktır.

Cemaatimiz bir parti, külüp, fırka, siyasi bir cemiyet vb. her nevi dünyevi veya dünyevileşmiş oluşumlardan azade salt Kur’ânî ve İslâmî bir davaya mensuptur. Bu dava hiçbir siyasi emel, dünyevi bir makam-mevki ile bazıların yanlış ve yanlı telakkileri su-i zanlarında olduğu gibi ırkî temellere oturtulamayacak kadar yüce ve ulvî bir davadır.

Zira Üstad Bedîüzzamân'ın da işaret ettiği üzere “. . . Siyaset cereyanlarında; hem muvafıkta, hem muhalifte o nurların âşıkları var. Bütün siyaset cereyanlarının ve tarafgirliklerin çok fevkinde ve onların garazkârane telakkiyatlarından müberra ve safi olan bir makamda verilen ders-i Kur'ân ve gösterilen envâr-ı Kur'âniyeden hiçbir taraf ve hiçbir kısım çekinmemek ve ittiham etmemek gerektir. . . . Elhamdülillâh siyasetten tecerrüd sebebiyle, Kur'ân'ın elmas gibi hakikatlerini propaganda-i siyaset ittihamı altında cam parçalarının kıymetine indirmedim. Belki gittikçe o elmaslar kıymetlerini her tâifenin nazarında parlak bir tarzda ziyadeleştiriyor. ”

Bizler Müslüman kimliğine sahip muvahhid ve tevhid-i kulubu şiar edinen Risale-i Nurlara sadaktle bağlı ve başlangıcından beri bu yoldaki sağlam duruş, mücadele azmi ve kararlılığımız ile bu güne kadar geldik. Allah'a binlerce hamdolsun Med-Zehra çizgisi bir ekol olma yolunda kararlı adımları ile yoluna devam etti ve bundan böylede inşallah aynı kararlılıkla yoluna devam edecektir.

Bizler Kur’ânî ve İslamî bakışımızın bize yüklediği sorumluluk bilinciyle savunmamız gereken temel insanî haklar ile İslamî hakların ayın zamanda ezilmiş ve hakkı gasbedilmişlerin tüm haklarının ön koşulsuz ve ivedilikle iade-i itibarları yapılarak verilmesi gerektiğini din ve etnik temelli bir ayırım yapmadan savunucusu olduk. İnşaallah bundan böyle de olmaya devam edeceğiz.

Kürd Meselesi bağlamında Med-Zehra, kuruluşunun ilk gününden bu yana sahih ve İslamî bir çizgi takib ederek Üstad Bedîüzzamân’ın eserlerindeki Kürd ve Kürdistan tabirlerini aynen orijinal halleri ile neşrederek bu meselede söylenmesi gerekenleri en yasaklı dönemlerde de söylemekten çekinmemiştir.

KAMUOYUNA ÖNEMLE DUYURULUR. SAYGILARIMIZLA

MED-ZEHRA