Medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Hutbe-i Şamiye isimli eserinde İslam dünyasına yönelik beyan ettiği müjdeler...
Risale Haber-Haber Merkezi
Üçüncü vehim: Bu cemiyetin, tefrikadan ve başkalarına tevlid-i ye’sden başka ne faydası var?
Elcevap: Bu, tefrik değil, tevhiddir. Ye’s değil, ümit verir. O hakikat-ı uzmâ ki, nısf-ı küre-i arzda meknuz-u uruk-u zeheb gibi bir köşesini keşif ile tecellî etmiş yeni bir şu’ledir. Bahr-i Umman bir testide sığışmadığı gibi, İttihad-ı Muhammedî de Volkan idarehanesinde veya İstanbul’da sıkışıp kalmayacaktır. Belki şimdiki kuvveden fiile çıkmış bir parça İttihad-ı Muhammedî, karu’l-âsâ gibi ikazdan ibarettir. Hem de o derece uzun ve müteselsil ve merâkiz-i İslâmiyeyi birbirine rabteden silsile-i nuraniyi ihtizaza getirmekle, onunla merbut umum mü’minleri, İ’lâ-yı Kelimetullahın bu zamanda en büyük vasıtası olan maddeten ve mânen terakkiyata bir şevk ve âmir-i vicdânî ile sevk etmektir. Zira istibdat ve tahakkümden tahallus, hâhiş ve şevk-i vicdanî ile sevk olur. Halbuki binde bir tane münevverü’l-fikirdir; vicdanen mütehassis oluyor.
Hiss-i dîn ile olsa, ehass-ı havâs ve en âmi, hiss-i din ile mütesâviyen tarik-i terakkîde münevverü’l-fikir gibidirler. Hem de tenvir-i fikre sebep olan mârifet-i âmm veya medeniyet-i tâm bizde olmadığı için, nûru’n-nur olan dîn-i İslâmı menar etmeliyiz. Tâ âheng-i terakkî muhtell olmasın.
Dördüncü vehim: İçimizdeki gayr-i müslimler ürkecekler veya bahane tutacaklar.
Elcevap: Bahane tutmak çocukluktur ve hâinliktir. Ürkmek ise cehalet veya tecâhüldür. Zira gayr-i müslimler kurûn-u vustâda ve vahşi oldukları zamanlarda ferman-ı لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ ("Dinde zorlama yoktur." Bakara Sûresi, 2:256. ) ile bu kadar edyan ve akvâm-ı muhtelife medeniyet-i İslâmiyede masum kaldıklarından, İslâmiyetin ulüvv-ü cenabı ve gayr-i müslim tevehhüm ettikleri mahzurun ademi, güneş gibi tezahür ediyor. Hem de gayr-i müslimlerin selâmeti vatanın saâdeti iledir. Ve meşrutiyetin devamı, ruhu, nokta-i istinadı ve mürşidi, şeriat ve milliyetimiz olan İslâmiyet olduğundan gayr-i müslimler bu ittihaddan ürkmek değil, takdis ve ünsiyet etmek lâzımdır.
Beşinci vehim: Ecnebîlerin bundan tevahhuş etmek ihtimali var.
Elcevap: Bu ihtimale ihtimal verenler mütevahhiştir. Zira merkez-i taassuplarında İslâmiyetin ulviyetine dair konferanslarla (HAŞİYE: Bismarck ve Mister Carlyle gibilerin malûm beyanatlarına işaret eder.) takdis etmeleri bu ihtimali reddeder.
Hem de düşmanlarımız onlar değil; asıl bizi bu kadar düşürüp i’lâ-yı kelimetullaha mâni olan ve cehalet neticesi olan muhalefet-i şeriattır. Ve zaruret ve onun semeresi olan sû-i ahlâk ve harekettir ve ihtilâf ve onun mahsulü olan ağraz ve nifaktır ki, ittihadımız bu üç insafsız düşmana hücumdur.
Amma ecnebîlerin vahşi oldukları kurun-u vustada, İslâmiyet vahşete karşı husumet ve taassuba mecbur olduğu halde adalet ve itidalini muhafaza etmiş. Hiçbir vakit engizisyon gibi etmemiş. Ve zaman-ı medeniyette ecnebîler medenî ve kuvvetli olduklarından, zararlı olan husumet ve taassup zâil olmuştur. Zira din nokta-i nazarından medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir. Ve İslâmiyeti, mahbup ve ulvî olduğunu, evâmirine imtisalen ef’al ve ahlâk ile göstermek iledir. İcbar ve husumet, vahşilerin vahşetine karşıdır.
(Devam edecek)
ÖNCEKİ BÖLÜMLER:
Avrupa ilerledi, İslam dünyası niye geri kaldı?
İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak
İslam ahlakını yaşarsak diğer din mensupları İslâmiyete girecek
Elbette böyle bir zamanda Kur’ân hükmedecek
İslam'ın önündeki sekiz engel dağılıyor
Amerika ve Avrupa filizofları İslam'ı övüyor
İslamiyet maddeten de hükmedecek
İslam aleminin kırılmaz 5 kuvveti var
Yeryüzü pisliklerden temizlenecek, dünya barışı sağlanacak
İslam dünyası hakkında nasıl ümitsiz olursunuz?
İslâmiyet aleyhinde bu halin devam etmesi hiç mümkün müdür?
İşte İslam aleminin kalbindeki hastalığı öldüren ayet
Doğruluğu ihya edip hastalıklarımızı tedâvi etmeliyiz
Bediüzzaman: Yol ikidir; ya doğru söyle, ya da sus!
Husumet ve adavetin vakti bitti öyleyse...
Muhabbet, uhuvvet, sevmek, İslamiyetin mizacıdır
Neme lâzım deyip tembellik döşeğine atmak zamanı değil!
Hakikat-i İslâmiye bütün siyâsâtın fevkindedir
İttihad-ı İslâmın tam zamanı gelmeye başlıyor
Ecnebiler işte bu ahlakımızı çaldılar ve yükseldiler
Müslümanların saadetlerinin anahtarı meşveret-i şer’iyedir
Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun!
Şûrâ-yı şer'î o düşmanları durdurur
Hamiyet-i diniye mi, hamiyet-i milliye mi lâzım?
Ahirette olduğu gibi, dünyada da İslâmiyet milliyeti hakim olacak
İman dünyada da bir mânevî cenneti temin eder
İnsanlık, Kur’ân’ın hakaikine yapışacak
'Dindar milletvekilleri bana siyaseti şeriata âlet ediyorsun' dediler
Hakikî adalet odur ki Allah’ın emri namıyla olsun
Mesleğimiz, ahlâk-ı Ahmediye ile tahallûk ve sünneti ihyâ etmektir
Gazetecilerin yaptığı iki kıyas-ı fâsid
Arap,Türk,Kürt,Arnavut,Çerkez ve Lâzların en kuvvetli milliyetleri İslâmiyettir
İttihad-ı Muhammedî dediğimizde o cemaat murad değildi
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.