Mehmet Abidin KARTAL

Mehmet Abidin KARTAL

Fecr-i sadığın ayak sesleri…

İnsan canlılar içinde en üstün mevkide yaratılmıştır. Ona en üstün cevher olan akıl ve irade verilmiştir. İnsan aklını kullanarak düşünme faaliyetinde bulunur. Düşünerek, tefekkür ederek, okuyarak bilgiye ulaşır. Mükemmel sistemi okuyarak hakikate ulaşır. Kainattaki her şey insana hizmet etmektedir. Canlılara en büyük hizmeti güneş yapmaktadır. Bitkilerin, hayvanların ve insanların hayatlarının devamını sağlayan güneştir. Bütün rızkın en büyük medarı hükmündedir.

Hayat kaynağımız güneş, dünyamızı aydınlatıyor, hayatımıza kaynaklık ediyor. İslamiyet de manevi dünyamızı aydınlatıyor ve ebedi hayatımıza kaynaklık edip nur saçıyor. Tarihi süreçte bu nuru göstermemek için insanların gözlerine yasaklar ve perdeler çekildiğini görüyoruz. Altı asır adaletle, merhametle hükmederek insanlığa huzuru yaşatan Osmanlının yıkılmasıyla İslam ümmeti parçalandı ve dünyanın nuruna perdeler çekilerek insanlık karanlıklar içinde yaşamaya mahkum edildi.

Siyonizm’in insanlığa yaptığı kötülük

Ecdadımız Osmanlı imparatorluğunun tarih sahnesinden çekilmesinden bu yana Siyonizm zihniyetinin dünyaya nizam verdiğini görüyoruz.

Bu zihniyet dünyayı “tefecilikle” ve “algı operasyonları”yla yönetiyor.

Tefecilik nedir? Faizle para kazanmak.

Kapitalizm denilen bu sistemde, zor durumdaki insanlar, toplumlar faizle borçlandırıyor, borç ödeyemeyecek duruma düştüklerinde boğazlarına çökülüyor. "Sen çalış ben yiyeyim. "

Bu sistemde kibir, güçlü olmak, zengin olmak insan nefsini ilahlaştırıyor. Karun gibi maddi servet, zenginlik başını döndürmeye başlıyor. "Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne. "

Siyonistler, dünyanın beynine “Faizsiz ekonomi olmaz, olamaz!” algısını yerleştirdiler…

Bunu da başardılar.

Osmanlıyı çökertmek için de faizi kullandılar… Sonuçta, Osmanlı battı!..

Şeytanın askerleri Siyonistler, ekonomi faizsiz olmaz diyerek, insanın, toplumların işini ve aşını zehirlemiş, insanların feleğini şaşırtmıştır. Haram zenginliğin getirdiği şeytanî refahla sarhoş olmuş bir azınlık, paranın patronları şeytan pisliklerinin perişan ettiği büyük kitlelerin sefalet ve gözyaşları üstüne saltanat kurmuş bulunuyorlar.

Bu saltanat ile Siyonistler dünya ekonomisine yön veriyorlar, yönetiyorlar.

Dünya ekonomisi Siyonistlerin işgali altında…

Gazze Siyonistlerin gerçek çehresini ortaya çıkardı

Tevrat tahrif edilerek, Yahudilik içinde, son derece kibirli, katı ve Yahudi olmayan insanlara karşı düşmanlık, nefret dolu bir eğilim gelişmiştir. Bu sapma, sapık zihniyet son bir yüzyıldır akan kanların en büyük sorumlusu olan Siyonizm’i doğurmuştur.

Ekonomik güçlerini hiç kaybetmeyeceklerini düşünen günümüzün Karunları, Siyonistler menfaatleri ve sapık zihniyetlerini gerçekleştirmek için dünyayı yangın yerine çevirmeye devam ediyorlar.

2. Dünya savaşından sonra kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatının hedefi gelecek nesilleri savaşın belalarından ve zulümlerinden kurtarmak, dünyada barışı, güvenliği, refahı, huzuru, gelir dağılımı adaletini sağlamaktı. Kapitalist sistemin prensiplerinden güç alan BM barışı, huzuru, gelir dağılımında adaleti sağlayamadı. Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyinde daimî 5 üye “veto” hakkını kullanarak yüzlerce ülkenin taleplerini engelliyor, haksızlık ve adaletsizliğe zemin hazırlıyor.

BM’nin yapısı adaletsizdir, demokratik değildir. Adaletsiz yapıdan adaletli işler yapmasını beklemek beyhudedir. Yapılan icraatlar da bunu doğrulamaktadır.

Katil İsrail’in 1948 yılından bu yana Filistinlilere yönelik kesintisiz bir şekilde izlediği saldırgan yayılmacı siyaset karşısında sessiz kalan BM, 7 Ekim 2023 ten beri Gazze’de yaşanan vahşeti, soykırımını, yetersiz beslenme ve susuzluktan ölenlerin sayısının her gün artmasını da izliyor. Kararlar alınıyor ama uygulanamıyor. Çünkü, ABD veto ediyor.

Demokrasi, insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, düşünce hakları, inanç hakları, BM kararları… hepsi Gazze’de enkaz altında kaldı. Dünyanın bugüne kadar kitap sayfalarında kalan bu süslü laflarla kandırıldığını Gazze haykırıyor. Bunların hepsinin yalan olduğunu dünyanın vicdanı artık görüyor. Tarih artık Gazze’den önce, Gazze’den sonra diye yazılacak. İsrailli-İngiliz tarihçi Avi Shlaim, “Bir Yahudi olarak Filistin davasını desteklemenin ve onun adına sesimi yükseltmenin ahlaki bir görev olduğunu hissediyorum.” Derken, Gazze’den sonraki tarihin şifrelerini veriyor sanki… Olaylara ve yaşananlara ahlak penceresinden bakmak. “Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” Buyuruyor Kainatın efendisi (sav).

Bizim tarihçilerimiz arasında Filistin davasını desteklemek için sesini yükseltmenin ahlaki bir görev olduğunu hisseden kaç kişi vardır? Seslerini yükseltseler de duysak. Akademisyen tarihçilerimiz düzenleyecekleri bir sempozyumla Gazze’de yaşanan soykırımını, vahşeti, Gazze’den sonraki tarihin şifrelerini dünya gündemine taşıyamazlar mı?

7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşananlardan dolayı artık, dünya ülkelerini kıtalara, ırklara ve inançlara göre düşünmenin sınırları kalktı. İnsan tabakaları arasında insani, doğru, iyilik ve insani olmayan, yanlış, kötü ayrışması toplumların tabanında kendini gösterdikçe, "güçlüysem haklıyım" diyen güç odaklarının dünyadaki iktidar ağları gerileyecek ve çökecektir. "Devletler milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terki mevki ediyor" tespiti, Bediüzzaman'ın yüzyıl önceki öngörüsü olarak geleceği müjdeliyor.

Katil İsrail’in vahşeti, barbarlığı, ABD ve Batılı yönetimleri halkıyla karşı karşıya getirdi. Gazze’de yaşanan bu büyük katliamı bir an önce sonlandırmak buna yönelik somut adımların atılmasını sağlamak insanlığın birinci sorumluluğudur. Yönetimler sonunda halklarının taleplerini yerine getirmek zorunda kalacaklardır. Günün sonunda, uluslararası insan hakları yasaları uygulamaya sokulacaktır. Gazze’deki vahşetin, katliamların baş sorumlusu ABD başkanı, Biden, tek sözle vahşeti durdurabilecekken, şimdilik uluslararası kamuoyunda ortaya çıkan tepkinin bir neticesi ve halkının talepleri karşısında orduya Gazze limanında yardım rıhtımı kurulması talimatın verdiğini söylüyor. Vahşeti, katliamı başlatan ABD, vahşeti, katliamı durdurma sözünü de mecburen verecektir.

Gazze’de İslam’ın izzetini korumak için şanlı, mübarek direniş verilirken, Gazze'de yaşananları anlatan Filistinli kardeşimiz, Müslüman aleminin sessizliğine tepki gösteriyordu.

"İslam ümmeti mi? Başaramadılar ve kaybettiler. Ahirette onlardan davacı olacağız. Allah'ın huzurunda hepinizi dava edeceğiz. Sonra size burada yaşadıklarımızı anlatacağız. Diyeceğiz ki, "Koyunlar gibi bizi öldürüyorlardı ve toplu mezarlar kazıp oraya gömülüyorduk." Toplu mezarlarda ölüyoruz, ey Müslümanlar. Allah'ın huzurunda sizi dava edeceğiz ey Müslümanlar. Allah'ın huzurunda bütün suçu size atacağız. Bu kadar."

İslam aleminin sessizliğine rağmen, küresel vicdanın harekete geçmesi "Avrupa da İslamiyet’e hamiledir; o da bir İslam devleti doğuracak” hakikatini müjdeliyor.

Artık mızrak çuvala sığmıyor. Küresel vicdan Gazze’nin, Filistin’in imanıyla, ihlasıyla uyandı, uyanıyor. Dünyada vicdan sahibi insanlar, bugün sinsi bir şekilde medya gücüyle manipüle edilerek demokrasi adına kandırıldıklarının farkına varıyorlar. Dünyanın her yerinde vicdanlı idareciler, milletvekilleri, bilim adamları, vicdanlı insanlar tepkilerini gösteriyorlar. Katil İsrail’i boykot ediyorlar. Müslüman oluyorlar. Müslüman olanların hidayet hikayelerini, okuyor, izliyoruz. Doğrular yanlışa, iyilikler kötülüğe galip geliyor. Dünyayı vicdan ve iyilikler değiştirecektir. Vicdanın ve iyiliklerin katilleri, destekleyenleri, sessiz kalanları önüne katarak okyanusun dibine gömeceği günler yakındır inşallah.

İman ve Fecr-i sadık

"İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır. Küfür, insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder. "

"İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir… "

Yukarıdaki hakikatler bugün Gazze’de, Filistin’de müşahhas olarak yaşanıyor.

Küfrün katil Siyonistleri nasıl aciz, ahlaksız, kötülük makinesi, korkak canavar bir hayvan haline getirdiğini dünya izliyor.

Gazzeli anaların, babaların, çocukların imanlarını, ihlaslarını, teslim ve tevekküllerini, ölümden zerre korkmadıklarını izliyoruz, dünya izliyor. Bize, dünyaya imanın gücünü nasıl yaşandığını gösteriyorlar. İman ve ihlasın tesiri ile her gün dünyada Müslüman olanların sayısı artıyor…

Analar, babalar, çocuklarının cansız bedenlerini iki elleriyle havaya kaldırıp ,"Feda olsun senin yoluna ya Rabbi, Hasbunallahu ve ni'me'l-vekîl ni'mel mevla ve ni'men nâsîr." (Allah bize yeter, o ne güzel vekildir. O ne güzel Mevla o ne güzel yardımcıdır.) diyerek, evlatlarını Allah yolunda seve seve feda edebiliyorlar. Katil Siyonistlere meydan okuyorlar.

Gazze’de inanmanın, adanmanın sadece Allah için yaşamanın manzaralarını izliyoruz, dünya izliyor. Gazze’de insanların gözlerinden perdeler kalkmış, iman hakikatlerini yaşıyorlar, korkmuyorlar. Gazze’deki bu iman ve korkusuzluk, korkular ve tereddütler arasında bunalan dünya halklarını etkiliyor. Dünya derin uykudan uyanıyor. Artık Siyonistler kendilerini gizleyemeyecekler. Hangi ağacın, hangi taşın arkasına saklansalar da, ağacın ve taşın konuşacağı günler yakındır.

İnsanlığın kurtuluşunun ancak Siyonizm’den kurtulmakla mümkün olabileceğini dünya halkları gördü.

Gazze’de iman, imkanı yeniyor. İnşallah yakın zamanda Filistin, Gazze hürriyetlerine kavuştuklarında, "Hür İnsanlık Düzeninde" beşeriyet barış ve refahı yaşamaya başlayacaktır.

"Fecr-i sadık", inançsızlığın, vahşetin bitip, yerine iman, inanç, merhamet çağının başlayacağı zamanın adıdır. Bediüzzaman Hazretleri, İslam güneşinin doğacağı ve insanlığı aydınlatmaya başlayacağı zamana, fecr-i sadık demiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Temmuz 2020 Cuma günü 86 yıl sonra, Bediüzzaman’ın isteği olan Ayasofya’yı camiye çevirerek Cuma namazıyla ibadete açılmasına sebep oldu. Milletin ve ümmetin 86 yıllık hayalini yerine getirdi.

Bediüzzaman Said Nursi, “Ayasofya İslam’ın fecr-i sadığıdır” diyor. Ahir zamanda, İslamiyet’in yeniden dünyaya huzuru, adaleti, merhameti getirmesinin ilk adımı atıldı.

Küfür, kötülük, şer, zulüm zirvesini yaşarken eş zamanlı olarak iman, iyilik, cesaret, merhamet, ölümden korkmamak, ahiret inancı Gazze üzerinden yükselerek dünya halklarına dalga dalga yayılması, insanların Kur’an-ı okuyarak Müslüman olmaya başlamaları, fecr-i sadığın ayak sesleridir. “Vücudunu Mûcidine feda et. Mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın….” Hakikatini yaşayan Filistinli, Gazzeli kardeşlerimiz fecr-i sadığın yollarını açıyorlar. Ahirette bu kardeşlerimize gıpta edeceğiz. Vesselam…

"Ümit var olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum