Mehmet Akif'i de unutmayın

Mehmet Akif'i de unutmayın

Memur-Sen, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kültür etkinliklerinde ayrımcılık yaptığını iddia etti

Ömer Oruç'un haberi:
 
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kültür etkinliklerinde ayrımcılık yaptığını iddia etti.

Millî şair Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıldönümünde hiçbir program düzenlenmezken Hikmet'in çok sayıda faaliyetle anılmasına tepki gösterdi. Her ikisinin de Türkiye'nin değerleri olduğunu belirten Şenocak, birini diğerinden daha fazla ön plana çıkarmanın yanlışlığına dikkat çekti.
Konu hakkında yazılı bir açıklama yapan Memur Sen Şube Başkanı Şenocak, "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, Nazım ve benzeri sol dünya görüşüne ait sanatçılar için sık sık organizasyonlar düzenleyip kaynaklarının ciddi bir kısmını bu faaliyetlere aktardığı halde taraflı davranıp aynı hassasiyeti millî şairimiz Mehmet Akif, Yahya Kemal, veya Necip Fazıl konusunda özen göstermemesine anlam veremiyoruz. Biz kültür faaliyetlerine önem verilmesi, sanatçıların her anlamda desteklenmesinden yanayız. Şu da unutulmamalıdır ki kamunun harcadığı kaynaklar, yalnızca insanların bir bölümüne değildir, hepimize ait kaynaktır. Bu toprakların binlerce yıllık geleneğinden kopup gelen yüzlerce edebi değerimizi görmezlikten gelmeye kimsenin hakkı yoktur." dedi.

Nazım Hikmet için düzenlenen törenlere karşı olmadıklarının altını çizen Abdurrahim Şenocak, "Nazım Hikmet, hiç şüphesiz bu milletin yetiştirdiği önemli edebi kişiliklerden biridir. Dünya görüşümüz ayrı olsa bile onun memleket sevgisi tartışılmaz ancak Türkiye'de sol ya da kendini öyle tanımlayanlardan ciddi bir kısmı, entelektüel birikim ve empati yetersizliğiyle sanatı yalnızca kendi dünya görüşlerine ait insanların icra ettiği yargısıyla bu toprakların eşsiz birikimi edebi hazinelersini görmezlikten gelmektedir. Örneğin Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'in hocası olduğu, ilk şiirlerini düzeltip yayınlanmasına destek verdiği düşünülürse, Yahya Kemalsiz bir Nazım Hikmet'i nasıl düşüneceklerini bilmemektedirler. Bu ülkede büyük şairler ya da üstadlar, bu toprağın kaynaklarından beslenerek ünvanlarını hakeder. Zira Nazım'ın da Farsça çevirilere ilgisi ve destan yazmış olması gibi birçok örnekle bu toprakların kaynaklarını inkar etmediği, aksine beslendiği gerçeğini görürüz. Onun takipçileri ise aynı hassasiyeti göstermeyip bu değerlere kör ve sağır olmuşlardır." şeklinde konuştu.

Cihan