Mehmet Selim MARDİN
Meşhurların Hatıra Defterlerinde Bediüzzaman Said Nursi’nin Yazıları
Osmanlı döneminde yaşayan zamanın meşhur insanlarının kendi el yazıları ve imzaları ile güzel sözlerinin yer aldığı hatıra defteri niteliği taşıyan mecmualarına “Hutût-ı meşâhir” veya “Defter-i meşâhir” denilmekteydi. Bu defterlerde yazanlar genelde zamanın hattatları, ressamlar, ilim adamları ve devlet adamları gibi geniş kesimlerdi.
Bu eserin meydana gelebilmesi için tespit edilen isme, verilen deftere bir şeyler yazması istenir. Bu isim de bilgi, birikim, görgü hatta mahâretini burada gösterir. Bu bazen özlü bir söz, bazen mensûr ve manzum satırlar olabilir. Eğer defterin tevdî edildiği isim bir sanatkâr ise sanatının mahâretini de gösterebilir. (1)
Bediüzzaman Said Nursi de bu hatıra defterlerinden ulaşabildiğimiz iki mecmuada kendi hattı ile yazılar yazmıştır. Bu eserlerden birincisi olan Yaşar Şâdi Efendi’nin “Hutût-ı Meşâhir” İsimli eseridir.
Yaşar Şâdi, 1336/1920 ile 1338/1923 yılları arasında kültür, sanat, edebiyat, müzik ve ricâl-i devletten ulaşabildiği geniş bir kesimden defterine hatıra yazdırmıştır. Çok değişik kesimden ve geniş bir yelpazeden isimler bu defterde bir araya gelmiş görünmektedir.
Yaşar Şâdî, Atpazarı esnafından, Kayseri’nin Talas nahiyesi ahalisinden Ak Mehmedzâde’nin oğludur. 1888 [4 Eylül 1304]’de İstanbul’da doğdu. Fâtih İbtidâî ve Rüşdî mekteblerinde okuduktan sonra Mercân İdâdî Mektebine girdi. Şehâdetnâme aldı. Hukuk Mektebine kaydoldu. Bir sene kadar Rüsûmât Emâneti Muhâsebe Kalemine devâm etti. 1909’da müsabaka ile Şirket-i Hayriye idâresine kabûl edildi. Hukuk Mektebine devâmına şirketçe müsâade olunmadığından mektebi terk etti. Bir buçuk sene Ticâret-i Bahriye Kapudan Mektebinde ve üç ay İbtidaî Haric Medresesi’nde Türkçe okuttu. 1923 [14 Zilkade 1341] de vefat etti. (2)
Yaşar Şâdi Efendi “Hutût-ı Meşâhir” mecmuasında Bediüzzaman Said Nursi’yi tarif ederken “Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiyye fuzalây-ı azasından Bediuzzaman ve fâzıl-ı yegâne-i deverân Molla Saîd Kürdî hazretlerinin hatt-ı dest-i fazılâneleridir. 7 Nisan 336 (1920)” ifadelerini kullanır.
Bu eserin 102. Sahifesinde yer alan Bediüzzaman’ın kendi el yazısı ile;
“Düşmanın düşmanı dosttur nasıl ki
Düşmanın dostu düşmandır min haysu
Saîd Kürdî
Ani’l-haseni ve ebi’l-haseni ve ceddi’l-haseni inne
ahsene’l-haseni el hulku’l-haseni” sözleri yer alır.
Birinci cümlede geçen Bediuzzaman’ın bu vecizesi Hakikat Çekirdekleri eserinde de geçmektedir.
İkinci cümlede geçen arapça ibarede “Hasan, Hasan’ın babası (Hz. Ali ra) Hasan’ın dedesinden (Hz. Muhammed asm) rivayet ettiğine göre yaratılmışların en iyisi güzel ahlaklı olandır” rivayetini yazar.
Bediüzzaman’ın kendi hattı ile hatıra defterine yazdığı vecize ve hadis
Bediüzzaman Said Nursi’nin kendi hattı ile yazdığı hatıra defterlerinin ikincisi “Süheyl Ünver'in Defter-i Meşahirleri” adlı eseridir. Tıp doktoru, kültür tarihçisi, ressam, müzehhip Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in 20. yüzyılın ilk yarısında oluşturduğu “Defter-i Meşahirleri” eseri defterler, devrin önde gelen şahsiyetlerine ait özel notlar, şiirler, hüsn-i hat istifleri, resimler, imzalar, tarih ve mühürler içeriyor.
Süheyl Ünver İstanbul'da doğdu. Medresetü'l-Hattatin'de tezhip ve ebru öğrendi. Türk süslemesi minyatür sanatı ile uğraştı. Darülfünun Tıp Fakültesi'ni bitirdi (1920). Paris Tıp Fakültesi'nde iç hastalıkları uzmanlıklarını tamamladı (1927-1929). Tıp Fakültesi Tedavi Kliniği ile Farmakodinami müderris yardımcılığı yaptı (1930). Gureba ve Haseki hastanelerinde çalıştı, Sanayi Mektebinde asistanlık yaptı. İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsünü kurdu, Güzel Sanatlar Akademisi hocalığı yaptı. 1933 senesinde Üniversite Tıp Tarihi Enstitüsü direktörü oldu. 1938'de profesör, 1954'te ordinaryüs profesör oldu. 1967'de Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde Tıp Tarihi ve Deontoloji kürsüsünü kurdu. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde "Türk Minyatürü ve Süslemesi" hocalığı yaptı. Ünver, 1973'te emekli oldu, 1986'da vefat etti.
Said Nursi, Ünver’in defterine, 10. yüzyılda yaşayan, hitabeti ve vaazlarıyla ünlü İbn Semûn’undan Arapça bir şiir yazmış. Tercümesi şöyle: “Zikirden hâli olan kelâm boş bir sözdür. Fikirden hâli olan sükût bir hatadır. İbretten hâli olan nazar ve düşünce de boş bir eğlencedir.” (3)
Arapçası: An İbn Sem’ûn
Küllü kelâmin halâ ani’z zikri fe hüve lağvun
Ve küllü sükütin halâ ani’l fikreti fe hüve sehvun
Ve küllü nazarin halâ ani’l ibreti fe hüve lehvün
Said Nursi
Bediüzzaman’ın kendi hattı ile yazdığı İbn Sem’ûn’a ait arapça beyit
Said Nursi’nin sözlerini kendi hattı ile hatıra defterine kaydettiği İbn Sem’ûn, 300’de (912) Bağdat’ta doğdu. Gençliğinde camilerde vaazlar dinledi, sûfîlerin sohbetinde bulundu. Özellikle Ebû Bekir eş-Şiblî’nin takdirini kazandı. Sem‘ûn adını taşıyan dedesinin kendisine vermiş olduğu İbn Sem‘ûn unvanıyla anılmaya başladı. Gençliğinde bir süre kitap istinsah ederek ailesinin geçimini sağlamaya çalıştı. Hacca gitti ve hac dönüşü Kudüs’ü ziyaret ederek memleketine döndü. 387 yılı Zilkade ayında (Kasım 997) vefat eden İbn Sem‘ûn’ hitabetinin fevkalâde güzel, ifadesinin düzgün, vaazlarının etkileyici ve coşturucu olduğu, onu dinlemeye gelenler arasında sözlerini not edenlerin bulunduğu, anlamlı ve özlü konuşmalarından dolayı kendisine “nâtıku’l-hikme” unvanının verildiği kaydedilmektedir. (4)
KAYNAKLAR
1. https://www.gzt.com/nihayet/htirat-mecmualarinin-en-kapsamlisi-yasar-sd-beyin-hutt-i- meshir-mecmuasi-3580633
2. Yaşar Şâdi Efendi’nin “Hutût-ı Meşâhir” İsimli Hatıra Defteri ve Muhtevası Süleyman Berk. FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi Sayı.5 Yıl 2015
3. https://www.yenisafak.com/hayat/eski-defterler-acildi-suheyl-unverin-20-yuzyilin-ilk-yarisinda-olusturdugu-defter-i-mesahirleri-yayimlandi-4504692
4. https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-semun
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.