
Mücahit BİLİCİ
‘Menfi Milliyet’ Kavramına Müsbet bir Yaklaşım
Denebilir ki menfi milliyet kavramına bugüne kadar hep menfi yaklaşılmış. Sürgüne gönderildiği için anlaşılmayan bu kavramı ancak muhakemenin huzuruna ve nazarların önüne getirerek anlayabiliriz. Menfi milliyet hakiki iskan yeri olan hariçte değil dahilde aranmış, bulunamamıştır. Yani mahiyeti bihakkin tesbit edilememiştir. İkamet yeri, zaman geçirdiği mekan yanlış bilindiği için yaklaşımlar tesbit edici müsbet yaklaşımlar değil inkar edici menfi yaklaşımlar olmuştur. Menfi milliyete müsbet yaklaşmak demek onu hakiki ikamet yerinde aramak demektir. Şimdi onu yapalım.
Menfi milliyet “zararlı milliyetçilik” demek değildir. “Menfi” kavramının istilahi manasını hatırlamakta fayda var: Menfi milliyet nefyeden milliyettir. Nefy birşeyi sürgüne göndermek, yok saymak demektir.Yani isbat eden değil inkar eden milliyettir menfi milliyet. Peki kimi nefyeder bu tarz milliyet? Dünyada “kendini” inkar eden milliyet(çi) yoktur. Milliyetçi olup da ben veya biz yokuz diyen milliyetçi yoktur. Fakat ‘başkasını nefyettiği gerçeği’ni, başkasını inkar ettiğine dair hakikati inkar eden milliyetçi çoktur. O halde menfi milliyetin yoksaydığı, inkar ettiği şey kendisi değil başkasıdır. Menfi milliyet “aheri yutmakla beslenir.” Binaenaleyh, menfi milliyet bize “beni bende aramayın, ben kendimde değilim. Aheri (ötekini) yutmakla (inkar etmekle, nakzetmekle) meşgulum” der.
Menfi milliyet kendi(liğinin) evinde değil başkasının bahçesinde başkasını aşağılamak, yutmak ve inkar etmekle meşgul olduğu için menfi milliyeti derdest etmek isteyen ehl-i tahkik ve tefekkürün gitmesi gereken yer orasıdır. Orada menfi milliyetin mahiyeti net bir şekilde karşımıza çıkar: Menfi milliyet nefyeden fikr-i milliyettir. Popüler kullanımındaki “zararlı” algısı kelimenin kendi manasından ziyade sonradan atfedilmiş bir manadır. Menfi’den muzır’a yapılan bu semantik sıçrama bu tarz milliyetin mahiyetinin anlaşılmasını zorlaştırmıştır. Şu halde menfi milliyet(çi-lik) evinin dışında (Yunana kahpe, Kürd’e namevcut, Ermeni’ye hain diye bağırırken) bihakkin teşhis ve tesbit edilebilir. Menfi milliyet fikri taskindir ve hemencecik milliyetçiliğe dönüşür.
Bunun zıddı olan “müsbet milliyet” ise (komşudan özel bir talep veya sataşma yoksa) neredeyse her zaman kendi evindedir, vatanını sever. Evinin muhabbeti ve güzelleştirilmesi ile meşguldür. Yani müsbet milliyet sabitleyen, tespit eden, temel atan, yapı kuran, yuva yapan, dayanışma ve muhabbet halatlarını evinin içindeki sütunlar arasında bağlayan milliyettir. Bu halatlar dini, vatani ve sınıfi bağlardır. Barışçıl bir ağın işçisidir, faydalı bir tutkal gibidir. Müsbet milliyet kendisinin kim olduğu ile ilgilidir ve kendisi sabittir. Menfi milliyet ise başkasının inkarı ile ilgilidir ve bu sebeple sabit değil başka yerdedir, başkasının peşindedir.
Menfi milliyeti evinde arayanların onu bulamamış olması ve (menfi bir adım atarak) yokluğuna hükmetmişlikleri bir tesadüf değildir. Menfi milliyet kendisini inkar eder: “bizim milliyet(çilik)imiz menfi değildir, başkası ırkçı biz ırkçı değiliz ilaahir…” Tesbiti için ona müsbet yaklaşılmalı ve evinin dışında aranmalıdır. Orada menfi milliyet bütün çirkinliği ile başkasını nefyederken, komşusunu nakzederken görülebilir. Müsbet milliyet, fıtri olan bir hal-i insaniyettir (Hucurat Süresi, 13). Menfi milliyet ise küfri (hakkı örten) bir nefiy ve inkardır. İnsan birincisinde bulur kendini. Ama ikincisi için özel bir teşebbüste bulunur ve mesuldur.
Dolayısı ile müsbet milliyet ile menfi milliyeti birbirinden ayırd etmenin yolu onların sesine kulak vermektir: menfi milliyet hep kendisinin (münkirliğin) inkarı ile meşguldür: “biz filankesler başkaları gibi ırkçı değiliz, biz faydalı ve zararsız bir milliyet fikrini taşıyoruz…” Menfi milliyet kendisini inkar eder. Mazeret ile meşguldür. Teşhisi kolaydır: başkasını nakzederek kendisini tezkiye eder, ötekiye müracaat etmeden kendi olarak duramaz.
Müsbet milliyet ise kendisinden kolay kolay bahsetmez (biz havuzunun içindeki meseleler ile meşguldür). Yakın zamana kadar kendisine müsbet milliyet diyen aslında menfi milliyettir. Hiç sesi çıkmayan, etrafa bağırmayan milliyet ise müsbet milliyettir. Münkir olan menfi milliyetin ihlallerine nazara verip itiraz etmenin adı ise milliyet değil “adalet”tir.
Netice itibariyle, milliyet fertte ene’ye tekabul eder ve fıtridir; çünkü malikiyeti tatmayan Lehul-Mülkü diyemez. Ama Lehül-mülkü diyemeyen de adil olamaz. Milliyet fıtri ve gerekli, milliyet-çilik ise menfi ve merduttur.
Hülasa: Milliyet müsbettir, milliyetçilik ise menfidir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
İslami açıdan olanı değil,olması gerekeni;ehl-i imanı ırkçılık vartasındankurtaracak,ufuk açıcı ;hakları gasp edilen mazlumları daha iyi anlamaya vesile olacak güzel bir tefekkür örneği.Allah,ilminizi ve çabanızı artırsın..
Yanıtla (0) (0)İlk başta Mücahit Hocamızı bu güzel yazısından dolayı tebrik ediyoruz. Risale-i Nur'u okuyan binlerce insanın "müsbet" ve "menfi milliyet" kavramlarını "iş"lerine geldikleri gibi yorumladıklarına şahit olduk. Bence bu yazı bu kargaşalığa bir son vermiştir.
Yanıtla (0) (0)Mücahit kardeşimiz kendi uslubu içinde bir takım tespit ve yorumlar yapmış. Kendi içinde güzel. Ancak Mektubat 26. mektup 3. mebhas esas alınarak meseleye bakıldığında hakiki yorum görülür. "Fikr-i Milliyet şu asırda çok ileri gitmiş" "Hem fikr-i milliyette bir zevk-i nefsani var gafletkarane bir lezzet var şeaametli bir kuvvet var" "fikr-i milliyeti bırakınız denilmez" "Fakat fikr-i milliyeti bırakınız denilmez" "bir kısmı menfidir şeaametlidir zararlıdır .. diğerine adavetle devam eder müteyakkız davranır" "müsbet milliyet hayat-ı içtimaiyenin ihtiyaç-ı dahilisinden ileri geliyor. Teavüne tesanüde sebeptir... uhuvvet-i İslamiyeyi daha ziyade teyid edecek bir vasıta olur." "Milliyetinizi Kura'na ve İslamiyete kal'a yap(tınız)ız" İşte bu hakikatlar en güzel izahlar olsa gerek başka kelam ancak bu hakikatları şerhi ve izahı mesabesinde olmalı. Başka mecraa lüzum yok. vesselam
Yanıtla (0) (0)Maşallah,barekellah Allah ilminizi,ferasetinizi artıırsın.Kitabın tam ortasından konuşmuşsunuz.Bu tür şerh ve izahlara şiddetle ihtiyacımız vardır.
Yanıtla (0) (0)bu hangi ıstılahtır, yani hangi teknik terimdir. nasıl zorlama bir tevildir anlayamıyorum. Menfi=olumsuz Müsbet=olumlu bu ıstılahi karşılıği iken nereden çıkarıyorsunuz nefy kökünü. Risale-i nur onlarca yerinde menfi milliyetçiliğin zararlı olduğu yazılı iken menfi milliyetçiliği zararsızlaştırmak da nereden çıktı arkadaş
Yanıtla (0) (0)Risalelerin insa ettigi zihinlere ihtiyacımız var.
Yanıtla (0) (0)Risaleleri kendi nefsine göre konuşturan zihinlere değil!
Sağolsun, var olsun; Mücahid Bey Risale-i Nurlardan hareketle menfi ve müsbet milliyeti çok güzel tasvir etmiş; Nur Talabesinin bu kavramlara dair düşünce dünyasını dillendirmiştir. Milliyetçlerin mabudu olan milliyetçiliği, yani başkasını yutmakla idame-i hayat eden menfi ve muzur milliyetçiliğe güzel bir neşter atmıştır. Ademoğullarının milliytçilik ekseninde değil, takva ve fazilet mihverinde hareket etmelerine nazar-ı dikkati celbetmiştir; Allah eksikliğini vermesin. Bu kabilden yazıların devamını diliyorum; ta ki bu çağdaş putu alaşağı eden İbrahimlerin sayısını çoğaltabilelim.
Yanıtla (0) (0)Allah razı olsun bu türden ezber bozan şerhlere çok ihtiyacımız var. risale mukallitliği derde deva olmuyor tahkik şart. menfinin nefy kökünden geldiğini rededen kardeşime arapça lügatine bakmayı öneririm. hem olum-suz ne demek. kitap konuşmaz arkadaşlar onu biz konuştururuz. kuran kendi tabiriyle hem hidayet hem de dalalet vesilesidir. kişinin nazar ve niyetine göre hüküm alır. milliyetçi bir zihin risaleyi okuyup milliyetçiliğine delil bulabilir. asıl olan tevazu ile iddiasız bir tavırla risaleye muhatap olmaktır. o zaman kitap bize rehber olur aksi halde kendi hezeyanımıza KİTAPtan bahane bulma çabası olur. vesselam
Yanıtla (0) (0)Mücahid Bilici ye tebrikler.Evet Kürt sorununa çözüm isteyen evvela kendisindeki milliyetçiliği nefyetmeliki soruna kardeşane bakabilsin.Maalesef bugüne kadar bu nefyi gerçekleştirebilen yoktur.Laiklerimizde muhafakarlarımızda kemalizmin milliyetçilik cenderesine sıkışmış durumdalar pek kurtulmakta istemiyorlar galiba.Selamlar
Yanıtla (0) (0)Biz milleti İslamiyedeniz...
Yanıtla (0) (0)Mücahit Bilici'nin yazılarından çok, yarum yapanların onun yazılarındandan anladıkları dikkatimi çekiyor...
Yanıtla (0) (0)Mücahit'e "haddini bil" tarzında yazılar yazanların öncelikle;
1.Onun ayarında olmaları gerekir, ama değiller,
2.Risale-i Nur'u çok iyi anladıklarını ZANNEDİYORLAR, ama bu sadece bir zan,
3.Her kes Çapını Bilsin...
Bu yazıya yorum bile eklemek için bir bilgi birikimi gerekirken bazı arkadaşların sırf muhalefet olsun diye aynı şeyi tekrar ettikleri halde sanki aleyhinde konuşmuş gibi yapıyorlar. Bu kadar zorlamalara ihtiyaç yok. Enfes bir yazı olmuştur, Allah razı olsun. Binler kere tebrikler...
Yanıtla (0) (0)hocam ağzınıza sağlık. arkadaşlar mücahit hocanın ne dediğini anlamakta zorlananlara acizane sebebini söylemek isterim; HİÇ BİR ŞEKİLDE KELİME DEĞİŞİKLİKLERİNE GİDİLMEMİŞ BİR KÜLLİYAT ALIP OKUSUNLAR. Hocamızın dediklerinde risalei nur la çelişen hiçbir şey yok. vesselem allah hepinizden razı olsun inşaalah.....
Yanıtla (0) (0)