Meryem işaret edince, 'Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?' dediler
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Meryem Sûresi 27-34. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
27-Nihâyet (Meryem) onu (çocuğu) yüklenip kavmine getirdi. (Onlar) dediler ki: “Ey Meryem! Gerçekten görülmemiş (kötü) bir iş yapmışsın!”
28-“Ey Hârûn’un kız kardeşi! Baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz değildi!”
29-Bunun üzerine (Meryem konuşmayarak) ona (çocuğa) işâret etti. (Onlar:) “Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?” dediler.
30-(Îsâ, henüz doğmuş bir bebek iken) şöyle dedi: “Şübhesiz ki ben, Allah’ın kuluyum; (O) bana Kitâb’ı verdi ve beni peygamber yaptı!”
31-“Hem nerede olsam beni mübârek kıldı (*); hayat sâhibi olduğum müddetçe de bana namazı ve zekâtı emretti.”
32-“Ve (beni) anneme iyilik eden bir kimse kıldı. Hem beni zorba ve âsî bir kimse yapmadı.”
33-“Doğduğum gün, öleceğim gün ve hayat sâhibi olarak (kabirden) kaldırılacağım gün (Allah’ın) selâm(ı) benim üzerimedir!”
34-(Ey Resûlüm!) (Ehl-i kitâbın,) hakkında şübhe edegeldikleri Meryemoğlu Îsâ, gerçek söz olarak işte budur!
(*) Bir rivâyette denilmiştir ki: Hz. Meryem, oğlu Îsâ (as)’ı kâtiblere yazı öğrenmesi için dövmemeleri şartıyla teslîm etti. Derken hocası ona: “Yaz!” dedi. “Neyi yazayım?” deyince de: “Ebced yaz!” dedi. Bunun üzerine Hz. Îsâ (as) başını kaldırarak: “Ebced’in ne demek olduğunu bilir misiniz?” dedi. Hocası kızarak dövmek üzere çubuğuna uzanınca: “Beni dövme! Bilmiyorsan bana sor, öğreteyim. Elif, Âlâüllah (Allah’ın ni‘metleri); Be, Bahâüllah (Allah’ın kadr u kıymeti); Cim, Cemâlüllah; Dal da Edâüllah (Allah’ın hakkını yerine getirmek)dir.” dedi. (Râzî, c. 11/21, 215)