İletişim ve teknolojik anlamda gelişmelerin hızla ilerlediği ve geliştiği bu çağda hemen hemen birçoğumuzun cebinde, evinde ve masasında çeşitli iletişim araçları bulunmaktadır. Birbirimiz ile iletişimin bu kadar kolaylaştığını gördüğümüz halde peki neden insanlar bireyselleşmeyi ve yalnızlığı seçiyor? Birbirimize bu kadar çabuk ulaşabildiğimiz ve iletişime geçebildiğimiz halde şu an tersi bir durumla karşı karşıyayız. Akrabalık bağlarının koptuğunu, dostlukların yön değiştirdiğini ve samimi arkadaşlıkların azaldığını birçoğumuz yakından görüyoruz ve yaşıyoruz.

İnsan olarak her daim başka bir insanla veya varlıkla iletişime muhtaç olacak şekilde yaratıldık ve yüce rabbimiz bizlerin her zaman bir arada toplum ve aile halinde yaşamasına uygun bir şekilde yaratmıştır. Akrabaların birbirlerini koruyup ve gözetlemesini istemiştir. Eğer ki toplumlar dağınık ve bireysel bir yaşamı benimserlerse o toplumun en büyük dinamiği olan aile yapısı zedelenir ve ortada toplum adına hiçbir emare kalmaz.

Batı felsefesinin insanı bireyselleştirdiği, özelleştirdiği ve kişiselleştirdiği bir zaman diliminde yaşadığımızdan dolayı bu felsefe biçimi sanayi devrimi ve onu izleyen teknolojik gelişmelerle birlikte daha da hissedilir bir hale gelmiş durumdadır. Kapitalist sistemin ve materyalist düşüncenin diğer bir amacı insanları bireyselleşme ve yalnızlaştırma üzerine inşa edeceği düşünce sistemiyle emellerini gerçekleştirmektir.

İslam felsefesi ise bu görüşün tam tersini savunmakta olup, iletişimi ve etkileşimi etkin bir şekilde kullanarak aileyi, arkadaşlığı, komşuluğu, dostluğu ve akrabalığı güçlendirerek bir arada yaşamayı amaçlamıştır. İslam felsefesi kapitalist ve materyalist bir düşünce sistemiyle hareket etmeyip tamamen insan düzeyinde toplumun mutlu ve huzurlu olmasını amaçlamaktadır.

Uzak veya yakın ayrımı yapılmadan beraber yaşadığımız başta aile bireyleriyle iletişimden kaçınmamalı, hasbihâl etmeli, hâl hatır sormalı ve çeşitli sebeplerle zor duruma düşmüş olana yardım eli uzatmalıyız.

Her daim ulaşılabilir olduğumuzu çevremizdeki insanlara, arkadaşlarımıza, akrabalarımıza ve dostlarımıza hissettirmeniz lazım. Birini aramamak için bir çok sebep bulur ve o sebepleri kendimize kalkan ederiz. Halbuki kendimizi kandırmak için nefsimizin yardımıyla etrafımıza koyduğumuz kalkanları alacağımız ufak bir kararla kaldırabiliriz. Bunun için ilk aramanın, ilk ziyaretin ve ilk mesajın karşı taraftan gelmesini beklemeden bizler harekete geçmeliyiz.

Artık içimizden şunu dile getirmeliyiz: Aradığınız kişiye kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Tek yapmanız gereken her ne sebeple olursa olsun araya koymuş olduğunuz yalnızlık bariyerlerine kaldırmaktır. Etrafımızı dünya meşgaleleriyle ördüğümüz yalnızlığı bırakmalı çevremizde yaşanan ve yaşanacak olan bütün güzellikler için ulaşılabilir olduğumuzu herkese göstermeliyiz.

Şimdi herkes uzun zamandır ulaşamadığı birine ulaşsın ve “nasılsın” desin. İnanın aradığınız o kişi bu telefon ile çok mutlu olacaktır.

Kalın sağlıcakla.

Vesselam…