Muhammed Numan ÖZEL

Muhammed Numan ÖZEL

Marifetullah ve Risale-i Nur’un İlmî Talimi

İslam tefekkür tarihinde marifetullah yani Allah’ı tanımak ve bilmek, en yüksek ilim ve en yüce gaye olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple nice eserler telif edilerek insanlığa ve İslamiyet’e hizmet edildi.

İnsan, iman yoluyla Allah’ı tanır; marifetullah ise bu tanımanın derinleşmesi, imanın kuvvetlenerek inkişaf etmesi ve kemale ermesidir.

“İnsan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidad itibariyle her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu; marifetullahtır ve onun üss-ül esası da iman-ı billahtır.”[1]

“...marifetullahta derecat-ı ârifîn çok tefavüt ediyor.” [2]

Bediüzzaman Said Nursi de Risale-i Nur Külliyatı’nın telifiyle bu noktada eşsiz bir ilim ve irfan ve tefekkürle bu mekteb-i irfanda hizmet etmiş bir mütefekkir, bir zâhid, bir âbid, bir naşir, bir müderristir.

Tarihçe-i Hayat’ta geçen “marifet-i İlahiyenin dersiyle ve talimiyle, mertebe-i ilmiye…”[3] ifadesi, Risale-i Nur’un temel gayelerinden birini ifade eder: İnsanı, marifetullahın mertebelerinde yükseltmek. Bu yükseliş, sadece nazari bir bilgiyle değil, tefekkür, tahkik ve kalbi bir idrakle mümkündür. Kuru bilgi insanı geveze yapar, amelsiz boş lakırdılara sebep olur. Bediüzzaman Said Nursi de lakırdıdan hiç hoşlanmaz. Daima ideali uğrunda cehd etmiştir.

Risale-i Nur ve Marifetullah

Risale-i Nur, marifetullahın dersini verirken üç temel metodu kullanır:

Kur’anî ve Kevnî Delillerle Tefekkür: Risale-i Nur, Allah’ın varlık ve birliğini yani zâti ve Subuti sıfatları yanında vahidiyet ve ehadiyetini anlatırken sadece kelami delillere değil, kâinat kitabına da başvurur. Allah, Kainat ve insan merkezli olarak meselelere bakar. Zerrelerden galaksilere, arzdan arşa kadar her şeyin İlahi bir nizamla yaratıldığını ispat eder. Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddüs isimlerini ders verir.

İmanî Hakikatlerin Ders ve Talimi: Risale-i Nur, marifetullahın bir ilim olduğunu vurgulayarak, bunun öğrenilmesi ve öğretilmesi gerektiğini söyler. Bu açıdan iman, sadece kabul edilen bir inanç değil, sürekli inkişaf eden bir hakikattir. Canlıdır, ruhludur ve insana bir rehber gibi mihmandardır.

İnsanın Manevi Terakki Yolculuğu: Bediüzzaman, insanın yaratılış gayesinin marifetullah ile kemale ermek olduğunu ifade eder.

“Cenab-ı Hak her şey için bir nokta-yı kemal tayin etmiştir. Ve o noktayı elde etmek için o şeye bir meyil vermiştir. Her şey o nokta-i kemale doğru hareket etmek üzere sanki mânevi bir emir almış gibi muntazaman o noktaya müteveccihen hareket etmektedir. Esna-yı harekette olanlara yardım eden ve manilerini def eden şüphesiz Cenab-ı Hakkın terbiyesizdir.”[4]

İşte, insan ancak kemale marifetullahtaki nefesiyle terakki eder. “İnsanın varoluş gayesi, Allah’ı tanımak ve Ona ibadet etmektir.”[5] Risale-i Nur, bu marifeti elde etmenin yolunu Kur’an’ın manevi tefsiri, maidesi olarak arz eder.

Marifetullahın Mertebeleri ve İlmi Yolculuk

Bediüzzaman’a göre marifetullahın dereceleri vardır.[6] Bu dereceler, ilim ve tefekkürle kat edilir. Risale-i Nur’daki Ayetü’l-Kübra, Onuncu Söz, Yirmi Üçüncü Söz gibi risaleler, bu yolda rehberlik eder.

  • İlmel yakin: Allah’ı kitap ve ilim yoluyla tanımak.
  • Aynel yakin: Allah’ın varlığını eserlerinde müşahede etmek.
  • Hakkal yakin: Marifetullahı kalpte ve ruhta tam bir yakin haline getirmek.

Risale-i Nur, ilmel yakinden hakkal yakine giden bir yol haritası sunar. İnsan, ilimle başlar, tefekkürle derinleşir, sebatla çevikleşir, sadakatla kavileşir güçlenir, imanını tahkik derecesine çıkarır ve marifetullahın nuruyla tenevvür eder nurlanır. Bu basit bir şey değildir çünkü, bu çok büyük kar veya zarar getiren bir sahnedir. Kaybederse “bu kaybettiği davanın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi?”[7]

İlmiyle Amil Bir Talim Mekânı

Risale-i Nur bir ilim ve marifet mektebidir. Kuru ilim değil tatbikata da dökülmüş olan marifettir. Risaleler, sadece bir bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bir terbiye ve talim sistemidir. İnsan, bu eserleri okuya okuya ıslah-ı nefis ederek marifetullaha gider. İnsan kendi hakikatini, Rabbini ve kâinatı tanır.

Marifetullahın dersi, kuru bir bilgi aktarımı değil, ruhu aydınlatan ve kalbi nurlandıran bir hakikattir. Bu nedenle Risale-i Nur, marifetullah yolunda talim veren bir irfan ocağıdır. Bu ocakta en büyük ateş sebat ve sadakattir. Marifet-i İlahiyenin dersiyle ve talimiyle, rahlesinde bir nur talebesi, iman ve marifet yolculuğunun en büyük basamak eşiğinde oturur.

Bu sebeple, Risale-i Nur okumak, sadece bir kitap çalışması, bilgi yüklenme değil, aynı zamanda bir kalp, ruh ve akıl terbiyesi, bir ilim ve marifet mektebidir.

Risale-i Nur Külliyatı “imanı olmayanı inşâallah imana getirir. İmanı zaîf olanın imanını kuvvetleştirir. İmanı kavî ve taklidî olanın imanını tahkikî yapar. İmanı tahkikî olanın imanını genişlendirir. İmanı geniş olana bütün kemalât-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir; daha nurani, daha parlak manzaraları açar.”[8]

Ne mutlu rahle-i tedriste akıl, kalp ve ruhunu inşa edene.

Selam ve Dua ile.

[1] Sözler (316)

[2] Sözler (341)

[3] Tarihçe-i Hayat (359)

[4] İşarat-ül İ’caz (18)

[5] Zariyat, (51:56)

[6] Bkz. Miftah-ul İman (92)

[7] Şualar (203)

[8] Sözler (690)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.