Meyve Risalesi Çalıştayına davet
Risale Akademi, Risale-i Nur Külliyatında yer alan “Meyve Risalesi” ile ilgili bir çalıştay düzenliyor
Risale Haber-Haber Merkezi
Risale Akademi, Risale-i Nur Külliyatında yer alan “Meyve Risalesi” ile ilgili bir çalıştay düzenleyecek.
16 Kasım 2013 tarihinde yapılacak olan çalıştaya katılmak veya tebliğ göndermek isteyenlere yönelik bir davetiye metni hazırlandı.
Metinde “Meyve Risalesi Çalıştayı”nda hangi konuların ele alınacağı ve iletişim bilgileri de yer aldı.
MEYVE RİSALESİ’NİN TELİFİNE DOĞRU?
Sene 1943; mevsimlerden Sonbahar; Bediüzzaman’ı rejim için tehlikeli görenlerin emir ve tahrikleri doğrultusunda Ramazan ayının başında evi basıldı; evin her yeri inceden inceye arandı; sonra, bir suçlu gibi alınıp karakola götürüldü. Bir aya yakın karakolda tutulan Bediüzzaman, mübarek Kadir Gecesi'ne isabet eden 27 Eylülde, üç yüz kilometre mesafedeki Ankara'ya, oradan da Isparta'ya, burada bir ay nezarette tutulduktan sonra Denizli'ye götürüldü. Civar illerden de tutuklanarak getirilen onlarca talebelerinin olduğu Denizli Hapsine kondu. Yetmiş yaşındaki bir insan için bu durum, bir çile ve azaptı.
Risale-i Nurlarla ilgili davaların Denizli'deki davayla birleştirilmesi kararının alınması üzerine Bediüzzaman ile birlikte Isparta ve Kastamonu'daki Nur Talebeleri de 25 Ekim 1943'te Denizli'ye sevk edildi.
Denizli Hapishanesi'nin şartları Eskişehir Hapishanesi'ni aratmıştı. Bediüzzaman'ın talebelerine gönderdiği bir mektupta kullandığı şu cümle her şeyi anlatmaktadır: "Eskişehir'de bana bir ayda çektirdiklerini burada bir günde çektiriyorlar."
Bediüzzaman, içine bir yatağın ancak sığabileceği dar, rutubetli, havasız ve ışıksız bir hücreye, talebeleri ise, idamlık mahkûmlar tarafından öldürülmeleri için aynı koğuşa konmuşlardı. Ancak idamlıkların reisi olan Süleyman Hünkâr başta olmak üzere, kısa sürede bütün mahpuslar birer birer ıslah olarak Bediüzzaman’a ve Nur talebelerine hizmetkâr olmuşlardı. Öyle ki, idam edilmek üzere sırası gelenler abdest alıp, iki rekât namaz kılarak sehpaya çıkmışlardı.
Bu arada Bediüzzaman ile birlikte şiddetli zehirlenen talebesi Hafız Ali hapishanede, diğer talebesi emekli Binbaşı Asım ise, mahkeme esnasında hayatını kaybederek şehit olmuşlardı. Bediüzzaman ise, verilen zehrin tesirinden bir kere daha ölümden dönmüştü.
MEYVE RİSLESİ NASIL YAZILDI?
Bediüzzaman bu kadar ağır şartlar altında bile boş durmadı, mum ışığında eser telif etmeye devam etti. Eline geçen kâğıt parçalarına yazdıklarını kibrit kutularına koyuyor ve koridora atıyordu. Kibrit kutusunu alan mahpuslar, koşarak koğuştaki arkadaşlarına ulaştırıyor ve kısa sürede yazılarak çoğaltılıyordu. Yazılanlar, bir şekilde dışarıya ulaştırılıyor ve diğer şehirlerdeki Nur talebeleri de bunları alıp okuyor, çoğaltıyor ve dağıtıyorlardı. On bir meseleden oluşan Meyve Risalesinin dokuz meselesi ile On İkinci ve On Üçüncü Şua’lar burada bu şekilde yazıldı.
Nur talebeleri, Denizli hapishanesinde manen şiddetli bir kış yaşadılar. Fakat o kışın ortasında iman meyvelerini veren bir ağaç yetişti. O ağacın meyvesiyle nice insanlar ebedi hayatlarını kurtardılar.
NEDEN MEYVE RİSALESİ?
Meyve Risalesi; Risale-i Nur Külliyatında On Birinci Şua olarak yer alan ve Asa-yı Musa kitabının birinci kısmını oluşturan bir risaledir.
Allah’a, ahirete ve meleklere inanmanın sırları ve güzellikleri, gençlik nimetinin en iyi şekilde nasıl değerlendirilebileceği, Kur’an ayetlerinin taşıdığı ince manalar, hayatın gayesi ve anlamı gibi konularda mükemmel dersleri ihtiva eden önemli bir örnektir.
Meyve Risalesinde; namazın mahiyeti, ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğu, iman ve istikamet dairesinde yaşayanlar için ölümün bir terhis tezkeresi olduğu, inanmayanlar ve sefahate girenler için ise bir idam sehpası olduğu açıklanır. Hakiki ve elemsiz lezzetin imanda olduğu ve iman hakikatleriyle olabileceği, bir müminin dünyada meydana gelen olaylar karşısındaki tavrı ve bakış açısının nasıl olması gerektiği izah edilir.
Meyvelerden biri de; gençliğin geçici olduğu, onu istikametle geçirmenin ebedi bir gençlik kazandıracağı, her ilmin kendi diliyle Allah’ı ispat edişi tatlı bir üslupla anlatılır.
Cenab-ı Hakkın isimleriyle ahiretin varlığını ispatlayan, iman esaslarının bölünmez bir bütün olduğunu, birini inkâr edenin tamamını inkâr etmiş olduğunu izah ve ispat eder.
Kur’an’ın tercümesinin mümkün olamayacağını, Kur’an’daki tekrarların hikmet ve sebebini, imanın sonsuz netice ve faydaları gibi konuların yer aldığı bir eserdir.
Bediüzzaman, “Meyve Risalesi; zındıka ve küfr-ü mutlaka karşı Risale-i Nur'un bir müdafaanamesidir. Ve bu hapsimizde hakiki müdafaanamemiz dahi budur. Çünkü yalnız buna çalışıyoruz. Bu risale, Denizli Hapishanesinin bir meyvesi ve hatırası ve iki Cuma gününün bir mahsûlüdür.” diyerek Meyve Risalesine verdiği önemi vurgular.
Böylesine zor şartlar altında yazılmış olan bu Risale üzerinde ilmi bir çalışmanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Risale Akademi olarak, Risale-i Nur Külliyatında yer alan Meyve Risalesindeki konuları, bir çalıştay ile derinlemesine incelemek istiyoruz. Yapılacak çalışmalar için fikirlerinizden istifade etmek amacıyla aşağıda belirtilen konu başlıklarından biri ile veya sizin uygun gördüğünüz bir konu başlığı ile Meyve Risalesi Çalıştayı’na 16.11.2013 tarihine kadar bir tebliğ göndermenizi arzu etmekteyiz.
Meyve Risalesi Çalıştayında Ele Alınması Öngörülen Konular
1-Meyve Risalesinin tarihi arka planı
2-Bediüzzaman’ın hapishanelere bakış açısı ve “Medrese-i Yusufiye’nin” eğitim-öğretim açısındaki yeri ve önemi
3-Namazın önemi, Namaz kılan ve kılmayanın kazanç ve kayıpları arasında bir karşılaştırmanın yapılması
4-Kur’an’ın ölüme bakış açısı ve ölüm gerçeğinin hapishane ile açıklanmasının hikmeti
5-Gençliği yoldan çıkaran sebepler ve onları her an bekleyen tehlikelere karşı çözüm yolları
6-Gençliğin kurtuluş çareleri ve onların günahına ağlamak
7-Eskişehir hapishanesinin penceresinden lise talebelerine hâline ağlaması
8-Meleklere inanmanın dünya ve ahiret açısındaki faydaları
9-Meleklere inanmanın kurumsal bakımdan (aile vb.), yaşamı algılama ve beşeri muameleler (ticaret, meslekler vb.) açısından sosyal hayata yansımaları
10-İman esaslarını bir birinden ayrılmaz bir bütün olmasını açılımı
11-Dördüncü Mesele çerçevesinde insanın sorumluluk alanları
12-Dördüncü Mesele çerçevesinde insanın en büyük meselesi
13-Yedinci Mesele çerçevesinde mahpuslara ahiret inancını anlatma metotları
Yedinci Mesele çerçevesinde hapiste haşri düşünmek
14-Sekizinci Mesele çerçevesinde insanla diğer varlıkları ayıran özellikler, dünya ve ahiretle olan bağların güçlendirilmesi ve doğru yönlendirilmesi
15-Sekizinci Mesele çerçevesinde ahiret inancının ferdî ve toplumsal hayata kazandırdığı faydalar
İletişim: [email protected]