Mücahit Küçükyılmaz: Risale-i Nur grupları FETÖ'ye yüz vermedi
Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz'dan önemli tesbitler
Risale Haber-Haber Merkezi
Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz, "başta Risale-i Nur grupları olmak üzere dindar camianın FETÖ'ye yüz vermediğini" söyledi.
Küçükyılmaz, Star'da yazdığı "FETÖ'nün siyasi ayağında kimler var?" başlıklı yazıda, FETÖ’ye yardım ve yataklık suçundan hakkında savcılık soruşturması başlatılan CHP Milletvekili Eren Erdem'in açıklamalarına dikkat çekti.
"FETÖ terör örgütünün kurulduğu 1960’ların sonundan itibaren nasıl bir evrim yaşadığını ve yıllar içinde kendisine nasıl bir siyasi ayak oluşturduğunu kısaca özetleyen" Küçükyılmaz yazısında şu bilgileri verdi:
Risale-i Nur gruplarından yüz bulamadı
"İlk olarak, FETÖ yapılanması 1970’lerde iman hareketi görüntüsü altında faaliyete başladığında, şaşırtıcı bir biçimde Fetullah Gülen, Said Nursi’ye atıflarda bulunuyor ve kitlesine Risale-i Nur okumayı tavsiye ediyordu. Ancak FETÖ, başta Risale-i Nur grupları olmak üzere dindar camianın geleneksel ve köklü hareketlerinden pek yüz bulamamıştı. Zira bu tasavvuf hareketleri ve geleneksel cemaat yapılarının mensupları, Fetullah Gülen’e karşı, belki bilgi düzeyinde olmasa da, sezgi düzeyinde bir soğukluk yaşıyor ve bu his üzerine bir karşı bilinç inşa ediyorlardı.
FETÖ tabanı, Risale-i Nur okumayı bıraktı
İkincisi, iman hareketi görünümlü bu yapı, 1980’lerde kendisini bir eğitim-kültür hareketi olarak kodlamayı seçti. Evvela Türkiye’de, ardından dağılan Sovyetler Birliği’nden kopan devletlerde eğitim kurumları açtı. Bu süreçte ise, FETÖ tabanı, Risale-i Nur okumayı yavaş yavaş bırakıp Gülen’in kendi yazdığı kitap ve makaleleri okumaya başladı.
Okumak soylu bir eylemdi ve göz nuru gerektiriyordu!
Üçüncü evrede, 1990’lara gelindiğinde ise, FETÖ, kendisini bir sivil toplum hareketi olarak tanıtmaya, ülkenin ve dünyanın önde gelen siyasi, medyatik, dini aktörleriyle hoşgörü, diyalog vb başlıklar altında görüşmeler gerçekleştirmeye girişti. Kitlede ise, Gülen’in kitaplarını okumaktan çok kasetlerini dinleme davranışı belirdi. Zira her ne olursa olsun, okumak soylu bir eylemdi ve göz nuru gerektiriyordu! Dinlemek ise daha kolay ve edilgen bir tavırdı.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.