Müftülerimizin Hanefi ve Şafii fıkhını bilmesi lazım
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Başiskele ilçesi Yuvacık'ta yaptırılan Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yüksek İhtisas Merkezinin tanıtım törenine katıldı.
Törende konuşan Erbaş, medeniyetimizin ilim medeniyeti olduğunu, Peygamberimize ilk gelen vahiyde öğrenmenin, kalemin öneminden bahsedildiğini ifade ederek, "Bu ümmetin çocuklarının elinden kitap, kalem eksik olmayacak. Bugün güzel bir binanın, mekanın açılışını yapıyoruz ki, burada ilim öğrenilecek ve öğrenilen ilim insanlığın irşadı için kullanılacak. Burada Peygamber varisleri yetişecek." diye konuştu.
"Daha çok merkeze ihtiyacımız var"
Şu ana kadar 10 Dini Yüksek İhtisas Merkezi açtıklarını ancak bunun yeterli olmadığını belirten Erbaş, "Çünkü bizim bütün müftülerimiz ihtisas merkezli ve bundan sonrakiler de ihtisas mezunu olmak zorunda. Her yıl müftülük sınavı yapıyoruz ve 100 kişi alıyoruz. Çünkü emekli olan, ayrılanlar oluyor. Bizim 6 bin vaiz kadromuz var. Şu anda 3 bini dolu. Vaizlerimizi bu merkezlerimizden yetiştiriyoruz. Yılda 200 mezun ile biz yıllarca bu kadroları dolduramayız. O açıdan daha çok Dini Yüksek İhtisas Merkezine ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.
Erbaş, fıkıh dersinin, lisans, yüksek lisans ve doktoradaki toplam kredi sayısının iki katını bu merkezlerde okuttuklarını dile getirerek, "İlahiyat fakültelerinde 400 saat fıkıh dersi var ama burada 850 saat civarında fıkıh dersi var. Neden? Çünkü buna ihtiyacımız var. Müftülerimizin Hanefi fıkhını çok iyi bilmesi lazım, Şafii fıkhını bilmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Mihrapta, kürsüde, minberde doğru dini bilgiyi topluma ulaştırmaları gerektiği aktaran Erbaş, şunları kaydetti:
"Eğer biz doğru dini bilgiyi, Kur'an ve sünnet ile sünnet çizgisinde elde etiğimiz bilgiyle insanımızı donatmazsak, o zaman bu boşluğu bazen aşırı uçlarda olan, sünneti hafife alan kişiler bazen sünnet ile hurafeyi karıştırıp bunu din haline getiren kesimler dolduruyor. Bunun da acısını yaşıyoruz. O zaman diyoruz ki, en çok istismar edilen unsurlardan birisi dindir. Dinin istismar edilmesini önleyecek olan da biziz. Başta Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyat fakülteleri, imam hatip liseleri. Yani programıyla doğru müfredatıyla yetiştirmiş olduğumuz talebelerin mihraplarda, minberlerde, kürsülerde olması bu istismarı önleyecek en önemli faktördür. İşte Dini Yüksek İhtisas Merkezleri bunun için vardır. Kuran'dan ve sünnetten taviz vermeden ve ikisinin arasını açmak isteyenlere de fırsat vermeden bu işi yapacağız. Bazı sayıları az da olsa bu tür uç kesimler çıkabiliyor. Onları uyarmak bizim vazifemiz. Allah Resulü nasıl uyarıcılık vazifesini yaptıysa, bugün onun varisleri olarak uyarıcılık vazifesini biz yapacağız. İlim adamları yapacak. Mihrabın, kürsünün, minberin, Allah Resulü'nün varisi olarak hizmetini yürüten bizler bunu yapacağız."
aa
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.