Muhammed Numan ÖZEL

Muhammed Numan ÖZEL

Hayatım Hayatınla Devam Edecek

Üstad'ımız elini önce kendi kalbine koydu, sonra benim kalbime koyarak dedi ki; "Sungur, vefatımdan sonra hayatım hayatınla devam edecek."

Bediüzzaman Said Nursî (ra) [1]

Bu hatıraya değinmek istiyorum biraz.

Bu söz, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin en yakın talebelerinden Mustafa Sungur Ağabeye söylediği, derin manevi anlamlar ihtiva eden önemli bir vasiyet niteliğindedir.

Şimdi bu ifadeyi adım adım şerh edelim:

1. "Üstad'ımız elini önce kendi kalbine koydu"

Bediüzzaman burada elini kalbine koyarak hem duygusal hem de manevi bir mana vermektedir. Kalp, insanın manevi merkezidir; iman, sevgi ve Allah’a yakınlık buradan kaynaklanır.

Kalbden maksad; sanevberî (çam kozalağı gibi) bir et parçası değildir.

Ancak bir latîfe-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı, vicdan; ma'kes-i efkârı, dimağdır.[2]

“Kalb, bedenin aktarına, neşr-i hayat ettiği gibi, kalbdeki ukde-i hayatiye olan marifet-i Sâni'dir ki, istidadat-ı gayr-ı mahdude-i insaniye ile mütenasib olan âmâl ve müyul-ü müteşaibeye neşr-i hayat eder.”[3]

Üstad Bediüzzaman hazretleri bu hareketle, kalbinin taşıdığı iman ve Risale-i Nur hizmetinin ve ifade ettiği manalara işaret etmektedir. Bu aynı zamanda kendi kalbinin manevî bir emanet taşıdığını işaret eder. Kalbin insan maddi ve manevi hayatında ifade etmiş olduğu manalara bakar nazar eder.

2. "Sonra benim kalbime koyarak"

Üstad Bediüzzaman hazretleri, elini Sungur ağabeyin kalbine koyarak, yukarda ifade ettiğim bu manevi mirası ona devrettiğini sembolik bir hareketle göstermiştir.

Bu, sadece bir el teması değil; bir "emanetin" devridir. Bu emanet, Risale-i Nur hizmetinin devam ettirilmesidir.

Kalpten kalbe yapılan bu temas, bir nevi "iman ve hizmet bayrağının" devredilmesi anlamına gelir.

3. "Sungur, vefatımdan sonra hayatınla hayatım devam edecek."

Bu cümle, birkaç farklı yönüyle değerlendirilebilir:

a. Hizmetin Devamlılığı

Üstadın buradaki kastı, Risale-i Nur hizmetinin ve davasının Sungur ağabey üzerinden devam edeceğidir. Bir nevi mihmandarlık vazifesinin, hizmetin sevk u idaresinin vefatından sonra, onun hayatını temsil edecek kişi ve hizmetlerin başında Mustafa Sungur gelir. Yani, Bediüzzaman’ın fikirleri ve hizmet anlayışı Sungur ağabeyin şahsında yaşamaya devam edecektir.

Bu mesele “sarıklı Genç” hatırasında olduğu gibi bir heyete de teşmil edilebilir tabiki. Mesela o anda Zübeyir, Ceylan, Bayram, Said, Mustafa, Atıf, Abdullah.. ağabeyler de olsaydı onlara da aynı tarzın yapılacağına kâniyim, eminim.

b. Manevî Bağ

Bu cümle, bir "manevî vekâlet" anlamı da taşır. Bediüzzaman, Sungur ağabeyin hem ahlakında hem de hizmet anlayışında kendi izlerini göreceğini ifade etmektedir. Bu, bir "kalp kalbe bağlılık" mesajıdır ve Sungur ağabeyin, Üstad’ın fikirlerini ve ahlaki çizgisini sürdüreceğini ifade eder. Hakikaten Sungur ağabey vefaat edene kadar üstadın bıraktığı bu mihmandarlık ve imamlık vazifesi manasını misyon ve vizyonunu ikame ettiğini hissettim.

c. Hayatın Anlamı

Bediüzzaman, "hayatınla hayatım devam edecek" derken, sadece biyolojik bir yaşamı veya uçuk akla hayale gelmeyen reanimasyonu kastetmemiştir. Burada "hayat", Risale-i Nur hizmetinin yayılması, intişarı, iman hakikatlerinin anlatılması ve ümmetin manevi ihyasına vesile olunması, hizmetin tarzının devamı gibi manalardır. Sungur ağabeyin bu hizmetteki varlığı, Üstad’ın manevi hayatının bir yansıması, aksi, nazarı seklinde düşünülebilir.

4. Şahs-ı Manevî’ye İşaret

Bu söz, sadece Sungur ağabeyi değil, aynı zamanda Nur Talebelerinin şahs-ı manevisine de bir işarettir. Bediüzzaman, şahs-ı maneviye verdiği önemi sıkça dile getirmiştir külliyatta. Sungur ağabeyin şahsında, Risale-i Nur’a hizmet eden tüm talebelerine "bu hizmet devam edecek" mesajı vermiştir.

5. Manevî Miras ve Vekillik

Sungur ağabeye büyük bir sorumluluk yüklemiştir burada üstad Bediüzzaman hazretleri. Bu, maddi bir vekillikten ziyade, manevi bir liderlik ve hizmeti sahiplenme anlamı taşır. Sungur ağabey, Risale-i Nur’un gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir rol üstlenmiştir. O da emaneti bihakkın ifâ etmiştir. Yaşamış olduğu ömrünün ahirinde yapılan itibar suikastıysa aslında hizmete yapılan bir suikasttı her ne kadar Sungur ağabey ön planda görünse de.

Netice itibariyle, göz önünde canlanan bu tablo görünüm itibariyle bir söz, bir vasiyet ve emanet olmasının yanında, Nurun talebelerine bakan büyük bir çağrıdır.

Risale-i Nur hizmeti, bir şahsa bağlı değil; bu hizmet, iman ve Kur’an davasının kıyamete kadar sürecek olan bir hareketidir.

Sungur ağabey, bu sözle bir temsilci, mihmandar olmuş, ancak bu hizmeti sürdürecek olan şahs-ı manevi, yani Risale-i Nur cemaatidir. Sungur ağabey ve emsali olan diğer ağabeylerimiz (Rh) ise birer alem gibi birer rolmodellik misyonunu üstlenen Bediüzzaman'ın vezirleri, komutanları gibidir.

Bu vesileyle ahirete irtihal eden aziz ağabeylerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd edip onların ifade etmiş oldukları manalara, hizmete, hizmetin tarz ve usulünün devamına dikkatleri çekmek istiyorum.

Bu kahramanlar kafilesinin aziz ruhlarına el Fatiha.

Buraya alakadar olan bir başka yazımın linkini bırakıyorum.

https://www.risalehaber.com/sahs-i-manevi-icinde-hayatim-devam-edecek-22660yy.htm

Selam ve dua ile.

[1] Nakleden: Mustafa Sungur Ağabey

Nakli Aktaran: Abdulhamid Uyanık

Kaynak: https://www.nuranimudafa.com/post/mustafa-sungur-agabeyden-hatiralar-2

[2] İşarat-ül İ'caz (77)

[3] Mesnevi-i Nuriye (255)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum