Muhammed Numan ÖZEL

Muhammed Numan ÖZEL

İş Güvenliği ve İş Kazalarına Karşı Nasıl Bir Tutum Sergilemeliyiz?

Bediüzzaman Said Nursi, İslam âlimi ve mütefekkiri olarak, insan hayatının her yönünü Kur'an ve Sünnet ışığında değerlendirmiştir. Risale-i Nur Külliyatı ve Bediüzzaman Said Nursi hakkında bir çok yazı ve çalışmaların olmasının sebebi budur. İş güvenliği ve iş kazaları gibi konular da bu değerlendirmelerin kapsamındadır. Doğrudan bu konulara dair detaylı bir eser vermemiş olsa da, genel dünya görüşü ve insanlık anlayışı üzerinden bu konulara dair bazı çıkarımlar yapmak mümkündür.

İş Güvenliği ve İş Kazalarına İlişkin Genel Bir Bakış:

İnsan Hayatının Kutsallığı: Bediüzzaman, insan hayatını Allah’ın bir emaneti olarak görür ve bu emanete zarar vermenin büyük bir günah olduğuna inanır. Bu nedenle, iş yerlerindeki güvenlik önlemlerinin alınması, insan hayatını korumak adına bir farz-ı kifayedir.

Adalet ve Eşitlik: Her insanın hayatı ve sağlığı eşit derecede değerlidir. İşyerlerinde adaletsizlikler ve güvenlik önlemlerinin eksikliği, bu eşitlik ilkesine aykırıdır. Hukuk önünde her insan eşittir. Ama itibarca farklı olabilir o başka mesele.

İnsanlık Hizmeti: İnsanlar birbirlerine yardım etmek ve hayır işlemek zorundadırlar. Bu bir insanlık ödevidir, gereğidir. İşverenlerin işçilerin güvenliğini sağlaması, bu çerçevede bir insanlık hizmetidir. İçtimai sosyal hayatta yer alan her insanın iş güvenliği eğitimi alıp risk analiz bilgisine sahip olması için de imkanlar sarf edilmelidir.

Dünya ve Ahiret Dengesi: Bediüzzaman, dünya hayatının bir imtihan yeri olduğunu ve “asıl hayatın ahiret[1]olduğunu söyler. Ancak dünya hayatında da insanlara verilen nimetlerin kıymetini bilmek ve bunları helal yollarla kazanmak gerekir. Güvensiz iş koşulları, hem dünya hayatında hem de ahirette insanlara zarar verebilir.

Bediüzzaman'ın Düşüncelerinden Çıkarılabilecek İş Güvenliği İlkeleri:

Bediüzzaman Said Nursi'nin dünya görüşü, iş güvenliği ve iş kazaları gibi konulara dair önemli bir perspektif sunar. Onun insan hayatının kutsallığı, adalet ve eşitlik gibi temel ilkeleri, işyerlerinde daha güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarının oluşturulmasına katkı sağlayabilir.

İnsan Hayatının Değeri ve Kutsallığı Yadsınamaz

“İnsan, şu âlem-i kebirin bir misal-i musağğarıdır.”[2] Yani İnsan, bütün kâinatın bir nevi aynası, bir küçük âlemidir. İnsanın evrendeki eşsiz konumunu ve önemini ifade ediyor. Elbette boş et kemiği, kara kaşına ve gözüne değil bu önem; yüklenmiş olduğu emanetten kaynaklanıyor. İnsan hayatının değeri ve kutsallığı, bu merkezde ele alır.

İnsanın Evrendeki Yeri

İnsan, sadece maddi bir varlık değildir. Aynı zamanda, Allah'ın isimlerinin tecelligahı, yani Allah'ın güzel isimlerinin görünüp gösterildiği bir aynadır. Bu nedenle, insanın içinde nihayetsiz bir potansiyele sahip istidad ve kabiliyetler yatar.

Kuran-ı Kerim'de de belirtildiği gibi, insan, Allah'ın halifesi olarak yeryüzüne gönderilmiştir.[3] Bu halifelik görevi, insana büyük bir sorumluluk yüklerken, aynı zamanda onu diğer varlıklardan üstün kılan cihetidir.

Hayatın Kutsallığı

Risale-i Nur'a göre, hayat Allah'ın bir lütfu ve en büyük bir nimetidir. Hayat, insanın dünya ve ahiret saadeti için bir fırsattır. Bu nedenle, hayatı korumak, ona değer vermek ve onu anlamlı bir şekilde yaşamak, her insanın en önemli görevidir. İnsan hayatının kutsallığı, şu noktalarla daha iyi anlaşılır:

Allah'ın Emaneti: Hayat, Allah'ın insanlara verdiği en büyük emanetidir. Bu emanete iyi bakmak, onu koruyup kollamak, bir Müslümanın en temel görevlerindendir.

Dünya ve Ahiret Dengesi: Dünya hayatı, ahiret hayatına hazırlık için bir imkandır. Bu iki hayat birbirinden bağımsız değildir. Dünya hayatında yapılan her iş, ahirette karşılığını bulacaktır.

İnsan Hakları: Her insanın hayatı, onuru ve özgürlüğü kutsaldır. Hiçbir insan, başka bir insanın hayatına kıyamaz veya onun haklarını çiğneyemez.

İnsan Hayatının Değerini Korumak

İnsan hayatının değerini korumak için şunları yapabiliriz:

Mahlukata Karşı Şefkatli Olmak: Bütün canlıların hayatı kutsaldır. Bu nedenle, hayvanlara ve diğer canlılara karşı şefkatli olmak, insan olmanın gereğidir. Diğer mahlukata zarar veren ve topluma zararlı olan hayvanların uyutulması veya toplumdan izole edilmesi de bu açıdan önemlidir ve gereklidir.

Toplumsal Barış İçin Çalışmak: Savaşlar ve çatışmalar, insan hayatına en büyük zararı veren durumlardır. Bu nedenle, toplumsal barış için çalışmak, her bireyin sorumluluğundadır. Filistin ve Doğu Türkistan meselesinde zalim devletleri boykot etmek de ekonomik cihadımızdır. Almamak elin cihadı, boykotu yaymak dilin cihadıdır.

Çevreye Duyarlı Olmak: Çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi sorunlar, insan sağlığını ve hayatını tehdit etmektedir. Bu nedenle, çevreye duyarlı olmak ve doğayı korumak da bir Müslüman'ın görevidir.

İnsan Haklarına Saygı Göstermek: Her insanın temel haklarına saygı göstermek, adil bir toplumun inşası için gereklidir.

Yazıyı toparlayacak olursak

  • İnsan hayatı, evrendeki en değerli varlıktır.
  • İnsan, Allah'ın halifesi olarak yeryüzünde önemli bir vazifeyi üstlenmiştir. Bunu da başarıyla yerine getirebilmek için, insan hayatının kutsallığına inanmak ve bu inancı hayatımıza yansıtmak zorundayız.
  • İnsan, kâinatın en kıymetli cevheri, hayatın en güzel meyvesi, âlemin en mükemmel manzarasıdır.

Selam ve dua ile.

[1] Bkz. Asar-ı Bediiyye (123)

[2] Sözler (41)

[3] Sizi yeryüzünün halîfeleri kılan ve size verdiği şeyler (ni'metler) husûsunda, sizi imtihân etmek için bazınızı bazınızın üstüne derecelerle yükselten de O'dur. Muhakkak ki Rabbin, azâbı pek çabuk olandır ve şübhesiz ki O, elbette Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. En'âm Suresi (165)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.