Müminler için en büyük tehlike ibadetlerin rutinleşmesidir
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın ortaklaşa yürüttüğü “2016 Yılı Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonu” tanıtım toplantısı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla Türkiye Diyanet Vakfı Kocatepe Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Tüm İslam aleminin yaklaşan Kurban Bayramı’nı tebrik ederek sözlerine başlayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Kurban Bayramı’nın, İslam dünyasında dökülen bütün kan ve gözyaşlarının son bulmasına vesile olmasını diledi.
Millet olarak zor günlerden geçtiğimizi ancak 15 Temmuz’dan sonra oluşan birlik ruhunu ayakta tutmanın önemine işaret eden Başkan Görmez, ‘Bayram namazından sonra şehit ailelerini ziyaret edelim’ çağrısında bulundu.
Birlik olma ruhuyla millet olarak her türlü zorluğun altından kalkılabileceğini hatırlatan Başkan Görmez, şunları söyledi;
“Bayram namazından sonra evlerimize gitmeden önce şehit ailelerini ziyaret edelim…”
Milletçe ve İslam alemi olarak içinden geçtiğimiz bu tarihin en zor sürecinde ibadetlerimizin farkında olarak bizi ümmet olarak Allah'a yaklaştıran, iyiyi, doğruya, adalete yaklaştıracak olan bir kurban bayramını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Millet olarak bir hazan mevsiminden geçiyoruz. Zor günler yaşadık. 15 Temmuz gibi bir ihaneti birlik ruhuyla aşmayı Yüce Rabbimiz millet olarak bize lütfetti. Milletimizin her ferdine sesleniyorum. Hep birlikte, şu andan itibaren tatil programları yerine bayram programlara hazırlayalım. Fakire, yetime, muhtaca ulaşacak yollar arayalım. Çok şehitler verdik. Şehitlerimizle birlikte Kurban Bayramı kutlayalım. Çağrım şudur: Bayram namazını kıldıktan sonra hangi köyde, kasabada yaşıyor olursak olalım evlerimize gitmeden önce şehit ailelerini ziyaret edelim. Onlara diyelim ki “Evlatlarınız yerine biz geldik. “Siz bizim için evlatlarınızı feda ettiniz, biz de evlatlarınız yerine, evlatlarınız olarak size geldik” diyelim. O birlik ruhunu ayakta tutmaya devam edelim.
Kurban bayramı ve hac mevsimiyle ilgili de hatırlatmalarda bulunan Başkan Görmez, şöyle devam etti;
“Yeryüzünde insanoğlu için iki büyük tehlike vardır; Unutmak ve Uzaklaşmak…”
Kurban Bayramı her sene Hac ibadeti ile beraber ümmetin temsilcilerinin Arafat’ta Rahmanın misafirleri olarak karşılandıkları bir dönemdir. Kıblegahımıza giden bütün kardeşlerimize Cenab-ı Hak salimen ve ganimen ülkelerine ve evlerine dönmelerine nasip etsin. Kurban Bayramı’nın gerçekleştirmek istediği gaye, bizi Allah’a yakın kılmak, yetime, fakire, muhacire yakın olmayı öğrenmektir. Biz, insanoğlu için yeryüzünde iki büyük tehlike vardır. Unutmak ve uzaklaşmak. Gündelik hayatın akışı içinde kendimizi, kalbimizi, rabbimizi unutuyoruz. Yetimi, fakiri, yoksulu, derdi olanı, dertli kardeşimizi, acılı olan insanlarımızı, en acısı da kendimizi unutuyoruz. Uzaklaşıyoruz, gündelik hayatın akışı içinde biz insanlar kendimizden uzaklaşıyoruz. Rabbimizden, yetimden, fakirden, mahrumdan uzaklaşıyoruz. İşte Rabbimiz, insanoğlunun bu iki eksiğini dikkate alarak her türlü fırsatta bizi kendimizi, Rabbimizi, yoksulu, fakiri hatırlamamız için fırsatlar sunuyor. Kurban, Rabbimize yakın olmayı ifade eden bir kavramdır. Kurban, vefa, fedakârlık, sevgi demektir. Kurban Bayramı, et bayramı değildir. Havyan kesmekten ibaret bir bayram olamaz. Kurban Bayramı’nda istenen sadece bir hayvan kesmek değildir. Kurban Bayramı’nın gerçekleştirmek istediği gaye, bizi Allah’a yakın kılmaktır. Kurban, yetime, fakire, muhacire yakın olmayı öğrenmektir. Kurban kesmek, kasaplık değildir. Sadece hayvan kesmek insanı Allaha yaklaştırsaydı o zaman yeryüzünde insanların Allaha en yakın kulları kasap kardeşlerimiz olurdu.
“İslam tarihinin en büyük hadisesini bize yaşatan kurban ibadetini tartışma vesilesi kılmamalıyız…”
Kurban Bayramı’nda kestiğiniz kurbanlar sadece birer vesiledir. Asıl gaye, Allah ile yakınlık kurmaktır, fakir, yoksul, yetim üzerinden Allah ile yakınlık kurma çabası içerisine girmektir. Kurban Bayramı aynı zamanda İslam ümmetinin kurtuluş bayramıdır. Kestiğimiz kurbanlar Hz. İbrahim’in sadakatini temsil eder. Biz, Hz. Muhammed Mustafa’nın, Hz. İbrahim’in sadakatini, Hz. İsmail’in teslimiyetiyle birleştirerek ebediyete kadar bayram kılışımızın bir nişanesi olarak kurban keseriz. Bu kadar büyük bir tarihi arkasına alan, İslam tarihinin en büyük hadisesini bize yaşatan kurban ibadetini tartışma vesilesi kılmamalıyız. Aynı zamanda bizi Allaha yakın kılmak için emredilen ibadeti ifa ederken bizi ondan uzaklaştıracak her türlü davranıştan hayvana eziyetten, hayvan haklarına saygısızlıktan çevre ve sağlığa riayet etmekten uzaklaşmak gibi her türlü kötülükten uzak durmak bizim vazifemiz olmalıdır. Çocuklarımıza ve gençlerimize bu büyük bayramın tarihini anlatmalıyız.
“İslam tarihine can veren kurban ibadetinin arkasındaki büyük tarihi unutmamalıyız…”
Hac ibadeti, bu büyük bayramın bütün nişanelerini yaşatarak öğretir. Hz. İbrahim ile başlayan Hz. Peygamber ile süreklilik kazanan İslam tarihine can veren bir ibadettir. Biz, bu bayramın arkasındaki bu büyük tarihi unutarak kurbanı sadece bir şekle, bir hayvan kesmeye indirgediğimiz zaman en büyük yanlışı yapmış oluruz. Müminler için daima en büyük tehlike o ibadetleri rutin bir şekle indirgemektir. Namaz ibadeti, bizi daima Allah’a yakın kılan ve bizi günde 5 defa Allah’la konuşturan bir ibadettir. Asıl gayesi ise bizi her türlü kötülüklerden uzaklaştırmaktır. Bunu göz ardı ettiğimiz zaman namaz bedensel bir harekete dönüşür. Oruç ibadetinin bize kazandırmak istediği en büyük gaye irade hürriyetidir. Nefsimizin kulu ve kölesi olmaktan kurtarmaktır. Bunu göz ardı ettiğimiz zaman bir açlığa dönüşür. Hac ibadeti, 6 büyük yolculuktur. Kalbe, ahrete, İslam tarihine, kardeşlerimize, Kabe’ye ve Kabe’nin Rabbine yolculuktur. Bütün bunları göz ardı ettiğimiz zaman sadece Suudi Arabistan adlı bir ülkeye yolculuk gerçekleştirmiş oluruz. İbadetlerimizi sadece şekle indirgeyip, arkasındaki o büyük ruhu, büyük gayeyi ihmal etmemeliyiz. Bu ibadetlerde Rabbimizin şeair olarak adlandırdığı prensipler vardır. Ezan şeairdir. Cuma ve Kâbe şeardir. Safa ve Merve şeairdendir. Kurban da şeardir.
“Dünyanın çeşitli yerlerinde unutulmuş, mazlum ve mahrum insanlara ulaşılacak…”
Şu anda ensara dönüşmüş, bütün muhacirlere ev sahipliği yapan bir ülkeyiz. Beni sevindiren en güzel husus muhacirlerin yaşadığı 120 noktada kurbanlar kesilecek. Beni çok mutlu eden ikinci husus ise dünyanın unuttuğu göçmen kampları var. Mesela Çad’da Orta Afrika’dan gelip oraya sığınan ve yıllardır o barakalarda, hatta büyük kısmı güneşin altında yaşayan ve bir gram ete muhtaç olan, her yıl dört gözle buradan gidecek üç lokma eti bekleyen kardeşlerimize ulaşacak olması, milletimize de dua, rahmet olarak yansıyacaktır. Aynı şekilde Nijer’de toplu kamplarda yaşayan kardeşlerimize ulaşacak olması önemlidir. Dünyanın unuttuğu Arakanlı Müslümanlar var. Biz, onları unutmadık. Bangladeş’e sığınan Müslümanlara yardıma devam ettik. Bangladeş’te, Pakistan ve Malezya’da 3 ayrı kamp var. Bu kamplarda da kurbanlar kesilecek.
Dünya’da 130 ülkede, Türkiye’de 253 noktada kurban kesilecek…
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasının son bölümünde vekâletle kurban kesimi organizasyonuyla ilgili bilgiler de verdi. Başkan Görmez, Türkiye’de 253, Dünya’da 130 ülkede 530 noktada kurbanların kesileceğini ifade etti.
Başkan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen Vekaletle Kurban Kesim Programı ve Gönüllü Uğurlama Töreninde yaptığı konuşmanın ardından Türkiye Diyanet Vakfı’na ve çalışanlarına, milletimizin iyilik ve hayır elini dünyaya taşıyan gönüllülere ve Diyanet Vakfı’nı küresel bir iyilik hareketine dönüştürenlere teşekkür etti.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.