Himmet UÇ
Münacaat’ın mimarisi
Mimari geometrik bir kelime. Nasıl Selimiye ve Süleymaniye, büyük bir mimari hesaplar, mimari geometriyle yapılmış, taşları semada yer çekiminin gazabından kurtarmak için birbirine rabtedilmiş, yer çekimini muhabbet ve ubudiyete bağlamışsa Bediüzzaman da Semavattan başlayıp yeryüzünü sırayla, tek tek, özellikleriyle, ilmi yansımalarıyla izah etmiş. Bütün büyük harfleri, özneleri anlatmış ve onları vazifeleriyle anlatıp onları görevlendiren Allah’ın azametine dua için dizmiş, duaya bağlamış. Adeta kainat bir büyük dua olmuş.
Said Özdemir Ağabey hastaymış doktora gitmekten içtinab etmiş. Hergün Münacaat‘ı okumuş. (Ankara’da bir hapishanede bir sempozyum yapmıştık. “Ben buraya iki defa girdim, iki mi abi dedim, yok dedi on iki kere eşiğini öptüm ve girdim” dedi. Gölgesinde yattığımız adamlar, ruhu şad olsun.)
Ben de pusulamı yitirdiğimde gemi rotasında donduğunda onu okuyorum. Her okuduğumda bana büyük bir psikolojik ve manevi güç oluyor. Bu benzersiz bir metin, böyle bir metin yok, yok kardeşim!
Bunları sırasıyla, fonksiyonlarıyla anlatması ve imajların çarpıcılığı… Allah’ım bunu bir insan yazamaz! Tabii benim gibi. Bu kadar kıvrak bir zeka ve hafıza ve yorum dünyası… Allah Razı olsun Bediüzzaman’dan.
Semavat, gökler, yıldızlar, güneş, seyyareler
Cevv-i sema, bulut, şimşek, rad, rüzgar, yağmur, hava
Arz, mahlukatıyla, ahvaliyle, ağaç, hayvan, nebatat
Yumurta ve yumurtacıklar, katreler, habbeler, habbecikler, çekirdekler
Hava, su, nur, ateş, toprak
Zemin, ordugah, meşher, talimgah
İnsan, talimgah-ı dünya, ordugah-ı zemin, muvakkat meşher,
Bahirler, nehirler, çeşmeler, ırmaklar
Denizler, kıymettar, hasiyetli, zinetli cevherler, balıklar
Dağlar, taşların envaı, maddelerin aksamı, madeniyat ecnası,
Çiçekler, meyveler,
Madeniyat, tuz, limon tuzu, sülfato ve şap
Ağaç, nebatat, yapraklar, çiçekler, meyveler, nakışlar, kokular
İnsan ve hayvanat, dahili ve harici azalar, nizam, mizan, muvazene, basirane nazik sanat,
Hayvanat, yüzbin envaı,
Hayat, ruh, zişuur, insan.
Kainatın hülasası olan zihayat, zihayatın hülasası olan insan, insanın hülasası olan enbiya, evliya, asfiya, kalpler, akıllar, müşahedat, keyfiyat, ilhamat ve istihracat.
Kalpler, hatırat-ı gaybiye, ilhamat-ı sadıka, itikad-ı yakine
Muhbir-i sadıklar, mücizatlar, keramatlar, hüccetler
Kainat, saray, saadet-iebediye, kitab-ı kebir, imam-ı Mübin, kitab-ı Mübin
Resul-i Ekrem Aleyhisselatü vesselam, Kur’an-ı Hakim
Senin mülkün, Senin emrin, kudretin, Senin irade ve tedbirin, ilmin ve hikmetin…
Ya Rabbi ve ya Rabbüs semavatı vel aradin. Ya Halıkı ve ya Halık-ı Külli Şey. Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemalatıyla ve bütün mahlukatı bütün keyfiyatıyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve hikmetinin ve hakimiyetinin ve rahmetinin hakkı için nefsimi bana musahhar eyle, matlubumu bana musahhar kıl, Kur’an‘a ve imana hizmet için insanların kalplerini Risale-i Nur’a musahhar yap ve bana ve ihvanıma iman-ı kamil ve hüsn-i hatime ver.
Hazret-i Musa aleyhisselama denizi
Ve Hazret-i İbrahim aleyhisselama ateşi
Ve Hazret-i Davut aleyhisselama cinni ve insi
Ve Hazret-i Muhammed aleyhisselatü vesselama şems ve kameri teshir ettiğin gibi
Risale-i Nur’a kalpleri ve akılları musahhar kıl.
Beni ve Risale-i Nur talebelerini nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve cehennem ateşinden muhafaza eyle ve cennet’ül firdevste mesut kıl. Amin, amin, amin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.