Mûsâ’ya, 'Asânla denize vur!' diye vahyettik. Vurunca deniz yarıldı ve on iki yol açıldı

Mûsâ’ya, 'Asânla denize vur!' diye vahyettik. Vurunca deniz yarıldı ve on iki yol açıldı

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Şuara Sûresi 52-68. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

52-Nihâyet Mûsâ’ya: “Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünki siz (Fir‘avun ordusu tarafından) ta‘kib edilecek kimselersiniz!” diye vahyettik.

53-Sonra Fir‘avun (İsrâiloğullarının yola çıktığını duyunca) şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

54-(Askerler toplanınca, Fir‘avun:) “Şübhe yok ki şunlar (İsrâiloğulları) elbette az bir topluluktur.”

55-“Ve şübhesiz ki onlar, bizi gerçekten kızdıran kimselerdir.”

56-“Doğrusu biz ise, elbette uyanık bir cemâatiz” (dedi).

57, 58-Böylelikle (İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazînelerden ve güzel yerlerden çıkardık.

59-İşte böyle! Artık oralara İsrâiloğullarını vâris kıldık!

60-Derken, (Fir‘avun ve askerleri) gündoğumuna ulaşan kimseler iken (erkenden) onların peşine düştüler.

61-Nihâyet iki topluluk birbirini görünce, Mûsâ’nın arkadaşları: “Muhakkak ki biz, elbet (kendilerine) yetişilmiş kimseleriz!” dedi.

62-(Mûsâ:) “Aslâ! Rabbim şübhesiz benimle berâberdir; bana yol gösterecektir” dedi.

63-Bunun üzerine Mûsâ’ya: “Asânla denize vur!” diye vahyettik. (Vurunca deniz) hemen yarıldı (ve on iki yol açıldı) da herbir parça (pek) büyük dağ gibi oluverdi!

64-Ötekileri (Fir‘avun ve askerlerini) de buraya yaklaştırdık.

65-Ve Mûsâ ile berâberinde bulunanların hepsini kurtardık.

66-Sonra ötekilerini suda boğduk.

67-Şübhesiz ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.

68-Muhakkak ki, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet eden) elbette ancak Rabbindir.