Mustafa Sungur ağabeyi rahmetle anıyoruz
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin talebelerinden Mustafa Sungur ağabeyi rahmetle yad ediyoruz
Risale Haber-Haber Merkezi
1 Aralık 2012'de vefat eden, Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin talebelerinden Mustafa Sungur ağabeyi rahmetle yad ediyoruz.
Sungur ağabey vefatının ikinci yıldönümünde Mevlidle anılacak. Arslanbey Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen Mevlid, 7 Aralık Pazar günü Üsküdar'daki Şakirin camiinde saat 10'da başlayacak ve öğle namazının ardından sona erecek.
MUSTAFA SUNGUR AĞABEY İÇİN NE DEDİLER?
Risale Akademi'nin "Anadolu Ağabeyleri" panellerinden Mustafa Sungur ağabey için hazırladığı belgesel. Belgeselde Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı, Abdülkadir Badıllı, Mehmet Kırkıncı, Eyüp Ekmekçi, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Muhammed Nur Sungur, Ahmet Sungur ve Hasan Celal Güzel konuştu.
SUNGUR AĞABEYİN AĞZINDAN BEDİÜZZAMAN'A İLK ZİYARET
"Mübarek Üstadımı ilk ziyaretim 1947 senesi Eylül ayında Emirdağ'da oldu. Eflanili Emin Efendinin yazdığı Asa-yı Musa risalesini hediye olarak götürmüştüm. O zaman Karabük'le Ankara arasında karayolu yoktu. Seyahatler trenle yapılırdı. Eflani'den Safranbolu'ya at kiralar, altı yedi saatte gelirdik. Safranbolu'dan Karabük'e pikaplar vardı. Karabük'ten de akşam bindiğimiz tren bir gün sonra öğle vaktinde Ankara'ya gelirdi. on iki saatten de fazla sürerdi. Oradan Eskişehir'e trenle gelir ve Yıldız Otelinde bir gece kalır, sabahleyin otobüs ile üç saat içinde Emirdağ'a gelirdik. Emirdağ'a gelinceye kadar yolda heyecanımız son hadde varırdı. Üstada kavuşabilmekteki sonsuz sevinç ve iştiyakımıza had yoktu.
"Evet, orada Emirdağ'da birisi vardı, birisi oturuyordu. Varlığımızın bütünü ile ona bağlı idik. Sanki o bizim her şeyimiz idi. Bizim kalblerimizi derinden derine ona yönelten, onda gördüğümüz şefkat, merhamet idi. Evet ona, en müşfik manevi baba ve ana gibi koşardık... O bizim sebeb-i hidayetimiz, vesile-i necatimiz, büyük Üstadımız... Bu anları, bu günleri düşünürken ben, Emirdağ'a doğru yol alırken ve başındaki küçük tepecikte Emirdağ'ın evleri görünüp kasabaya girerken ben ve nihayet Çalışkanlar dükkanından şefkatli sinesine ulaşırken, o anları düşündüğümde, tahatturumda göz yaşlarımı tutamam... Şüphe yok ki, benim gibi onun Nur'undan hayat bulan herkes; bu tatlı göz yaşlarını tutamamıştır hiçbir zaman... Çünkü onun huzurundaki anlar, dakikalar, saatler, şüphe yok ki, âlem-i bekadan birer sahne idi. Sonsuzluğa doğru uzanan hayattar ve Nurlu safhalar idi... Huzur-u Muhammedî'nin (a.s.m.) bir in'ikası idi. ´Bir dakika vücud-u münevver, milyon sene vücud-u ebtere müreccahtır´ denilen sırra mazhardı o saatler, o dakikalar... Evet, onu bir timsâl-i rahmet, bir mücessem şefkat gördük ve bulduk. Hâlıkımızın nihayetsiz lütfuydu o... Gecemizi gündüze kalbeden nurdu, bir şems-i manevi idi o...
"Ey şefkatli bakış! Ey hayat saçan göz! Ey Kur'ân'dan aldığı nurunu âleme sultan eyleyen bahtiyar ruh! Risale-i Nur'unla, ilim ve irşad mahiyetinle ebedileştiğin için; aynı şefkat, aynı bakış, aynı nurunla; daima yaşıyor, daima devam ediyorsun. Ve Sungur'un gibi yüz binler, milyonlar Saidlerin yine senden ümit ve hayat ışığı almaktadırlar... Sana duacı ve dâvâna hadimdirler... Buyurduğun gibi, hayatın onlarla yüz binlerle devam ediyor... Ve inşaallah tâ kıyamete kadar devam edecektir.
"Ve o yüz bin Saidlerin, senin iman ve Kur'an dâvâna en derin ruhlarından hâdim ve nâşirdirler. Hadiselerin dev-misal engelleri karşısında yılmayan çözülmeyen, bölünmeyen bir azm ü sebat içindedirler... Ve senin ruhun ve mana-yı hakikin olan Nur-u Kur'an'dan derslerini her daim almaktadırlar. Ve Risale-i Nur ile ve senin ile beraberdirler. Rabbim ebediyen ayırmasın, beraber kılsın, Habib-i Ekrem (a.s.m.), Kur'an-ı Hakim ve Esmâ-i Hüsna ve İsm-i Âzam hakkı için, Ya Rab! Âmin...
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.