Nahl suresi 43. ayette geçen, "Bilmiyorsanız alimlere sorun..." ifadesini açıklar mısınız?

Nahl suresi 43. ayette geçen, "Bilmiyorsanız alimlere sorun..." ifadesini açıklar mısınız?

“Senden önce de gönderdiğimiz elçiler, kendilerine vahyettiğimiz bir kısım adamlardan başka bir varlık değildiler. Eğer bu konuları bilmiyorsanız işin ehline sorunuz.”

Dehhak, Abdullah b. Abbas’tan şöyle rivayet etmektedir: "Allah Teala, Muhammed (s.a.v.)’i peygamber olarak gönderince onu kabul etmeyenler: "Allah, bir insanı peygamber gönderecek dereceye düşmez, o bundan münezzehtir." dediler. Bunun üzerine Allah Teala bu ve benzeri âyet-i kerimeleri indirdi.

Ayet-i Kerimede "Kitap ehli" diye tercüme edilen "Ehl-i zikr" ifadesinden neyin kastedildiği hususunda müfessirler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir.

Mücahid, A'meş, İbn-i Abbas, "Ehl-i zikr" den maksadın, daha önce kendilerine kitap verilen ümmetler olduğunu söylemişlerdir. Bu görüşe göre âyetin izahı şöyledir:

"Ey Muhammed, senin bir beşer olarak peygamber olamayacağını iddia eden müşriklere de ki: "Benden önce gönderilen bütün peygamberler de ancak kendilerine vahyedilen bir kısım erkeklerdi. Şayet bu hususta bana inanmıyorsanız daha önce kendilerine kitap verilen ümmetlere sorun. Onlara gönderilen peygamberler de benim gibi erkek kişiler miydi yoksa melekler miydi?"

Diğer bir kısım müfessirler ise, âyetteki "Ehl-i zikr" den maksadın, Kur'an ehli kimseler olduklarını söylemişler, buna delil olarak da, Kur'an-ı Kerim'in başka yerlerinde "zikir" kelimesinin "Kur'an" mânâsına geldiğini gösteren misalleri vermişlerdir. Bu görüşe göre de âyetin izahı şöyledir:

"Ey müşrikler, daha önce gönderilen peygamberlerin de bir kısım erkek kişiler olduklarını bilmiyorsanız, Kur'an’a iman eden Kur'an ehline sorunuz. Kendi mantığınızla karar vermeyiniz."

Ebu Cafer el-Bâkır ise: Buradaki "Ehl-i zikr" den maksat biziz. Yani, ümmet-i Muhammed'dir." demiştir.

Bununla beraber, âyet-i kerimenin mânâsı geneldir. Bu sebeple "Ehl-i zikr"i belli bir takım insanlara sıfat yapmaktansa, genel anlamda bırakıp "işi bilenler" şeklinde izah etmenin daha uygun olacağı söylenebilir. Ancak âyetin baş tarafı "Ehl-i zikr" den maksadın, "Ehl-i Kitap" olduğu görüşüne daha yakındır.

Mekke müşrikleri "Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?" diyerek, kendileri gibi bir insanın peygamber olarak gönderilmesini kabul edilebilir bulmuyor, olsa olsa bir melek gönderilmesi gerektiğini ileri sürüyorlardı. Halbuki Allah Teâlâ sadece Hz. Muhammed (asv)'i peygamber olarak seçmemişti; daha önce de yalnızca insanlardan peygamber seçmiş ve görevlendirmişti. Âyette "Eğer bilmiyorsanız bilgi sahiplerine sorun" buyurulmak suretiyle müşriklerin doğru inanç konusundaki samimiyetsizliğine işaret edilmiştir. Çünkü onların, önceki devirlerde de insanlar arasından peygamberler gönderilip gönderilmediğini "bilgi sahibi olanlara" sorup öğrenme imkanları varken, bunu yapmadan Hz. Muhammed (asv)'in peygamberliğini peşinen inkâr etmişlerdir.

Âyetten alınması gereken en önemli ders, başta dinî meseleler olmak üzere bir konuda yeterli bilgiye sahip olmayanların o hususta ehil olanlara, yani konunun uzmanlarına sormaları gerektiği; bir konuda doğru ve yeterli bilgi edinmeden görüş ileri sürmenin veya iş yapmanın yanlış olduğudur. (bk. Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 5/204-205)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.