Namazın 5 vakti mühim birer inkılap başıdır

Namazın 5 vakti mühim birer inkılap başıdır

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Nasıl ki haftalık bir saatin saniye ve dakika ve saat ve günlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de, Cenâb-ı Hakkın bir saat-i kübrâsı olan şu âlem-i dünyanın saniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deveranı ve dakikaları sayan seneler ve saatleri sayan tabakat-ı ömr-ü insan ve günleri sayan edvâr-ı ömr-ü âlem birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler ve birbirinin hükmündedirler ve birbirini hatırlatırlar.

Meselâ, fecir zamanı, tulûa kadar, evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem semâvât ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ihtar eder.

Zuhr zamanı ise, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem ömr-ü dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve işaret eder ve onlardaki tecelliyât-ı rahmeti ve füyuzât-ı nimeti hatırlatır.

Asr zamanı ise, güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem Âhirzaman Peygamberinin (aleyhissalâtü vesselâm) asr-ı saadetine benzer ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ve in’âmât-ı Rahmâniyeyi ihtar eder.

Mağrib zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pek çok mahlûkatın gurubunu, hem insanın vefatını, hem dünyanın kıyamet iptidasındaki harabiyetini ihtar ile tecelliyât-ı celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır, ikaz eder.

İşâ vakti ise, âlem-i zulümat nehar âleminin bütün âsârını siyah kefeniyle setretmesini, hem kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtmesini, hem vefat etmiş insanın bakıye-i âsârı dahi vefat edip nisyan perdesi altına girmesini, hem bu dar-ı imtihan olan dünyanın bütün bütün kapanmasını ihtar ile Kahhâr-ı Zülcelâlin celâlli tasarrufâtını ilân eder.

Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı ifham ile, ruh-u beşer rahmet-i Rahmâna ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüd ise, kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, ikaz eder ve bütün bu inkılâbat içinde Cenâb-ı Mün’im-i Hakikînin nihayetsiz nimetlerini ihtar ile, ne derece hamd ve senâya müstehak olduğunu ilân eder.

İkinci sabah ise, sabah-ı haşri ihtar eder. Evet, şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı ne kadar makul ve lâzım ve kat’i ise, haşrin sabahı da, berzahın baharı da o kat’iyettedir.

Demek, bu beş vaktin herbiri bir mühim inkılâp başında olduğu ve büyük inkılâpları ihtar ettiği gibi, kudret-i Samedâniyenin tasarrufât-ı azîme-i yevmiyesinin işaretiyle, hem senevî, hem asrî, hem dehrî, kudretin mucizâtını ve rahmetin hedâyâsını hatırlatır. Demek asıl vazife-i fıtrat ve esas-ı ubûdiyet ve kat’i borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve enseptir. (Sözler, Dokuzuncu Söz)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
Âhirzaman Peygamberi : dünya hayatının kıyamete yakın son devresinde gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)
akvâl : sözler
âlem-i dünya : dünya âlemi
âlem-i kebir : büyük âlem, evren
aleyhissalâtü vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
asr : ikindi
asr-ı saadet : Peygamberimizin yaşadığı dönem, mutluluk asrı
âvân : anlar, vakitler
deveran : dönüş
edvâr-ı ömr-ü âlem : dünyanın ömür devirleri
ef’al : fiiller, hareketler
elvân-ı ibadet : renk renk, çeşit çeşit ibadet
envâ : çeşitler, türler
esnâf-ı mahlûkat : yaratılmışların sınıfları, çeşitleri
evvel-i bahar : baharın başlangıcı
Fatiha-i Şerife : Fatiha Sûresi
fecir : tan yerinin ağarması, sabah
fihriste-i nuraniye : nurlu fihriste
füyuzât-ı nimet : nimetlerin bolluğu, bereketi
gurup : batış, ölüm
harita-i kudsiye : kutsal harita
hilkat : yaratılış
hilkat-i insan : insanın yaratılışı
ibâdat : ibadetler
ihtar etmek : hatırlatmak
in’âmât-ı Rahmâniye : Allah’ın sonsuz şefkat ve merhametiyle bağışladığı nimetler
kemâl : olgunluk, mükemmellik
Kur’ân-ı Azîmüşşan : şanı yüce Kur’ân
mağrib : akşam
mahlûkat : yaratıklar
misal : benzer, örnek
misal-i musağğar : küçültülmüş nümune
ömr-ü dünya : dünyanın ömrü
rahm-ı mâder : anne karnı
saat-i kübrâ : çok büyük saat
şâmil : kapsayan
şuûnât-ı İlâhiye : Cenab-ı Allah’ın işleri, fiilleri ve tasarrufları
tabakat-ı ömr-ü insan : insan ömrünün aşamaları
taraf-ı İlâhîden : Allah tarafından
tazammun : içine alma
tecelliyât-ı rahmet : rahmet yansımaları, görüntüleri
timsal-i münevver : nurlu örnek
tulû : güneşin doğuşu
vaz edilmek : konulmak, yerleştirilmek
zuhr : öğle
***
âlem-i berzah : kabir âlemi
âlem-i zulümat : karanlıklar âlemi
âsar : eserler, izler
asrî : yüzyıllık
bakiye-i âsâr : geride kalan eserler, izler
berzah : kabir âlemi
beşer : insan
celâlli : haşmetli, ihtişamlı, heybetli
dehrî : çağları içine alan
ensep : en uygun
esas-ı ubûdiyet : kulluğun esası, özü
fıtraten : yaratılış gereği
gaflet : duyarsızlık, mânevî sorumluluklarından habersiz davranma hali
hamd : övgü ve şükür
harabiyet : yok oluş, yıkılış
haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
hedâyâ : hediyeler, armağanlar
ifham : anlatma
ihtar : hatırlatma
ikaz : uyarma
inkılâbat : büyük değişimler, dönüşümler
inkılâp : değişim, dönüşüm
iptida : başlangıç
işâ : yatsı
kat’iyet : kesinlik
kıyamet : dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması
kudret : güç, iktidar
lâzım : gerekli
makul : akla uygun
mühim : önemli
müstehak : lâyık
müteellim etme : acı verme
müteessir etme : üzme, etkileme
nehar : gündüz
nihayetsiz : sonsuz
nisyan : unutkanlık
ruh-u beşer : insan ruhu
sabah-ı haşr : haşir sabahı
senâ : övme, yüceltme
senevî : yıllık
setretme : örtme
teheccüd : gece sabah vaktinden önce kılınan namaz
vazife-i fıtrat : yaratılış görevi