Namazın manası şudur ki

Namazın manası şudur ki

Günlük Risale-i Nur dersi...

....

İbâdetin mânâsı şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp, kemâl-i Rubûbiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.

Yani, Rubûbiyetin saltanatı, nasıl ki ubûdiyeti ve itaati ister; Rubûbiyetin kudsiyeti, pâklığı dahi ister ki, abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbini bütün nekâisten pâk ve müberrâ ve ehl-i dalâletin efkâr-ı bâtılasından münezzeh ve muallâ ve kâinatın bütün kusurâtından mukaddes ve muarrâ olduğunu tesbih ile, "SübhanAllah" ile ilân etsin.

Hem de, Rubûbiyetin kemâl-i kudreti dahi ister ki, abd, kendi zaafını ve mahlûkatın aczini görmekle, kudret-i Samedâniyenin azamet-i âsârına karşı istihsan ve hayret içinde " Allahu Ekber" deyip, huzû ile rükûa gidip, Ona ilticâ ve tevekkül etsin.

Hem, Rubûbiyetin nihayetsiz hazîne-i rahmeti de ister ki, abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlûkatın fakr ve ihtiyacâtını suâl ve duâ lisâniyle izhâr ve Rabbinin ihsan ve in'âmâtını şükür ve senâ ile ve "Elhamdulillah" ile ilân etsin.

Demek, namazın ef'âl ve akvâli, bu mânâları tazammun ediyor ve bunlar için taraf-ı İlâhîden vaz' edilmişler. (Sözler. S, 45)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
DERGÂH-I İLÂHÎ : Allah\'ın huzuru.
ÂCZ : Güçsüzlük, kudretsizlik.
FAKR : Fakirlik, ihtiyaç, yoksulluk, azlık, muhtaçlık.
KEMÂLÂT-I RUBÛBİYET : Cenab-ı Hakk\'ın terbiye ve idâresinin mükemmelliği.
KUDRET-İ SAMEDÂNİYE : Herşey kendisine muhtaç olan Allah\'ın gücü.
UBÛDİYET : Kulluk, kölelik, kul olduğunu bilip Allah\'a itaat etme.
İSTİĞFAR : Cenâb-ı Allah\'tan kusurların affedilmesini, günâhların bağışlanmasını isteme.
NEKAİS : Noksanlıklar, eksikler.
MÜBERRÂ : Temiz, kusurdan uzak ve arınmış.
EHL-İ DALÂLET : Doğru ve hak yoldan sapanlar, îmân ve İslâmdan çıkmış olanlar.
EFKÂR-I BÂTIL : Bâtıl fikirler. Sahte, yalan, gereksiz fikirler.
MUALLÂ : Yüce, âli, yüksek.
MUARRÂ : Yüksek, temiz, kötülükten uzak.
KEMÂL-İ KUDRET : Kudretin mükemmelliği.
AZAMET-İ ÂSÂR : Eserlerin büyüklüğü.
İSTİHSAN : Beğenme, güzel bulma.
İN\'AMÂT : Nîmetlendirmeler, yiyecek, içecek ve rızık vermeler.
AKVÂL : Sözler, konuşmalar.
TAZAMMUN : İçinde bulundurma, içine alma, ihtivâ etme, muhît olma.
VÂZ\' : Belirtmek, koymak, bırakmak, göstermek.