Nemrut'ta Biyolojik Çeşitlilik Tehlikede

Nemrut'ta Biyolojik Çeşitlilik Tehlikede

Dünyanın en büyük ikinci krater gölüne sahip olan, biyolojik çeşitlilik merkezi olarak görülelen Nemrut Kalderası, bilinçsizce tahrip ediliyor.

Bitlis'in Tatvan ilçesindeki dünyanın en büyük ikinci krater gölüne sahip olan, üzerinde barındırdığı bitki ve hayvan türleri bakımından biyolojik çeşitlilik merkezi olarak görülen Nemrut Kalderası'nın, bilinçsizce tahrip edildiği bildirildi.
2003 yılında tabiat alanı olarak kabul edilen Nemrut Kalderası çok sayıda bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Bölgenin önemli turizm merkezlerinden biri olan Nemrut Dağı ve krater gölü, çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından da ziyaret ediliyor.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhabbet Kemal Koçak, çektiği amatör belgesel film ile derslerde, Nemrut Kalderası'ndaki biyolojik çeşitliliği öğrencilerine anlatıyor.

Koçak, Nemrut Kalderası'nın kaderini değiştirmeye yönelik olarak kısa bir belgesel filmi hazırladığını belirterek, ''bir doğa mirası olan Nemrut Kalderası'nı anlatan bu kısa filmi, doğayı ve yaşadığı toprakları seven insanlar ile bilim adamları ve gençler için hazırladım. Bu filmin gelecekte kalderanın kaderini değiştirmeye yönelik çalışmalara katkı sağlayacağını umut ediyorum'' dedi.

Türkiye'nin Biyolojik Çeşitlilik Merkezi

Nemrut Dağı'nın, genç bir volkan olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Koçak, 3 bin 50 metre yüksekliğindeki dağdaki son püskürmenin 1441 yılında meydana geldiğini söyledi.

Koçak, Nemrut Dağı'nda bulunan dünyanın ikinci büyük krater gölünün de 13 kilometrekare büyüklüğünde, 150 metre derinliğinde olduğunu belirterek, dağın Bitlis Vadisi boyuncu uzanan Akdeniz iklimi ile hemen yanındaki Van Gölü'nün etkisi altında olduğunu, bu nedenle Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki diğer dağlara göre daha yumuşak karakter taşıdığını vurguladı.

Yapılan araştırmalarda, Nemrut Dağı'nın Türkiye'nin önemli bitki alanı ve bitkisel çeşitlilik merkezi olarak kabul edildiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Koçak, şöyle devam etti:

''Bunun yanı sıra bu alan, tehlike altındaki doğal habitatlar statüsünde kabul edilmektedir. Burada, 21'i tehlike altında olan 43 endemik olmak üzere toplam 600 bitki türü tespit belirlenmiştir. Burası aynı zamanda kadife ördek ve kaya kartalının da üreme alanıdır. Nemrut Dağı, zengin floristik yapısından dolayı birçok hayvan türüne de ev sahipliği yapıyor. Nemrut Dağı'nda 3 bin tür böcek bulunduğu söylenebilir.''

"Yöre İnsanı Tarafından Hayvancılık Bölgesi Olarak Kullanılıyor"'

''Doğa harikası'' diye nitelendirdiği Nemrut Kalderası'nın önemli bir merkez olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Koçak, şunları kaydetti:

''Dünyanın hiç bir yerinde bulunamayacak bu küçük doğa parçası bilinçsizlik nedeniyle yakııyor, tahrip ediliyor ve kirletiliyor. Yöre insanı tarafından burası hayvancılık bölgesi olarak kullanılıyor. Hayvanların burada otlatılması, çobanların ısınmak için ateş yakması bitkilere, Nemrut Kalderası'na ilkbahar ve yaz mevsimlerinde piknik yapmak için gelen vatandaşların bıraktıkları çöpler ise doğal yapıya büyük zarar veriyor. Altyapı oluşturulmadan, gerekli koruma önlemi alınmadan Nemrut Dağı'nın turizme açılması, yabancı kaçak avlananların biyolojik materyal toplamasına izin verilmesi, biyolojik çeşitliliğin yok olmasına ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açıyor. Küçük doğasına binlerce canlıyı sığdıran bu dünya mirasına sahip çıkmak ve korumak zorundayız.''

Yrd. Doç. Dr. Koçak, burada eğitim amaçlı olarak bir laboratuvar kurulması, bu alanda piknik yapılmasına izin verilmemesi gerektiğini belirterek, bunların yanı sıra, ot kesimine, hayvan otlatılmasına ve yabancı ziyaretçilerin bitki toplamasına engel olacak bir doğa koruma timi oluşturulmasını önerdi.
TRT