Prof. Dr. Adem Tatlı-Zafer Dergisi

“Yaratıcı, Mesosaurus gibi canlıları neden yarattı? Mesosaurus denize dönmüş bir sürüngendir. Allah bu hayvanı yaratmış ve sanırım insanların imtihanında gereksiz görüp sonradan yok etmiştir. Bu canlı gibi milyonlarca türün nesli tükenmiş. Allah 3,7 milyar yıldır yarattığı canlı türlerinin yüzde 99’unun yok olup gitmesine neden izin verdi? Ya da neden yarattı?”

Öncelikle nesli tükenen canlı grubu öyle iddia edildiği gibi çok fazla değildir. Neslinin tükendiği bilinen canlılar çok azdır. Belki, şu an yaşayanların yüzde 5 veya 10’u bile değildir. Buna, tespit edemediklerimizi de eklersek, olsa olsa yaşayanların yüzde 20’si kadardır.

Kaldı ki, sayı o kadar önemli de değildir. Çünkü, kâinatın sahibi Allah’tır. O bütün âlemlerde istediği ve dilediği gibi tasarruf eder; birini götürür, diğerini getirir. Zaten bu âlemde yaratılan canlılar, bir bakıma dünya fuarında sergilenen canlılardır.

Kâinat ve dünya safha safha yaratılmış ve her safhada gereken şeyler yaratılmıştır. Bir binanın temelinden ince işlerine kadar yapım aşamalarında farklı iş makineleri ve aletler kullanıldığı gibi; dünyanın, hayata ve insanın yaşamasına elverişli hale getirilmesindeki aşamalarda da farklı canlılar yaratılmış ve çalıştırılmıştır. Allah Hakîmdir, anlamsız iş yapmaz; vazifesi biten ya da ihtiyaç kalmayan canlı türlerini de terhis etmesi elbette hikmetinin gereğidir.

Ayrıca kâinatın ve dünyanın yaratılmasının tek amacı insanların imtihan edilmesi değildir. Asıl amaç Allah’ın şuurlu yarattığı mahlukatına, sanatının mucizelerini göstererek kendisini tanıtmasıdır. İnsan imtihan olmasından çok, Rabbine şuurlu bir muhatap olması için yaratılmıştır. Fakat, yaratılmışlardaki hikmetleri ve bunları yaratan Allah’ı tanımak ve O’na muhatap olmak yerine, böyle şımarık ve boş itirazlara kapılıp, maddî ve manevî gelişmesine sebep olacak dünyayı kendine çetin bir imtihan yeri yapar. Böyle evrimciler ve benzerlerinin çoğu da, bir ot ya da bir sürüngen olarak yaratılmadığının şükrünü etmeyi aklına bile getiremeden, kıymetli ömrünü kıymetsiz şeylerde heba ederler.

Soruya dönersek; bu geçici âlemde Mesosaurus, 200 sene yerine 400 sene yaşasa ne olacak? Sonuç olarak yine bu âleme veda edecek. Dünyada ölüm olmasa, bu sefer de ateist evrimciler ‘dünya ebedî, ahiret yok’ diye laf ebeliği yapacaklar. Çünkü onların niyeti anlamak değil, olana itiraz etmek ve kendi hevesleri gibi olsun diye diretip durmak. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, hakikat güneşi üflemekle sönmüyor; mahlukatı getiren götürüyor…

Bazı insanlar şefkat ve merhamet hissini maalesef yanlış yerde kullanıyor. Esas acınacak ve merhamet edilecek olanlar, Mesosaurus gibi bu dünyada görevini yapıp hayat sahnesinden çekilen canlılar değil, hayat sermayesini boş yere heba edip, Cennet yerine Cehennem hayatını satın alan insanlardır.