Asrın Bedii'sinin 'az ama devamlı' zikirleri
Davut Şahin'in 'Şimdi dua vaktidir' yazısında Bediüzzaman'ın dilinden düşürmediği dualardan bahsetti
Davut Şahin'in yazısı:
Yazılarımı uzun ve fazlasıyla derin bulanlar için bugün mümkün olduğu kadar kısa ve nokta atışlar yapmayı düşünüyordum.
Ama konu "zikir, evrad ve vird"e gelince, ortaya bu sütunu dolduran yazı çıktı. Kalemime "ket" vuramadım.
Zira, Ramazan günleri boş geçirmemek ve mümkün olduğu kadar zihnimizi okumaya vermeli ve dualarla geçirmeli
"Evrad" sözlükte; "gelmek, çeşmeye varmak, suya gelen topluluk, akan su ve dere" anlamı taşıyor... "Vird" kelimesinin çoğulu... "Vird"ler daha ziyade maneviyet yolunda ilerlemek, Hakk'a yakınlık kazanmak için okunur.
Tasavvuf alimleri, "Vird, vecdin meydana gelmesine ve kalbe doğan manalara vesile" olduğunu söyler.
Belki bu yüzden "virdi olmayanın varidi olmaz" denmiştir.
Evrad ve ezkar, imanı kuvvetlendirir derler. İmandaki kavilik, Allah'ın o kul üzerindeki lütfunu çoğaltır... Zühd, takva ve ihlas gibi makamların kazanılmasına sebep olur.
Evrad, sık ve devamlı okunan dualar demektir... Aynı zamanda Farsça'da vird; talebe, şakird, mürid demek olduğunu görürüz... Yani Hak yolcusu bu azıkla canlı ve diri kalır, yoluna devam eder. Ondan koptuğu zaman da pörsümeye, solmaya yüz tutar.
Ayet-i Kerimede; "Kim Rahman'ın zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık o, onun yakın arkadaşı olur" der (Zuhruf Suresi, 43)
Bu yüzden bol bol dilimizi dualara, zikirlere alıştırmalı.
Hem, Evrad-u ezkarda iki şeye dikkat edilmeli.
- Evradda devamlılık:
Asrın Bedii'si Said Nursi, "Az ama devamlı" okuduğu bu sünnete azami dikkat etmiştir.
Barla'daki komşuları naklediyor:
"Üstadı, geceleri, Dershane-i Nuriye'nin önündeki bir mübarek çınar ağacının dalları arasında görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstadın böyle sabahlara kadar çalışmasını gördükçe, ne zaman uyur, ne zaman kalkar bilemezdik."
Kastamonu'lu Mehmet Feyzi Efendi anlatıyor:
"Gecelerde sabaha kadar calib-i dikkat bir hal-i aşina ile ubudiyette bulunurlar. Yaz ve kış bu adetleri tahalluf etmez. Teheccüd ve münacat ve evradlarını asla terk etmezler. Hatta bir Ramazan'da pek şiddetli hastalıkta altı gün bir şey yemeden savm-ı visal içinde ubudiyetteki mücahedelerini terk etmediler. Komşuları her zaman derler ki, 'Biz sizin üstadınızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde, sabaha kadar hazin ve muhrik sedasıyla münacat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine hayretler içinde kalırdık."
Bediüzzaman'ın talebelerinden Zübeyir Gündüzalp, "Evrad-u ezkara ihtimam, azami ihtimam" derken, başka bir yerde, "Evrat, hizmetin lezzetini arttırır" diyerek başka bir hususa işaret etmiştir.
Evrad-u ezkarın terk edildiği yerde ne olur? Enaniyet kabarır, gerilim artar. Zikirde tefekkür esastır. Zikrederken tefekkür etmeli.
Bediüzzaman Hazretleri okuduğu evradı içine sindirirdi. 10. Mektup'ta, "Şah-ı Nakşibendi'nin Evrad-ı Kudsiyesini okurken, Tarihçe-i Hayat'ta geçen bir mektubunda namaz tesbihatını okurken kalbine gelen manalara bakılabilir.
Bediüzzaman, okuduğu virdlerin çoğunu "Üstadlarımdan" dediği Nakş-i Halidi Şeyhi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (k.s) Hazretlerinin tertip etmiş olduğu üç ciltlik "Mecmuatü'l-Ahzab" isimli dua kitabından seçmiştir.
Zikir ve tefekkürde önem verdiği hususlar şunlardı:
- Cevşen:
"Kur'an'ın hakiki ve tam bir nevi münacatı ve Kur'an'dan çıkan bir çeşit hülasası olan Cevşen-i Kebir" dediği bu duayı her gün okuyarak hayatının son kırk senesi bu adetini terk etmemiş.
- Celcelutiye:
Hz. Ali'ye dayandırılan, İmam Gazali'nin şerh ettiği bu duayı da sık sık okurdu. Bediüzzaman Hazretlerinin "Şia kaynaklı" rivayetlere eğilerek, aralarından Ehl-i Beyt'in tertemiz kanalıyla gelenleri seçmesi ve bizlere tanıtması İttihad-ı İslam adına manidardır.
İmam-ı Şafii ve Abdülkadir Geylani'nin münacatları da muhteşemdir.
Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendi'nin kudsi bir duası ki, Hazret-i Peygamber (a.s.m.)'den manevi alemde ders aldığını ifade eder.
Evliyanın büyüklerinin salavatlarını içine alan Delaili'n-Nur, İmam-ı Gazali'den alınan ve daima vird edinerek bütün evradları zamanla değiştiği halde onu hiç bırakmamıştır.
- Veysel Karani'nin münacatı:
Tabiin büyüğü Üveys el Karani'nin bu münacatı da Bediüzzaman Hazretlerinin devamlı okuduğu dualardandı.
- 6 Ayet-i Kerime:
Ayrıca Bediüzzaman akşam namazından sonra devam ettiği ve Lem'alar'ın başında zikrettiği 6 ayet-i kerimeyi 33'er defa okumuş, akşam-yatsı arasını "Çok kıymettar dua vakti" olduğunu belirterek, bu zamanı değerlendirmeyen talebesini de ikaz etmiştir.
Son olarak...
Bediüzzaman Said Nursi'nin evrat okuyuş şeklini edindiğimiz kaynaklara göre nakledelim:
Deaili'n-Nur'daki salavatlardan bir kısmını okur; daha sonra ara vererek diğer evradlarını tadat ederdi. En sonunda yine Delaili'n-Nur'daki salavatlarla tamamlardı.
"İki salavat arasında okunan dua makbuldür" derdi.
Evet sevgili okurlar! Biz Ramazan'ımızı nasıl değerlendiriyoruz?
Şimdi "dua ve zikir zamanı."
Milli Gazete