Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Bilim ve Sanat Vakfı tarafından İstanbul Şehir Üniversitesi’nde kurulan İslami İlimler Fakültesi’nin açılış paneline katıldı. İlk öğrencilerini 2012-2013 Akademik Yılı’nda kabul edecek fakülte konusunda fikirlerini ifade eden Görmez, “Sadece bir fakülte değil bütün dünyadan öğrencisi olan uluslararası İslami İlimler Üniversitesi’ne ihtiyaç var” dedi.

İslami İlimler Fakültesi’nin ilk etkinliği İstanbul Şehir Üniversitesi Altunizade Kampüsü’nde gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin İslami İlimler Birikimini Dünyaya Açmak’ adlı panel ile yapıldı. Panele katılan Görmez, “Eğer Türkiye’nin yüksek din eğitimi tarihi yazılacak olursa 2010-2012 yılları yeni bir dönüm noktası olarak ifade edileceğini herhalde hepimiz artık biliyoruz.” şeklinde konuştu.

İlahiyat fakültelerinin halen sorunları olduğunu ifade eden Görmez şunları kaydetti: “İlahiyat fakültelerinin üniversitelerin diğer bölümleri gibi ortak bilgi havuzuna bilgi aktarmak yerine farklı bir yerde tutulması ve Dünyaya açılamaması gibi iki sorunla karşı karşıyadır.”

Yüksek Öğretim Kurulu’nun ilahiyat fakülteleri hakkında müfredat birliğinde ısrar ettiklerini belirten Görmez, “Hâlbuki bence bu çeşitliliği sağlamak lazım. Bu İslami ilimler fakültelerinin uluslararası ufku da görerek yeni bir müfredat yeni bir programla yola çıkmalarının daha hayırlı olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de İstanbul’da uluslararası İslam üniversitelerle rekabet etmeyecek bunlara katkı sunacak sadece bir fakülte değil bütün dünyadan öğrencisi olan uluslararası İslami İlimler Üniversitesi’ne ihtiyacın olduğunu belirten Görmez sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer insafsızlık sayılmazsa ben bazı tespitlerimi hemen ifade etmek istiyorum. Ben mevcut birikimimizin bırakın uluslararasını Türkiye’nin yeni vizyonuna dahi uygun olmadığını düşünüyorum. Özellikle son yıllarda ulumu İslamiyede tefekkür boyutumuzun çoğaltmayı bırakın ne kadar azaldığı üzerinde konuşmamız gerekiyor. Küresel ölçekte islamın içinden geçtiği süreçlere Türkiye’deki birikimin ne kadar karşılık verip veremeyeceği de ayrıca konuşulmalı. Yani Türkiye’nin yeni vizyonuna uygun bir birikimimiz var mı? Bu soruyu sormamız gerekiyor ilahiyatçılar olarak. Gönül coğrafyamızın kendi kimliklerini yeniden inşa etmeye katkıda bulunacak bir ulumu İslamiye katkısı sunmaya gücümüz varmı? İslam dünyasına katkı sunabilecek bir birikimimiz varmı? İslamın özellikle batıda içinden geçtiği süreçleri dikkate aldığımızda İslamafobiyi dikkate aldığımızda buna ne kadar karşılık verip veremeyeceğimizin üzerinde durmalıyız.”

Öğrencilerine Arapça ve İngilizceyi ileri düzeyde öğretmeyi hedefleyen fakültenin bu ilk paneline Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Dışişleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük gibi tanınmış isimler de katıldı.

Cihan