Müslüman misyonerler olimpiyatta çalışıyor

Müslüman misyonerler olimpiyatta çalışıyor

Madalya mücadelesini pas geçersek, saha dışında ve meydanlarda ‘ulvi’ bir rekabet yaşanıyor

Burak Kuru'nun haberi:

Londra'da madalya mücadelesi sürerken misyonerler de mensubu oldukları dine 'takipçi' toplamak için yoğun mesai harcıyor. Londra sokaklarında misyonerler her sokak başında ulvi görevlerini gerçekleştiriyor.

Oyunların çoğu gitti azı kaldı ama heyecan sürüyor. Müsabakalarda deyim yerindeyse kan gövdeyi götürüyor, ‘bir madalya uğruna ne rekabetler kopuyor’.
Madalya mücadelesini pas geçersek, saha dışında ve meydanlarda ‘ulvi’ bir rekabet yaşanıyor. Olimpiyat bazlı turistlerin uğrak noktalarını mesken tutan gruplar ‘misyonerlik’ faaliyetlerinde bulunuyorlar. Ellerinde broşürlerle yaklaşıp mensubu oldukları dinin güzelliğinden dem vuruyorlar ve davette bulunuyorlar.

İslamiyet propogandası yapan grup, üniformayı andıran tişörtleriyle belli başlı köşe noktalarını tutmuş durumda. ‘Hayat sadece bir oyun mu?’ yazan tişörtleriyle gelenleri selamlayan ‘misyonerler’ daha sonra broşürler ve uzunca bir sohbet vasıtasıyla ‘Dünya hayatı boş’ diyerek ahirete imana çağırıyorlar. Müslüman olmayan bir ülkede yapılan bu hareket hemen aklıma “Bizde olsa ne olurdu” sorusunu getirdi ama zaten olduğunda sonuçları malum. Bu konuyu tarihçilere bırakalım en iyisi...

Müslümanlık için çalışanlar var da Hıristiyanlık için çabalayanlar yok mu? Elbette var. Ama onlar o kadar coşkulu değiller. İncil dağıtmakla ve broşür vermekle yetiniyorlar. Hıristiyanlık için onlar dil dökmüyorlar. Zaten geriden gelen taraf topluluğa bakılınca İslam olduğu için onlar daha çok çalışıyorlar. Peki bütün bu durumda aykırı bir hal yok mu? Bize göre olabilir ama bu topraklarda herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Çünkü bu çalışmalar kimi yerde polisin gözü önünde yapılıyor. Bir sorun da çıkmıyor... yani “Misyonerler sarmış dört bir yanımı, baktığım her yerde polis duruyor” ama asayiş berkemal...

Onların derdi başka

Bir grup daha var ama onların derdi daha çok ‘dünyevi’... Üçüncü grup ‘kötü alışkanlıklar’ karşıtı bir çalışma yürütüyor. Bu isimlerin mekanı ise müsabakaların yapılacağı salonlara giden yollar. Verilen broşürde uyuşturucunun ne kadar kötü olduğundan tutun da alkolun nasıl bütün kötülüklerin anası olduğuna kadar pek çok bilgi var. ‘Hazır spor izlemeye gelmişsin bırak şu mereti’ demek stiyorlar herhalde.
Uzun lafın kısası Londra 2012’nin bir de ‘din savaşları’ etabı var. Galibin kim olduğu ise meçhul...

Radikal