Bediüzzaman dünyevileşmeyi trenle özetler
Hazreti Peygamberin sık sık dünyaya meyletmenin sakıncalarına vurgu yaptığını ve bizleri uyardığını görüyoruz
Dünyevileşme hastalığına tutulan kimseler, Allahın emirlerini hiçe sayarlar.
Kardeşlik ilişkilerine önem vermez çıkar ilişkisi kurarlar.
En yakınları için dahi karşılıksız bir şey yapmazlar.
Vefa duyguları yoktur.
Kazanmak ve sahip olmak her şeyin önüne geçer.
Zevk ve eğlenceye düşkündürler.
Anlık hazlara önem erirler.
Ahiret ölüm hesap gibi kavramları akıllarına getirmemeye çalışırlar.
Ölümden korkarlar ve ölüm duygusundan kaçarlar.
"Onların peşinden namazı zayi eden, ehvetlerine tâbi olan bir nesil gelir ki, onlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir" (Meryem, 19/59)
Namazlarına gereken önemi vermezler
Hazreti peygamber bu konuda ümmetiyle ilgili endişesini şu hadisiyle ifade etmiştir:
"Korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve ziynetlerinin açılması ve sizin de onlara gönlünüzü kaptırmanızdır"
HZ. EBU BEKİR'İ AĞLATAN SÖZ
Bir defasında Hz Ebu Bekr (r a ) içecek bir şey istemiş ve kendisine su ile bal ikram edilmişti Bunları görünce o kadar çok ağladı ki, yanındakileri de ağlattı Neden ağladığı sorulunca da şunları anlattı: "Ben bir gün Resul-i Ekrem Efendimizi (s a s ) elleriyle sanki görmediğim birini itiyormuş gibi yaparken gördüm; 'Yâ Resulallah ne yapıyorsunuz diye sordum; 'O da buyurdu ki, 'Ey Ebu Bekir, dünya temessül etti ve bana kendini kabul ettirmek istedi, ama ben kabul etmedim, ellerimle ittim, git' dedim Döndü dedi ki, sen kendini benden kurtardın ama senden sonra gelenler kurtaramayacak " (Hakim, Müstedrek, IV, 344) İşte Hz Ebu Bekir'in korkusu da dünyanın kendisini kabul ettirdiği kimselerden olmaktı ve bu sebeple ağlamıştı
HAZRETİ PEYGAMBER'İN TAVSİYESİ
Ebu Ubeyde Bin Cerrah cizye tahsili için Bahreyn'e gitmişti. Geriye önemli mallarla dönmüştü. Bu haberi alan Ensar Sabah namazını Efendimizle kılmak için geldiklerinde onlara söylediği sözler de yine hazreti peygamberin ümmeti için en çok korktuğu şeyin dünyevileşme olduğunu gösteriyor. Hazreti peygamber namazdan sonra şöyle demişti: "Öyle zannediyorum ki, Ebu Ubeyde'nin bir şeyler getirdiğini haber aldınız. Sevinin ve ileride sizi sevindirecek şeyler bekleyin. Vallahi ben undan sonra sizin hakkınızda fakirlikten korkmuyorum. Aksine sizden evvelki ümmetlerin önüne dünyalıklar serilip birbirleriyle yarıştıkları ve onları helak ettiği gibi sizin önünüze de serilip çekişmenizden ve sizi de helak etmesinden korkuyorum." (Buharı, Cenaiz, 72, Menakip,25, Fezail, 30)
ÖLÜMLÜ BİR VARLIK OLDUĞUNUZU UNUTMAYIN
Hayatın geçici olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Aldığınız her nefesin değerli olduğunu bilin...
Maddi imkânlar sizi Allaha ibadet etmekten alıkoymamalı.
İnsan olmanın kul olmaktan geçtiğini unutmayın.
DÜNYAYA ALDANANLAR ZARARDADIR
Kur'an, dünya hayatını, yağmurda yeşeren sonra da kuruyup çer çöp haline gelen yeryüzüne benzetmektedir." İyi bilin ki, dünya hayatı bir oyundur bir oyalanmadır bir süstür. Kendi aranızda karşılıklı övünme mal ve nesli çoğaltma yarışıdır. Tıpkı o yağmura benzer ki bitirdiği ürün çiftçilerin hoşuna gider. Ama sonra kurur sen onu sapsarı kurumuş görürsün. Sonra da çerçöp haline gelir. İşte dünya hayatı da böyledir. Ahirette ise kâfirler için şiddetli bir ceza müminler için ise Rableri tarafından bir mağfiret ve rıza! Evet, dünya hayatı bir aldanma metaından başka bir şey değildir. (Hadis, 57_20)
Hazreti Peygamberin sık sık dünyaya meyletmenin sakıncalarına vurgu yaptığını ve bizleri uyardığını görüyoruz. "Altına gümüşe, kumaşa elbiseye kul olanlar helak olsunlar. Zira onlara verildiğinde razı olurlar verilmezse olmazlar." (Buhari, Cihad, 70)
Hazreti peygamberin tavsiyelerine uyan ve hakikat çizgisinden çıkmayan Müslümanlar için mal bir risk değildir. Onlar malı Allah yolunda harcayarak hayra vesile olurlar. Malın kölesi olanlar ise sahip olduklarıyla üstünlük taslayarak yoksullaşırlar.
Bediüzzaman Hazretleri dünya malına bağlanmayı şu misalle özetler: Dünya malına gönül bağlamak bir trene binmiş seyahat eden adamın durumuna benzer. Tren yolunun etrafında güller çiçekler bulunmaktadır. Adam tren yolu etrafında bululan güllere pencereden el uzatır ve koparıp kendine almaya çalışır. Ama güllerin dikenleri adamın eline batar, yırtar ve kanatır. Dünya metaına bağlanmak işte tıpkı bu adamın durumu gibidir.
Milli Gazete