Cübbeli Hocaya medyadan cevap
Adnan Oktar ile Yeni Asya yazarı Latif Salihoğlu Cübbeli Ahmet Ünlü Hocaefendi'nin sözlerini eleştirdi
Ahmet Bilgi'nin haberi:
Risale Haber-Cübbeli Ahmet Ünlü Hocaefendi'nin Haber Türk kanalında yayınlanan Teke Tek programındaki Risale-i Nur ile sözleri tartışmaya yol açtı. Bir çok okuyucu yorumları ile tartışmaya katılırken Adnan Oktar ile Yeni Asya yazarı Latif Salihoğlu da medyadan konuyu ele alan isimler oldu.
Kral Karadeniz TV ve Asu Tv'da katıldığı canlı yayında Cübbeli Ahmet Ünlü Hocaefendi'nin sözlerini eleştiren Oktar, "bu sözler insanların kafasında istifham ve şüphe bırakıyor" dedi.
SAİD NURSİ HAZRETLERİ DİYOR Kİ
Said Nursi'nin İslamın dünyaya hakim olacağını söylediğini hatırlatan Oktar, "Said Nursi Hazretleri diyor; sanat, marifet ve ittifak. Biz bununla küfrü aşağıya indireceğiz diyor. Karşımızda cehalet, zaruret ve ihtilaf var diyor. … Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de, Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri de bütün meşayih de, hepsi aşağı yukarı tamamı bu yüzyılda İslam’ın dünyaya hakim olacağını söylüyorlar" şeklinde konuştu.
Cubbeli Ahmet Hoca'nın sözlerini de eleştiren Oktar, "Said Nursi’nin delil olarak kullanılması durumuna karşı yaklaşık 20 konuda mı, 30 konuda mı ehl-i sünnete uymadığına dair bir şahıstan bana bilgi geldi diyor. İnsanların kafasına istifham bırakıyor, şüphe bırakıyor. Habertürk’te Bediüzzaman’ın aleyhine daha önce de bir program yapıldı" dedi.
ALTAYLI VE BARDAKÇI UZMAN GÖRÜŞÜ NEDEN ALMAZ?
Yeni Asya yazarı Latif Salihoğlu da Haber Türk kanalının, Said Nursî'yi en çok konu edinen tv'lerin başında geldiğini belirterek, "Özellikle Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı, programlarına kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar, ne yapıp edip bir şekilde Said Nursî ile bağlantılı konuları tartışma gündemine taşımaya çalışırlar" şeklinde yazdı.
Altaylı ve Bardakçı'nın özellikle Said Nursî ile ilgili konularda "uzman görüşü" almadıklarına dikkat çeken Salihoğlu, "bilirkişileri arayıp bulma zahmetine katlanmazlar. Hep ilgisiz adamları, hep bilgisiz kişileri seçip konuşturmayı tercih ederler. Haliyle, bu da konu hakkında "aklı başında cevaplar" aramadıkları ve böyle birşeye ihtiyaç duymadıkları fikrini hatıra getiriyor" dedi.
BEDİÜZZAMAN ANZAK DEMİŞ Mİ?
Cübbeli Ahmet Ünlü Hocaefendi'nin sözlerini de ele alan Salihoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:
"Yukarıda adı geçen televizyon programında geçen gün konuşturulan bir muhterem hocaya, bermutad yine Said Nursî ile ilgili bir soru soruldu. Güyâ, Said Nursî, Kastamonu Lâhikası isimli eserinin bir yerinde Gelibolu (Çanakkale) Anzak Koyunda çıkarma harekâtı yapan ve topraklarımızı işgal ederek askerlerimizi öldüren düşmanlara duâ etmiş, onlara şehit demiş, falan...
Bediüzzaman'ın eserlerini pek okumadığını, dolayısıyla yazdıklarını anlamadığını söyleyen hocaefendi, yine de kendince bir cevap vererek "Said Nursî, zamanında kendine göre birşeyler yazmış işte..." deyip, konuyu geçiştirmeye çalıştı.
"Burada "Minareyi doğrultma" kabilinden şunları ifade edelim ki:
1) 1940'larda Kastamonu'da ikamet etmekte olan Said Nursî'nin Kastamonu Lâhikasındaki sözleri, tamamiyle Avrupa'da cereyan eden İkinci Dünya Harbiyle ilgilidir. Dolayısıyla, o sözlerin Türkiye ile, Türkler, yahut Müslümanlarla doğrudan bir bağlantısı bulunmamaktadır.
2) Çanakkale'de ve Anzak'ta (Gelibolu) muharebelerin yaşandığı tarih, Birinci Dünya Savaşının ortaları olan 1915–16 yıllarını kapsıyor. Said Nursî, o tarihlerde Gönüllü Alay Kumandanı olarak Kafkas Cephesinde Rus ve Ermeni birlikleriyle harp halindedir. Kendisi, 1916 yılı Mart'ında yaralı halde Ruslar'a esir düşerken, yeğeni Ubeyd'in de aralarında bulunduğu 80'den fazla talebesi, o harpte şehit oldu.
Hakikat–i hal böyle iken, kim hangi insafla, hangi vicdanla ortaya çıkıp da Said Nursî'nin vatanımıza saldıran, milletimizi katleden düşmanlara rahmet okuduğu, yahut onlara şehit dediğini iddia edebilir?
Şayet, Bediüzzaman Hazretlerinin vatan ve millet aleyhinde bir tek sözü, en ufak bir hareketi bulunmuş olsaydı, 35 sene müddetle (1925–60) onu diyâr diyâr sürgüne gönderenler, ona zindanda yer hazırlayanlar, onun idamına çalışanlar, şüphesiz, bunu kuvvetli bir vesile ittihaz edecek ve mahkemelerde suçunu ispat edemedikleri bu zâtın itibarını—hiç olmazsa—halkın nazarında çürütmeye çalışacaklardı."
İLGİLİ HABER:
Cübbeli Hoca'dan Nurculara çağrı