Bediüzzaman'ın Anglikan Kilisesine cevabı

Bediüzzaman'ın Anglikan Kilisesine cevabı

Diyarbakır Söz Gazetesindeki yazısında M. Ali Altındağ, Bediüzzaman'ın Anglikan Kilisesin'in küstah sorularına nasıl cevap verdiğini yazdı dedi

RisaleHaber-Haber Merkezi

Diyarbakır'da yayınlanan yerel gazete Diyarbakır Söz'deki yazısında M. Ali Altındağ, Bediüzzaman'ın Anglikan Kilisesin'in küstah sorularına nasıl cevap verdiğini yazdı dedi.

İşte M. Ali Altındağ'ın yazısından ilgili bölümler:

"Osmanlının son dönemindeki yıkılış sırasında mağrur İngilizlerin İstanbul’u istila edişi sırasında Anglikan kilisesinin başpapazı tarafından İslam’ın can damarı durumunda olan Meşihatı İslamiye’den, İslamiyet’i küçük düşürücü edepsizce bazı soruları yöneltmişti.

Meşihatı İslamiye’den sorduğu üç suale karşı 600 kelime ile cevap verilmesini istemişti.

O zaman "Darul hikmet-il İslamiye"de üye olarak görev yapan Bediüzzaman Hazretleri’nden bu durum sorulur ve 600 kelime ile cevap verilmesi gerekir isteği iletilir.

O büyük Üstad'ın tutumu şöyle olur:

"Bırakın bu mağrur papazın sualine karşı 600 kelimeyi 6 kelimeyle bile cevap verilmez. Onun bu sorularına verilecek tek cevap ağız dolusu yüzüne tükürmek olur. Zira bu mağrur şımarık devlet bizi yere atmıştır, dizini karnımıza elini de gırtlağımıza koymuştur.

"Bizi boğmak üzere iken dinimizi ve ülkemizi küçük düşürmekle edepsizce bu soruları sormuştur. Ona cevap verilmez; ancak yüzüne tükürülür."

Bunun üzerine müstevli İngiliz yetkilileri Üstad'ı tutuklayarak idam etmek teşebbüsünde bulunuyorlar ise de yine onların ajanları tarafından uyarılıyor. Bu insan büyük bir İslam limidir. Doğudan gelip ve doğuyu temsil eden Kürtlerin baş temsilcisi olarak bilinmektedir.

Siz eğer bunun kılına dokunursanız "Kürdistan" ayaklanır ve sizin başınıza bela kesilirler. Bu münasebetle müstevli İngiliz kendine çekidüzen verir ve Üstad'ı serbest bırakırlar. Serbest bıraktılar da ne oldu?

İşte Cumhuriyetin kuruluşunda İttihat Terraki Cemiyeti’nin bir nevi uzantısı durumunda olan tek parti zihniyetinin baskısı ile Şeyh Sait olayı meydana geldi. Ondan sonra başta Bediüzzaman olmak üzere bu coğrafyanın söz sahibi durumunda olan ulema kesiminin önü kesilir, dillerine kilit vurulur, ellerine de kelepçe ve sürgün hayatı yaşatılır. Kimini de idam ederler..

O günden bugüne dek ulemasız kalan bir Türkiye yanlış ve zigzaglı politikaların yüzünden kendini kargaşadan ve terörden kurtaramaz oldu.

Hali âlem meydanda."

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.