Başbuğ'un yanlış yolda olduğunu anlatan Diker, "Genelkurmay Başkanlığı, ağlama, mazeret üretme veya üstü kapalı tehdit mesajları gönderme makamı değildir. Genelkurmay Başkanlığı doğruları, elindeki belgeleri kamuoyuyla ve yüce yargıyla paylaşma makamıdır. Orgeneral Başbuğ, en yakın zamanda elindeki belgeleri açıklamazsa TSK içindeki güvenirliğine de gölge düşer ve TSK'ya da büyük zarar verir. Başbuğ da kabullenmeli ve gereğini ona göre yapmalıdır ki Peygamber Ocağı TSK'ya sızmış bazı darbeci, cuntacı ve hortumcu kadrolar TSK'ya çok zarar veriyor. TSK'ya sızmış bu tür ayrık otları temizlenmelidir. Bizler TSK ile içerisine sızmış ayrık otlarını ayrı ayrı değerlendiriyoruz." dedi.

"Paşaların bir elinde Kur'an diğer elinde bilgisayar olsa ve alnı secde görse yani milletin değerleriyle örtüşse irtica mı gelir?" diye soran Diker, yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bence irtica değil itibar gelir. Namazında niyazında olan paşaların yönettiği TSK'da ne darbeci, ne cuntacı, ne de hortumcu olur. Yani böyle bir ordu, ne 28 Şubat post modern ne de 27 Nisan e-muhtırası gibi antidemokratik yollara tevessül etmez. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, vakit geçirmeden TSK içindeki ayrık otlarını temizlemeli ve TSK'daki eğitim sistemini milletin değerleriyle çatışmaktan kurtarmalıdır."