Said Nursi’yi suçlayan savcıya ders verdi

Said Nursi’yi suçlayan savcıya ders verdi

Said Nursî’nin Vekili Avukat Bekir Berk’in dilekçesinin son bölümü

Risale Haber-Haber Merkezi

BEDİÜZZAMAN’IN SON 60 GÜNÜ

Bediüzzaman Said Nursî’nin Vekili Avukat Bekir Berk’in 28.01.1960 gününden sonra hazırlayarak Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu İtiraz Dilekçesi-5

Haysiyet ve Şereflere Kimler Ehemmiyet Verir?

3— Çok defa müdde-i umumiliğin verdiği kararlarda o devrin havası hissedilir. Diktatörlüğün hâkim olduğu ve hürriyetlerin çiğnendiği devirlerde vatandaş şeref ve haysiyeti ucuz, pek çok defa ise sebildir. Bu devirlerde zindanlar, darağaçları, tabutluklar, zalimlerin hizmetkârı, vicdansızların yumrukları, silâhları, copları, hileleri, tertipleri faaliyettedir. Böyle devirler sanki katiller saltanatıdır. Ve pek çok uşak ruhlular cellat gibi çalışır.

Öyle devirlerde, devrin boğucu havasının seline kapılan müdde-i umumiler de olabilir. Diktatörlüklerin çökertildiği ve hürriyetlerin tanındığının ifade edildiği devirlerde ise, vatandaş şeref ve haysiyeti çok kıymetlenir ve titizlikle korunur. Bu devirlerde hakaret ve tecavüze uğrayanların haysiyetine vaki tecavüzler ateş pahasınadır ve müdde-i umumiler de iktidardakilerin meşrebine göre bu mevzuda hassasiyetle hareket ederler. Haysiyetlere vaki tecavüzler, müsamaha ile değil, büyük bir hassasiyetle karşılanır. Ve failleri şiddetle takip edilir. Gerçekten iktidarda bulunanların vatandaş haysiyet ve şereflerine verdikleri değer, aksini en fazla Adliye Vekillerinin, emrine tabi olan ve onların isteği ile dava açmakla mükellef bulunan müdde-i umumilerin kararlarında görülür.

Bu umumi mülâhazalardan sonra şimdi Türkiyemize dönelim:

“Biz, vicdanî inanışlardan dolayı vatandaşların hiçbir korku ve tehdidin altında bulundurulmayacakları fikrini müdafaa ediyoruz. Vicdanlar hürdür, serbesttir; vicdanî inanışlar muhteremdir diyoruz. Yapılacak şey: Bu muhterem milleti dininde, vicdanında, ibadetinde, taatında rahat bırakmaktır. İkide bir, bu uydurma ve düzme irtica teraneleriyle mazinin hadiselerini hatırlatarak dehşet salmağa kalkışmak ve bunda muvaffak olunacağını zannetmek hüsran olur. Vatandaş hürriyetinin esaslarından biri olan vicdan hürriyetine vuku bulacak her türlü tecavüzü karşılamağa hazırız ve kararlıyız” diyen bir Başvekilin kabinesinde bulunan, adaletle hareket ettiği intibaını veren bir Adalet vekili; siyasî mazisinde siyasî lekeler olan CHP’nin başı İsmet İnönü'ye sahte kahraman diyeni mahkemeye veren ve dinle ilgisi olmayan, dinî esaslara ve dindarlara hücum etmekle maruf bir kimsenin dinsiz olduğunu, bir beyanına istinaden o şahsın bağlı olduğu siyasî partiyi tenkid ederken ifade etmek zorunda kalan bir şahsiyeti mahkemeye sevkedip orada da tecziyesini talep eden müdde-i umumiye, mazisi ve hali tertemiz olan, taviz kabul etmez bir dindar olduğu için maruz kaldığı tahammül edilmez işkencelere, takip ve tazyiklere katlanan bir şahsiyete, yani müvekkilime, dinde sahtekârlık ithamiyle tecavüz edenlerin aleyhine dâva açmamasını her halde emretmiş olamaz.

Şu hale göre, müdde-i umuminin bu kararı; devrimizde şeref ve haysiyetlere vaki tecavüzler karşısında gösterilmesi gereken hassasiyete de bigânelik veya vurdumduymazlıktır. Vs bu karar, vatandaşlarda Müslümanlara karşı, diktatörlük devri ruhunun bazı çevrelerde hortladığı ve harekete geçtiği intibaını uyandırabileceği, vatandaşın haysiyetini, şerefini ve vicdan hürriyetini korumağa kararlı olduğunu ilân eden Başvekilin yalancı çıkarılmak, fiilen müşkül duruma düşürülmek istendiği kanaatini verebilir.

4 — Müdde-i umuminin kararı Türk adalet tarihine aydınlık vermeyecek bir karardır da... Zira: Müdde-i umumi maznunlar hakkında kanunlarımızın ruhunu ve prensiplerini hiçe sayarcasına ihmâl ederek, takipsizlik kararı verirken bu kadar kanunsuzlukla iktifa etmiyerek mütecavizleri teşvik edercesine ve Müslümanlara saldıracaklara umumî davetiye veya açık bono verircesine “Müştekiye dinde sahtekâr denmesi ona hakareti tazammun eder bir söz mahiyetini taşımayacağından” demek suretiyle kendisi de isnatları bu kararla tekrarlamıştır ki; bu halin ifade ettiği mânayı değerlendirmek cihetine gitmeyecek ve hükmü vicdanınıza bırakacağım.

İtiraz eden
Bediüzzaman Said Nursî Vekili
Avukat Bekir Berk