Umre tam bir ruh temizliği sağlıyor

Umre tam bir ruh temizliği sağlıyor

Gazeteci yazar Nazlı Ilıcak geçtiğimiz günlerde Umre ziyaretini gerçekleştirdi. Ilıcak, umrede içinde bulunduğu ruh halini anlattı

Gazeteci yazar Nazlı Ilıcak geçtiğimiz günlerde Umre ziyaretini gerçekleştirdi. Ilıcak, umrede içinde bulunduğu ruh halini anlattı.

Aysel Yaşa'nın röportajından:

Umre'ye giden herkesin bir umre tanımı var. Siz nasıl anlatıyorsunuz?

Tek kelimeyle huzur. İçinde derin bir mutluluk ve yüreğine bir huzur. Kendini güçlü hissediyorsun, endişelerinden arınmış oluyorsun. Ruh detoksu deniliyor ona. Bütün bir manevi dünyanın temizlenmesi demek Umre'ye gitmek. Anlatıldığı gibi hiç yorucu değil. Hac daha yorucu olabilir ama ben buna da inanmıyorum.

Orada yapılacak tüm ibadetleri gerçekleştirmişsiniz. Peki, gitmeden önce o topraklar hakkında bilgi sahibi miydiniz?

Valla elbette her yeri biliyordum gibi bir cümle kuramam. Melek İpek bu konuda Meyra'ya ve bana çok destek oldu. Mesela; Mescid-i Nebevi'ye gittik. Ben Hz. Muhammed'in mezarının orada olduğunu bilmiyordum. Orada bulunan arkadaşlar yardımcı oldu bu konularda. Birçok ayrıntıyı, nerelerde namaz kılarsak daha evla olacağını söylediler bize. Biz de Meyra ile namaz kılmayı zaten biliyorduk. Geri kalanları orada öğrendik.

Bol bol dua etmişsinizdir.

Tavaf ederken "Hz. Muhammed senden ne istediyse ben de senden onu istiyorum" diyor insanlar. O kadarını da istemiyoruz diyorum ben. Şimdi düşünüyorum. Günahkar bir kulum. Ona verdiği kadar bana vermez elbette. İnsan kendi hayatına dair ufak tefek isteklerde bulunuyor. Ben orada duadan ziyada şükrettim Allah'a. Hayatımdan memnunum. Dayanma ve mücadele gücünü verdi bana. Bugüne dek sahip olduklarımın hepsini O verdi. Şükrettim, kendim için muazzam bir şeyler talep etmedim. Bir de tabii sağlık ver, yatağa düşürüp de çektirme diye dua ettim.

En çok nerede ibadet etmek sizi etkiledi?

Cennet Bahçesi'nde ve Mescid-i Nebevi'de. Hz. Muhammed'in yattığı yerin yakınında ibadet ve dua etmek çok başka bir duygu. Hakikaten ellerimizi açtığımızda avuçlarımıza tarif edilemez bir sıcaklık doluyordu. Neden böyle hissediyoruz bilmiyorum ama o pozitif enerjiyi hissediyorsunuz. Bir de Kâbe'nin bulunduğu yer çok etkiledi. Say etmek de etkileyici ama orada pek bir şey kalmamış. Yürüdüğümüz beton bir yol.

Peki, siz kendinizi nasıl bir Müslüman olarak tanımlıyorsunuz?

Kendimi sade bir Müslüman olarak görüyorum. İyi bir Müslüman'ım diyemem, iyi kalpli bir Müslüman'ım diyebilirim sadece.

Hacc'a gitmeyi düşünüyor musunuz?

Elbette, neden olmasın. Hac'a da gitmeyi çok isterim. Hac'cın ağırlığı olur, dönünce dikkat etmelisin cümlelerine aldırış etmeden hem de.

Son dönemde Umre'ye giden ünlü sayısı arttı. Bir dönem buna eleştirel gözlerle bakanlara ne oldu sizce?

Acaba daha mı dikkat ediliyor bu konulara bilmiyorum. Bir de gidenler birbirlerine anlatıyor, herkes ötekine gıpta ediyor. Çünkü her insanın içerisinde Allah'a inanç var. Müslümanlık bizim kültürümüz içerisinde var. Hiç şaşırmam Ajda Pekkan da, Rahmi Koç da gider.

Yeni Şafak