Danıştay saldırısıyla dindarların kalbi kırıldı

Danıştay saldırısıyla dindarların kalbi kırıldı

Ergenekon'la bağlantıları ortaya çıkan Danıştay saldırısı konusunda eski Başbakan Bülent Ecevit'in en yakınındaki isimlerden önemli açıklamalar geliyor

Ömer Şahin'in haberi

İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün, kanlı saldırıya 'irticaî eylem' süsü verilmeye çalışılarak belli bir kesimin töhmet altında bırakıldığını söyledi. Birgün, "O zaman ben bile yanılgıya düşmüştüm. Bir kesime karşı sürekli tepki oluşturulmaya çalışılıyordu. Bunun belli odaklarca irtica süsü verilmiş bir operasyon olduğunu tüm Türkiye gördü." dedi. Bağımsız vekil, açıklamalarıyla birçok insanın kalbini kıranların, 'yanılmışız' diyerek samimi itiraflarda bulunacağına inandığını kaydetti. 2002'de Köşk'teki liderler zirvesine Ecevit adına katılan eski DSP Genel Sekreteri Hasan Gülay da yaptığı açıklamada, "Danıştay saldırısında toplumu yanıltanların özür borcu var." demişti.

Danıştay saldırısının başörtüsü yasağı nedeniyle yapıldığı iddia edilmişti. Ancak yargı sürecinde sebebin bu olmadığı ortaya çıkmıştı. Danıştay saldırısı ile birinci Ergenekon davası birleştirilmiş, saldırıyı Alparslan Arslan ile birlikte planlamakla suçlanan Osman Yıldırım, eylem kararını içkili barda verdiklerini açıklamıştı. Şu an İzmir bağımsız milletvekili olan Birgün, saldırıya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bu tür saldırıların ardından toplumda oluşturulan havaya dikkat çeken Birgün, 'irtica' tartışmalarıyla mütedeyyin olarak bilinen kitlelerin zan altında bırakıldığını vurguladı. Birgün, şunları kaydetti: "Bakıyoruz ki belli bir kesim sürekli puan topluyor, belli bir kesim ise karalanıyor. Toplumda belli bir kesime tepki oluşturulması sağlanıyor. İrticai faaliyetlerin gündemde tutulması da gösteriyor ki; bunlar belli odakların operasyonları sonucu gerçekleşen eylemler. Güya toplumun Cumhuriyet'e sahip çıkması hedefleniyor. Böyle bir danışıklı-dövüş senaryoları yaşadığımızı anlıyorum. 'Bu işi irticacılar, şeriatçılar yaptı' algısı doğuran operasyon yaşamış olduk. Aradan zaman geçince bunun belli odaklarca irtica süsü verilmiş bir operasyon olduğunu tüm Türkiye gördü." Ecevit'in başbakanlığı döneminde DSP'nin ikinci ismi olan Hasan Gülay, Zaman'a yaptığı açıklamada, saldırının karanlık çevrelerce tezgahlanan provokatif bir eylem olduğunu söylemişti. Gülay, "Acul davranıp, bu saldırıyı siyasal amaçlar için kullanan birilerinin topluma karşı özür borcu olduğuna inanıyorum." demişti.

Recai Birgün de o dönemde yapılan açıklamalarla masum insanların haksız yere suçlandığı ve kalbinin kırıldığını söyledi. Yaşananların özellikle siyasetçi ve medya mensuplarına ders olması gerektiğini savunan Birgün, saldırıyı "irticai eylem" görüp ağır ifadeler kullanan isimlerin de özeleştiri yapacağına inandığını kaydetti. Recai Birgün, "Medyanın, kamuoyunun oluşturduğu 'irticai eylem' havasıyla şahsen bende yanılgıya düşmüştüm. Danıştay saldırısına sert tepki koyup, ağır söz edenlerin de samimi itirafları olacaktır, yanıltıldıklarını söyleyeceklerdir. Gerçekten düşünen insan yanıltıldığını çok rahat görür." şeklinde konuştu.

Ecevit, kaos endişesiyle cenazeye gitti

Merhum Ecevit, saldırıda hayatını kaybeden Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze törenine katılmış, sonrasında beyin kanaması geçirerek vefat etmişti. O günü anlatan Birgün, şunları kaydetti: "Beyefendinin sağlığı iyi değildi. Birtakım sıkıntılar yaşayabileceğimizi tahmin ettim. Geç gittik. Cenaze henüz omuzlara alınmamıştı. Beyefendiye, 'İsterseniz arabadan inmeyelim.' dedim. Buna rağmen arabadan indik. Atmosfer çok farklıydı. Yıllardır yanındayım, Ecevit'e bu kadar yoğun halk ilgisini görmemiştim. Alkışlarla karşılandık, hepimiz çok etkilendik. Danıştay saldırısı kötü bir eylemdi. Rahmetli Ecevit, sonucunun Türkiye'yi bir kaosa götüreceğini düşünmüş olsa ki, o haliyle cenazeye katıldı."
Zaman