Sadece Bismillah ve Elhamdülillah ister

Sadece Bismillah ve Elhamdülillah ister

Günün Risalei Nur dersi...

Bismillahirrahmanirrahim

Evet, meselâ her baharda, nebatattan ve hayvanattan dört yüz bin nev'in hadsiz efradlarını, beraber ve birbiri içinde, bir anda ve bir tarzda, yanlışsız, hatasız kemâl-i hikmet ve hüsn-ü san'atla icad etmek ve idare ve iaşe etmek;

hem kuşların misal-i musağğarları olan sineklerden tâ numune-i ekberleri olan kartallara kadar hadsiz efratlarını yaratmak ve hava âleminde, seyahat ve yaşamalarına yardım eden cihazatı verip gezdirmek ve havayı şenlendirmekle beraber, yüzlerinde mu’cizâne birer sikke-i san'at ve cisimlerinde müdebbirâne birer hâtem-i hikmet ve mahiyetlerinde mürebbiyâne birer turra-i ehadiyet koymak;

hem zerrât-ı taamiyeyi hüceyrat-ı bedeniyenin imdadına ve nebatatı hayvanatın imdadına ve hayvanatı insanların yardımına ve umum valideleri iktidarsız yavruların muavenetine hakîmâne, rahîmâne koşturmak, göndermek;

hem dâire-i kehkeşandan ve manzume-i şemsiyeden ve anâsır-ı arziyeden, tâ göz hadekasının perdelerine ve gül goncasının yapraklarına ve mısır sümbülünün gömleklerine ve kavunun çekirdeklerine kadar mütedâhil dâireler gibi cüz'î ve küllî hükmünde aynı intizam ve hüsn-ü san'at ve aynı fiil ve kemâl-i hikmetle tasarruf etmek, elbette bedahet derecesinde ispat eder ki:

Bu işleri yapan hem vâhiddir, birdir; her şeyde sikkesi var.

Hem de hiçbir mekânda olmadığı gibi her mekânda hazırdır.

Hem, güneş gibi, her şey Ondan uzak, O ise her şeye yakındır.

Hem daire-i Kehkeşan ve Manzume-i Şemsiye gibi en büyük şeyler Ona ağır gelmediği gibi, kandaki küreyvat, kalbdeki hatırat ondan gizlenmez, tasarrufundan hariç kalmaz.
Hem her şey, ne kadar büyük ve çok olursa olsun, en küçük, en az bir şey gibi ona kolaydır ki, sineği kartal sisteminde ve çekirdeği ağacın mahiyetinde ve bir ağacı bir bahçe suretinde ve bir bahçeyi bir bahar san'atında ve bir baharı bir haşir vaziyetinde suhuletle icad eder. Ve san'atça çok kıymettar şeyleri bize çok ucuz verir, ihsan eder.
İstediği fiyat ise bir Bismillah ve bir Elhamdülillâhtır. Yani, o çok kıymettar nimetlerin makbul fiyatları, başta Bismillâhirrahmanirrahim ve âhirinde Elhamdülillâh demektir. (Şualar, 7. Şua)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:

ANÂSIR-I ARZİYE : Yeryüzündeki unsurlar, elementler.
BEDÂHET : Açıklık. Belli, apaçık.
CİHÂZÂT : Cihazlar, maddî-mânevî âletler, lüzumlu edevât.
EFRÂD : Fertler, şahıslar.
HADEKA : Gözbebeği.
HAKÎMÂNE : Her şeyi belli bir gaye ve fayda gözeterek yaparak.
HÂTEM : Mühür, tescil. En son.
HİKMET : Felsefe, ilim; gayeli olma, faydalılık.
HÜCEYRAT-I BEDENİYE : Bedene ait hücreler.
HÜSN-Ü SANAT : Sanat güzelliği.
İÂŞE : Geçindirmek, beslemek, yaşatmak.
İCAD : Yoktan yaratmak.
KEHKEŞAN : Samanyolu.
KEMÂL-İ HİKMET : Tam ve eksiksiz faydalılık, şaşmaz bir hikmet ve gaye.
MÂHİYET : Birşeyin aslı, içyüzü, esâsı.
MANZÛME-İ ŞEMSİYE : Güneş Sistemi.
MİSÂL-İ MUSAĞĞAR : Küçültülmüş örnek, nümûne; birşeyin bütün özelliklerini taşıyan, ondan daha küçük olan örneği.
MU'CİZÂNE : Mu'cizeli bir şekilde.
MUÂVENET : Yardımlaşma, yardım.
MÜDEBBİRÂNE : Müdebbir olana yakışır şekilde, tedbirlice, her işi önceden ayarlayarak, dikkatlice geleceği düşünerek.
MÜREBBİYÂNE : Terbiye edene yakışır şekilde, terbiye ederek, yetiştirerek.
MÜTEDÂHİL : İç içe, birbiri içinde.
NEBÂTÂT : Bitkiler.
NEV'Î : Nev'e ait, çeşit ile alâkalı.
NÜMÛNE-İ EKBER : En büyük örnek.
RAHÎMÂNE : Şefkat ve merhametli bir şekilde.
SİKKE : Damga; nereye ve kime âit olduğunun bilinmesi için konulan mühür.
SUHULET : Kolaylık.
TURRA-İ EHADİYET : Allah'ın birliğini ilân eden mühür.
VÂHİD : Zâtında, sıfatlarında tek ve yegâne olan.
VÂLİDE : Anne.
ZERRÂT-I TAÂMİYE : Yiyecek zerreleri, yemek tanecikleri.