Şehit oğlumdan çok ihmallere üzülüyorum

Şehit oğlumdan çok ihmallere üzülüyorum

Tunceli'deki Sarıyayla Karakolu'na yönelik hain saldırıyla ilgili ortaya çıkan her yeni bilgi, evlatları şehit düşen aileler tarafından dikkatle takip ediliyor.

İsmail Yıldız'ın haberi

Er Ahmet Eyce'nin babası Bekir Eyce, karakoldaki yetersizliklere önce inanmak istememiş.

Ancak oğlunun silah arkadaşlarını dinledikten sonra fikri değişmiş. Oğlunun şehit olmasına üzülmediğini söyleyen Eyce, tek üzüntüsünün askerimizin orada teçhizatsız kalması olduğunu vurguluyor. Eyce, "Karakolun termal kamerası bozukmuş. Şahin gözü kamera, top ve tank yok. Çocuğum orada neyle savaşacak? İmkânımız yok mu ki karakolun erzakı 3 ayda bir götürülüyor?" diye soruyor. Tatbikatlarda uçakların karda, siste kalktığının söylendiğini de belirten acılı baba, yardım helikopterlerinin o gün neden havalanmadığını merak ediyor. Teröristlerin yatakhanenin içine kadar girmiş olmasına ise dayanamıyor: "Biz bu kadar aciz miyiz?"

Tunceli'deki Sarıyayla Karakolu'na yönelik gerçekleştirilen terör saldırısında 4 asker şehit olmuş, 7 asker yaralanmıştı. Saldırı sonrası karakolun o bölgede hangi görevi yaptığı, asker sayısı ve teçhizat yetersizliği tartışılmaya başlandı. Karakoldaki termal kameranın bozuk olduğu, karakolda tank ve BTR olmadığı iddia edildi. Takviye birliğin neden geciktiği sorusu da cevaplanmış değil.

Sivaslı şehit Ahmet Eyce'nin babası Bekir Eyce, bu iddiaları önceleri önemsememiş. Eyce, "Ordumuzu karalamak istiyorlar diye düşündüm. Ama bizzat oğlumun silah arkadaşlarıyla görüşünce, bunların doğru olduğuna kanaat getirdim." diye konuşuyor. Oğlunun şehit olmasına üzülmediğini vurgulayan baba Bekir Eyce, "Benim tek üzüntüm, bizim askerimiz orada neden teçhizatsız kalsın? Çocuğumun silah arkadaşlarıyla konuştum. Karakolun termal kamerası bozukmuş. Karakolda 'şahin gözü' kamera, top, BTR ve tank yok. Çocuğum orada neyle savaşacak?" diyor. Oğlunun kahramanca çatıştığını kaydeden Eyce, şöyle devam ediyor: "Aynı çatışmada görev alan oğlumun başka bir silah arkadaşı bana 'Senin çocuğun olmasaydı karakolda 30-40 zayiat olurdu.' dedi. Askerimizin niye ağır silahları yok orada? Bizim imkanlarımız yok mu ki 3 ayda bir karakola erzak götürülsün?" Kendilerinin yaşadığı acıyı başkalarının yaşamasını istemediklerini belirten şehit babası, bunun için karakolların imkanlarının düzeltilmesini istiyor. Eyce, "Terörist, yatakhanenin içine kadar girmiş. Bu kadar aciz miyiz? Lojmana kadar nasıl giriyor bu terörist? Tatbikatlarda 'Her türlü imkanımız var, karda, siste uçaklarımız kalkıyor.' diyorlar. Orada niye kalkmadı yardım helikopterleri?" diye soruyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün olaya el atmasının kendilerini sevindirdiğini de anlatan Bekir Eyce, "Ortada bir ihmal varsa, Cumhurbaşkanı'nın bunu çıkaracağına inanıyorum." ifadesini kullanıyor. Acılı baba, diğer şehit yakınları ve çatışmada yer alanlarla görüştükten sonra hukuki bir süreç başlatıp başlatmamaya karar vereceklerini söylüyor. Eyce, "Bir ihmal varsa bunun gereğini yapacağız." diyor.

Oğlumun isminin bir yere verilmesini istiyorum

Oğlu ile şehit olmadan bir gün önce telefonda görüştüğünü belirten acılı baba Eyce, oğlunun karakoldaki imkansızlıklardan hiç bahsetmediğini söylüyor. Çatışmada şehit düştükten sonra bile oğlunun elinin hâlâ tetikte olduğunu anlattıklarını aktaran Eyce, "Karakolun imkansızlıklarını, konuştuğum silah arkadaşlarından öğrendim. Zannediyorum biz üzülmesin diye anlatmıyordu." dedi. Eyce, oğlunun kendisine söylemediğini ancak annesine şehit olacağını söylediğini de dile getirdi. Oğlunun kahramanca çarpışarak şehit olmasının üzüntüsünü hafiflettiğini ve kendisini ayağa kaldırdığını belirtti. Bekir Eyce, "Ben, çocuğumun şehit olmasına seviniyorum. Benim iki tane daha oğlum var ve ben de olmak üzere hazırız." dedi. Eyce, son olarak Cumhurbaşkanı'ndan bir talepte bulundu. Oğlunun isminin bir okula ya da cadde ve devlet kurumuna verilmesini istedi. Ağabeyinin ölümünün normal bir ölüm olmadığını söyleyen şehit kardeşi Orhan Eyce de, "Ama karakolun olanakları daha iyi olmalıydı." şeklinde konuştu.

Zaman