TV çocukların kalp sağlığını da etkiliyor
Zaman yazarı Ahmet Rasim Küçükusta, televizyonun çocukların sadece zeka gelişimini, ruh ve sinir sağlığını değil; kalp ve ciğerlerini de olumsuz etkileyeceğini yazdı.
Ahmet Rasim Küçükusta'nın yazısı
Çocukların uzun süre televizyon seyretmelerinin yol açtığı zararlar her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
Araştırmalar televizyonun çocukların sadece zekâ gelişimini, ruh ve sinir sağlığını değil kalp ve akciğerlerini de olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor. Fransa'da televizyon ve radyo programlarını denetleyen Yüksek Görsel-İşitsel Konsey, televizyonların 3 yaşından küçük çocuklara yönelik şovları yayımlamasını, gelişim süreçlerinin olumsuz etkilenebilecekleri gerekçesiyle yasakladı. Aynı kurul, ebeveynleri de uyararak bebeklerini Baby TV, BabyFirst TV gibi yurtdışından yayın yapan kanallardan uzak tutmalarını istedi.
Amerikan Tıp Derneği'nin yayımladığı bir araştırmaya göre gençlerin televizyon başında geçirdiği saatler uzadıkça depresyon riski de artıyor. Depresyon belirtileri göstermeyen 4 bin 142 genç üzerinde yapılan araştırmada günde 3 saatten az televizyon seyredenlerin yüzde 6'sında depresyona rastlanırken bu oran 9 saatten uzun süre televizyon seyredenlerde yüzde 17'nin üzerinde bulundu. Bu ilişkinin sosyo-ekonomik ve eğitim durumu ile ilgili olmadığını ve depresyon riskinin erkek çocuklarda kızlara göre daha yüksek olduğunu da belirtelim. Araştırmanın önemli bir bulgusu da bilgisayar oyunları, video veya radyo ile depresyon arasında bir ilişkinin olmadığının saptanması.
Gençlerin zamanlarını sosyal, entelektüel veya fiziksel aktivitelerle veya arkadaş ve aileleri ile geçirmek yerine televizyon başında çakılı kalmalarının önemli bir etken olduğu düşünülüyor. Uzun süre televizyon seyretmenin uyku düzenini bozması ve olumsuz film veya haberlerin depresyona zemin hazırlaması da ihtimal dâhilinde. Depresyonu kolaylaştıran faktörlerden biri de reklamlar. Çünkü reklamlarda gerçek hayatta çok ender rastlanan mükemmel insanlar var ve hepsi de inanılmaz derecede mutlular. Birçok reklam da eğer şu marka arabanız veya bu marka telefonunuz yoksa ne kadar zavallı olduğunuz tezini beyinlere kazıyor.
Televizyon, kalp hastalıkları riskini artırıyor
Amerikan Kalp Derneği de odalarında teknolojik ürün bulunan çocuklarda, bunlara çok vakit ayırmaları ve iyi uyuyamamaları sebebiyle kalp hastalıkları riskinin arttığı uyarısında bulundu. Ailelerinden arkadaşlarında gördükleri dijital cihazları isteyen çocuklar, kısa sürede odalarını teknoloji mezarlığına çeviriyor ve söz konusu cihazlar dolayısıyla çocuklar sağlıklı uyuyamıyor. Amerikan Kalp Derneği'nin raporunda, 13-16 yaş arası çocukların günde 6,5 saatten az uyuması halinde, onları gelecekte yüksek tansiyon gibi sorunlar beklediğine de dikkat çekiliyor. Raporda, çocukların bu sorundan kurtarılması için yatak odalarındaki teknolojik istilânın durdurulması isteniyor. Bunun için ailelerden çocuklarının yatak odalarındaki bilgisayar, bilgisayar oyun konsolları, cep telefonları ve mp3 çalarlar gibi cihazları uzaklaştırmaları isteniyor. Araştırmaya göre, çocukların büyük bölümü, 8-9 saatlik uyku yerine geç saatlere kadar ya da gecenin bir yarısı kalkarak televizyon izliyor, müzik dinliyor veya arkadaşları ile mesajlaşıyor ve yeterince uyumuyor. Odalarında televizyon bulunan çocuklar, bulunmayanlara göre daha çok abur cubur tüketiyor ve daha az hareket ediyor.
Televizyon, astım da yapıyor
Glasgow Üniversitesi tarafından doğumlarından 12 yaşına gelene kadar izlenen 3 bin çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada günde iki saatten fazla televizyon seyreden çocuklarda astımın iki misli fazla görüldüğü belirlendi. Bu çocukların anne ve babaları her yıl aranarak hırıltılı solunumları olup olmadığı, bir doktor tarafından astım teşhisi konulup konulmadığı ve 3 buçuk yaşından itibaren de günde kaç saat televizyon seyrettikleri soruldu. Çocukların yüzde 44'ünün günde 2 saatten fazla, yüzde 34'ünün 1-2 saat arası, yüzde 20'sinin 1 saatten az televizyon seyrettikleri ve sadece yüzde 2'sinin hiç televizyon seyretmediği belirlendi.
Araştırmacılar televizyon-astım ilişkisini çocukların hareketsiz olmaları ile açıklamaya çalışıyor. Vücut kitle endeksi ile astım riski arasında bir ilişki bulunamamış olmasını bu ilişkiden obezitenin sorumlu olmadığının bir kanıtı olarak gösteriyorlar. Uzmanlar, bronşlar etrafındaki düz kasların gerginliğinin solunum şekliyle ilgili olduğunu ileri sürerek hareketsiz konumda fiziksel bir egzersiz sırasında olduğu gibi derin nefes alınıp verilmediğini ve bunun da hava yollarında aşırı duyarlılığa yol açabileceğini düşünüyorlar.
Televizyonlardaki çekici reklamlar, çocukların hazır yiyecek ve içecek tüketiminin artmasında önemli bir etken. Fazla miktarda karbonhidrat ve katkı maddesi içeren bu besinler, sağlıksız beslenmeye sebep oluyor ve kilo almayı kolaylaştırıyor. Abur cubur ile iştahları kaçan çocukların sebze, meyve gibi vitamin ve antioksidan içeren besinleri daha az yemeleri de astım için bir risk faktörü. Ayrıca sülfitler, tartrazin gibi bazı katkı maddelerinin doğrudan astım krizlerine sebep olabilecekleri de unutulmamalı.
Başta televizyon olmak üzere, mikrodalga fırın, telsiz telefonlar, cep telefonları, bilgisayar, yazıcı, fotokopi makineleri gibi artık pek çok evde de bulunan elektronik aletlerin meydana getirdiği elektromanyetik kirliliğin de astım oluşumunda rolleri olabilir. Uzun süre televizyon seyredilmesi, çocukların temiz havaya daha az çıkmalarına da engel oluyor ve çocuklar ev havasındaki olumsuzluklardan zarar görüyorlar. Duvardan duvara kaplı halılar, yeni mobilya ve eşyalar, tüylü oyuncaklar, yün ve kuştüyü yatak takımları çocukların daha fazla alerjene maruz kalmalarına yol açabilir.
***
Bunlar çok önemli
Çocuklarınıza televizyon seyretmede mutlaka bir sınırlandırma getirin. Haftanın belirli günlerinde belirli bir sürenin dışına çıkılmasına izin vermeyin. Çocuğunuzun odasına televizyon koymayın. Çocuğunuzu kabiliyetine göre müzik, resim, spor gibi aktivitelere yönlendirin ve teşvik edin. Çocuğunuza mutlaka zaman ayırın. Beraber yürüyüş yapın, top oynayın, resim yapın veya camiye, maça, konsere gidin.
Zaman