Şialar iki kısımdır
Günün Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
Eğer denilse: Şîa ikidir.
Biri Şîa-i Velâyettir,
Diğeri Şîa-i Hilâfettir.
Haydi, bu ikinci kısım, garaz ve siyaset karıştırmasıyla haksız olsun. Fakat birinci kısımda garaz ve siyaset yok. Halbuki Şîa-i Velâyet, Şîa-i Hilâfete iltihak etmiş. Yani, ehl-i turuktaki evliyanın bir kısmı Hazret-i Ali’yi efdal görüyorlar, siyaset cihetinde olan Şîa-i Hilâfetin dâvâlarını tasdik ediyorlar.
Elcevap: Hazret-i Ali’ye (r.a.) iki cihetle bakılmak gerektir. Bir ciheti şahsî kemâlât ve mertebesi noktasından, ikinci cihet Âl-i Beytin şahs-ı mânevîsini temsil ettiği noktasındandır. Âl-i Beytin şahs-ı mânevîsi ise Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bir nevi mahiyetini gösteriyor.
İşte, birinci nokta itibarıyla, Hazret-i Ali (r.a.) başta olarak bütün ehl-i hakikat, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’i (r.a.) takdim ediyorlar. Hizmet-i İslâmiyette ve kurbiyet-i İlâhiyede makamlarını daha yüksek görmüşler.
İkinci nokta cihetinde, Hazret-i Ali (r.a.) şahs-ı mânevî-i Âl-i Beytin mümessili ve şahs-ı mânevî-i Âl-i Beyt bir hakikat-i Muhammediyeyi (a.s.m.) temsil ettiği cihetle, muvazeneye gelmez. İşte, Hazret-i Ali hakkında fevkalâde senâkârâne ehâdis-i Nebeviye bu ikinci noktaya bakıyorlar. Bu hakikati teyid eden bir rivayet-i sahiha var ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: “Her nebînin nesli kendindendir. Benim neslim Ali’nin (r.a.) neslidir.”
Hazret-i Ali’nin (r.a.) şahsı hakkında sair hulefâdan ziyade senâkârâne ehâdisin kesretle intişarının sırrı şudur ki: Emevîler ve Haricîler ona haksız hücum ve tenkis ettiklerine mukabil, Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan ehl-i hak, onun hakkında rivâyâtı çok neşrettiler. Sair Hulefâ-i Râşidîn ise öyle tenkit ve tenkise çok maruz kalmadıkları için, onlar hakkındaki ehâdisin intişarına ihtiyaç görülmedi. (Lemalar, 4. Lema)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
Âl-İ Beyt : Hz. Peygamberin (A.S.M.) Ev Halkı
Cerh Etmek : Çürütmek
Cihet : Taraf, Yön
Efdal : En Faziletli, En Üstün
Ehâdis/Ehâdis-İ Nebeviye : Hz. Peygamber Tarafından Söylenen Sözler, Hadisler
Ehl-İ Hakikat : Doğru Ve Hak Yolda Olan Kimseler
Ehl-İ Sünnet Ve Cemaat :
Ehl-İ Şirk Ve Dalâlet : Allah’a Ortak Koşanlar Ve Hak Yoldan Sapmış İnançsız Kimseler
Ehl-İ Turuk : Tarikatlere Mensup Olanlar
Evliya : Allah Dostları
Ferman Etmek : Buyurmak
Fevkalâde : Olağanüstü
Garaz : Kötü Niyet, Art Niyet
Hak : Doğru Gerçek
Hakikat : Gerçek Mahiyet
Hakikat-İ Muhammediye : Hz. Peygamberin Mânevî Şahsiyeti, İslâmiyet’in Aslı Ve Esası
Hilâfet-İ İslâmiye : İslâm Halifeliği
Hizmet-İ İslâmiyet : İslâm Hizmeti
Hulefâ : Halifeler
İltihak Etmek : Katılmak
İntişar : Yayılma
İtibarıyla : Bakımından
Kemâlât : Mükemmel Özellikler, Üstünlükler
Kesret : Çokluk
Kurbiyet-İ İlâhiye : Allah’a Yakınlık
Mahiyet : Nitelik, Özellik
Makam : Yer, Derece
Mertebe : Derece, Makam
Muvazene : Karşılaştırma, Kıyaslama
Mümessil : Temsilci
Nebî : Peygamber
Nesil : Soy
Nevi : Çeşit, Tür
Resul-İ Ekrem : Allah’ın En Şerefli Ve Değerli Elçisi Olan Hz. Muhammed (A.S.M.)
Rivayet-İ Sahiha : Peygamberimizden Doğru Olarak Nakledilmiş Hadis
Sair : Diğer, Başka
Senâkârâne : Senâ Ederek, Överek
Şahs-I Mânevî : Belli Bir Kişi Olmayıp Bir Topluluktan Meydana Gelen Manevî Kişilik
Şahs-I Mânevî-İ Âl-İ Beyt : Hz. Peygamberin (A.S.M.) Neslinden Gelenlerin Oluşturduğu Manevî Şahsiyet
Şîa : Hz. Ali’nin (R.A.) Taraftarlığını Esas Alan Topluluk
Takdim Etmek : Öne Çıkarmak
Tasdik Etmek : Doğrulamak, Onaylamak
Teyid Eden : Doğrulayan
Vakıa : Olay
Ziyade : Çok