SETÜD: Referandum iyi bir başlangıç
SETÜD Yönetim kurulu referandum ve demokratik açılım ile ilgili bir açıklama yayınladı
Risale Haber-Haber Merkezi
Sosyal Etüdler Derneği (SETÜD) Yönetim kurulu referandum ve demokratik açılım ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, anayasa değişikliğinin yeterli olmamakla birlikte iyi bir başlangıç olduğuna dikkat çekildi. Demokratik, insan haklarına saygılı, inanç ve ifade özgürlüğünü savunan, hukukun üstünlüğünü ve evrensel hukuk ilkelerini önceleyen ve bu ilkeler doğrultusunda bir toplum inşa etmeyi amaç edindikleri belirtilen açıklamda şu görüşlere yer verildi:
1- Demokratik açılımın gündeme gelmesi ile eş zamanlı olarak terör olaylarının tırmanması dikkat çekicidir. Terör, tarihsel süreç içerisinde bulunduğu konum itibari ile numune-i imtisal olan Türkiye’nin diğer ülkelerle bağlarını koparma, toplumsal gerginliklere, şiddete ve korkunun tırmanmasına hizmet etme amacı gütmektedir. Şiddet olaylarını artırarak, demokratikleşmeyi ve Kürt meselesinin çözümünü güçleştirmekte; toplumsal dokuyu tahrip etmekte; ülkenin içte ve dışta gücünü kırmaya ve toplumsal barışın önünü kesmeye çalışmaktadır.
2- Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar devam eden sistemin vesayet ve baskı rejiminden ibaret olduğu bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Baskı ve vesayet rejimini isteyenler, vesayetçiliği pekiştirmek ve devamını sağlamak için terörü kullanmaktadırlar.
3- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce (T.B.M.M.) kabul edilen ve 12 Eylül’de referanduma sunulacak olan anayasa değişiklik paketi, yeterli olmamakla ve eksik olmakla birlikte, iyi bir başlangıcı teşkil etmektedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olup, Milli irade yalnızca T.B.M.M. eliyle kullanılabileceğinden bölünemez. Zira milli iradenin değişik kurumlar eli ile kullanılabileceğini anayasaya yazmak, milletin iradesini kısıtlamak ve sui-istimal etmek demektir. Hususan milletin iradesi milletin aleyhine kullanılamaz.
4- Anayasa Mahkemesi ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, 12 Eylül ideolojik vesayet rejiminin hala kalıcı bir sistem niteliği kazanması için, kendinde olmayan ve kullanamayacağı kurucu iktidar yetkisini yargı üzerinden dayatmaya çalışmaktadır.
5- Evrensel hukuka ters düşen ve bireyin özgürlüğünü ortadan kaldıran vesayet rejiminin gündelik hayata sirayet eden ve rutinleşen olumsuz yansımaları karşısında, insanların bilinçlendirilmesi ve her türlü vesayetçiliğe karşı duyarlı olması yönünde sebat ve metanet ve dirayetle dik durulmalıdır.
6-Güvenlik bürokrasisi sivil idarenin emrinde olmalıdır. Ülke içinde terörle her türlü mücadele hukuk içinde kalınarak yapılmalı, hem yasalarda hem de uygulamada askeri bürokrasi sivil inisiyatifin denetimine verilmelidir.
7-Hukukta, suçun şahsiliği ilkesi gereği olarak, “birisinin hatası ile başkası sorumlu olmaz” esası geçerlidir. Bu bağlamda, teröre bulaşmayan bölge halkının mağduriyetine sebep olabilecek uygulamalara dikkat edilmeli ve gereken hassasiyet gösterilmelidir.
8- Terörle mücadele ederken ırkçı davranışlardan kaçınılmalı, insan hakları ve anayasal vatandaşlık çerçevesinde yaklaşım sergilenmelidir
9- Önümüzdeki seçimlerin ve oluşacak yeni meclisin öncelikli görevi; yeni, demokratik, insan haklarına saygıyı, hukukun üstünlüğünü ve özgürlükleri teminat altına alan bir Anayasa yapmak olmalıdır.
Kamuoyunun bilgilerine arz ederiz.