Said Nursi görevi ile ölümden döndüm
İçişleri Bakanı 'Said-i Nursi'nin kayıp mezarını bulmamı istedi. Sen önce bu konuyu hallet' deyince uçağa binemedim
Risale Haber-Haber Merkezi
Güneş Gazetesi yazarı Talat Atilla, Eşref Bitlis ile birlikte uçağa binmekten, Said Nursi ile ilgili verilen görev nedeniyle son anda vazgeçen dönemin emniyet genel müdürü Yılmaz Ergun'in ilginç açıklamasına yer verdi.
Kazanın suikast olabileceğini ifade eden Ergun, 18 yıl sonra yaptığı açıklamada uçağa binmeme nedeni olarak, "İçişleri Bakanı İsmet Sezgin 'Said-i Nursi'nin kayıp mezarını bulmamı istedi. Bana, 'Sen önce bu konuyu hallet' deyince uçağa binemedim." dedi.
İşte Talat Atilla'nın yazısı:
Eşref Bitlis'in ölümüyle Saidi Nursi'nin kayıp mezarının ilgisi ne?
Bitlis Paşa'dan geriye yalnızca kolu kalmıştı...
Eşref Bitlis 17 Ocak 1993'de henüz çözümlenmemiş bir şekilde uçağının düşmesi sonucu öldü. Diyarbakır'a gitmek üzere Ankara'dan havalanan uçak, kalkıştan birkaç dakika sonra Yenimahalle PTT İşletme Binası önünde yere çakılarak infilak etti. Orgeneral Eşref Bitlis'in yanında Piyade Binbaşı Fahir Işık, Pilot Binbaşı Yaşar Erian, Pilot Yüzbaşı Tuğrul Sezginler, Başçavuş Emin Özer ve PTT Güvenlik Görevlisi Suha Talay'ın ölümüne yol açan kazadan sonra sabotaj iddiaları ortaya atıldı. Bu olayın üzerinden yaklaşık 18 yıl geçtikten sonra dönemin emniyet genel müdürü Yılmaz Ergun konuyla ilgili ilk kez konuştu.
KAZA YERİ KEDİ/KÖPEK DOLUYDU
Çok çarpıcı ve hiç bilinmeyen açıklamalarda bulunan Yılmaz Ergun, 'Vahim olayın haberini alır almaz olay yerine ilk ben gittim. Manzara dehşet vericiydi. Ağır bir yanık kokusu vardı. Orgeneral Eşref Bitlis'ten geriye sadece kopan bir kolu ve omzundaki orgeneral rütbesi kalmıştı. Diğer her şey yanmıştı. Kaza mahalline kedi ve köpekler dolmuştu.' dedi.
Bitlis, Trabzon, Edirne ve Elazığ valiliklerinde de bulunan dönemin Emniyet Genel Müdürü Ergun'a, 'Uçak düştükten sonra olay yerine ilk siz ulaştınız. 18 yıl sonra ilk kez konuşuyorsunuz; Bitlis Paşa'nın uçağının düşmesi sizce bir suikast mıydı?' diye sordum.
Yılmaz Ergun, 'Bu sorunun net cevabını bilmek mümkün değil ama suikast olabilir' cevabını verdi. Ergun'a, 'Eşref paşanın uçağının düştüğü gün sizinde uçağa bineceğiniz ama son anda vazgeçtiğinize dair bir duyumum var. Bu doğru mu? Doğruysa neden?' diye sordum.
SEZGİN, SAİD-İ NURSİ'NİN KAYIP MEZARINI BULMAMI İSTEDİ
Yılmaz Ergun'un bu soruma verdiği cevap çok ilginçti. Ergun aynen şu sözleri söyledi, 'Evet, o uçakta ben de olacaktım ama dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin beni arayarak bir konuda görev verdi. Bana, 'Sen önce bu konuyu hallet' deyince uçağa binemedim.'
Türk bürokrasi tarihinin en deneyimli isimlerinden Ergun, 'İçişleri Bakanı İsmet Sezgin size hangi görevi verdi de, siz Bitlis'in uçağına binemediniz?' soruma şu yanıtı verdi, 'Said-i Nursi'nin kayıp mezarını bulmamı istedi'
Yılmaz Ergun'a son sorumu sordum, 'Eşref Bitlis'in ölümünden sonra ailesi ve ölümüyle ilgili hangi çalışmalar yapıldı?'
Dönemin en kritik isimlerinden eski emniyet genel müdürü Yılmaz Ergun'un 18 yıl sonra bana yaptığı şok açıklamaları hiçbir yorum katmadan aktardım. Ben sadece şu yorumu yapabilirim: Tesadüfler her zaman tesadüf değildir!
- Risale-i Nur Külliyatı'nın yazarı ve Nur Cemaati'nin kurucusu Said-i Nursi, ölümünden sonra kabrinin bilinmeyen bir yere gömülmesini vasiyet etti. Nursi'nin bu konudaki gerekçesi; İlgiyi kendisine değil, eserlerine yöneltmekti.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.