Bediüzzaman'ın dik durmasında tekrarın rolü

Bediüzzaman'ın dik durmasında tekrarın rolü

Zaman yazarı Hamdullah Öztürk Bediüzzaman'ın farklı bir yönünü gündeme getirdi

Risale Haber-Haber Merkezi

Zaman yazarı Hamdullah Öztürk Bediüzzaman'ın farklı bir yönünü gündeme getirdi. Bediüzzaman'ın hücre hapsine atıldığı zaman bile "dimdik durabilmesinde tekrarın rolü ne kadardır?" diye soran Öztürk, İhlas Risalesi'ni hatırlattı.

Öztürk yazısında şu görüşlere yer verdi:

Bilindiği gibi Bediüzzaman Hazretleri, İslam'ın temel kaynaklarına ait doksan eseri ezberlemiş ve her gün bir tanesini ezberinden okuyarak, ezberindekileri, doksan günde bir tekrarlamayı itiyat haline getirmişti.

Acaba, tabiatı gereği baş eğmesi mümkün olmayan Bediüzzaman Hazretleri, bu tekrarlar sayesinde İslam'ın temel kaynaklarını tabiatına hâkim kılarak mı başardı hür kalabilmeyi? Tabiatının asla razı olamayacağı davranışlarla karşılaştığında, hiç takılmadan yoluna devam edebilmesindeki müessir faktörlerden birisi, İslam'ın temel prensipleriyle beşeri duygularını belli aralıklarla törpülemesi olabilir mi?

Bu sorularla uğraşma sebebim yine onun bir tavsiyesidir. Malum, Bediüzzaman'a göre iman ve Kur'an davasının hâdimlerine en başta lazım olan şey ihlâstır. İhlâs ise yapılanların başka değil, sadece Allah (cc) için yapılmasıdır. Bediüzzaman Hazretleri bunu başarmanın gereği ve yollarını İhlas Risalesi'nde ortaya koyar. Sonra ekler: "Bu risale lâakal 15 günde bir okunmalıdır."

Yani insan, hususen de iman ve Kur'an'a hizmet etmek isteyen, insan her on beş günde bir beşeriyetinden doğacak sivriliklerin esiri olmamak için kendisini ihlâs düsturlarıyla yoğurmalıdır. Bilmek değil bilgiyi refleks hızında kullanıma sokabilmek esastır. Beşeriyetimiz, her on beş günde bir ihlâs düsturlarıyla yoğrulmadır ki, insan kendi kendisinden sıyrılabilsin. O en zor şeyi yani kendi kendisinden sıyrılmayı başarsın. Başarsın ki, eliyle tesis etmeye çalıştığı cihan çapında bir davanın en büyük engeli haline gelme talihsizliğine düşmesin...

Yazının tamamı için TIKLAYINIZ