Hayır hayır bunu söyleyen ben değilim.
Aslında hem kendisine hem de yazılarına çok değer veriyorum. Değeri veren ben değilim.
Kendisi alıyor. Çünkü gerçekten hem kendisi, hem de fikirleri değerli.
Aslında öyle bir sözü kendisi de sarfetmezdi ama nasıl oldu anlamadım!
Aziz dost gazeteci yazar Mustafa özcan’dan bahsediyorum.

Nur talebelerinin bu filme (Hür Adam) çok önem atfettiklerini, Hür Adam isminden dolayı nurcuların eksen kayması yaşadıklarını, Bediüzzaman’ın hür olmadığını kul olduğunu söylüyor. Bundan hareketle nurcuların bazı konularda kompleks yaptıklarını söylüyor.

“Sözgelimi, Hür Adam ifadesi Bediüzzaman’ın hayatında nereye tekabül ediyor? Şeyhülislam Mustafa Sabri ile birlikte Bediüzzaman adeta Ankara rejimi altında dindarların bir nevi esaret altında olduklarını söylüyor. Bu anlamda ‘hem esiriz’ mealinde sözler sarf eden bir zat için hür adam ifadesi kullanmak fazlasıyla kompleksli bir durumdur.”

Bediüzzaman hazretleri o günkü Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ifade sadedinde ‘Ankara rejimi altında dindarlar bir nevi esaret altındalar’ tabirini kullanmasıyla kendisinin esaret altında olduğunu anlamak ciddi bir yanılgıdır.

Film, Bediüzzaman’ın Kosturma’da Rus orduları baş komutanı Nikola Nikoloviç’e kıyam etmemesi ile başlıyor. Bediüzzaman Nikola’nın önünden kalkarsa idam olmayacak. Ama Bediüzzaman idamı pahasına izzet-i ilmiyenin hürriyetini muhafaza edip darağacına yürüyor.
Mahkemede namaz vakti seccadesini serip hakimlerin huzurunda namazını eda eden kul said, daha nasıl hür olabilirdiki?

Mahkemelerde hakimlere, zindanlarda gardiyanlara, hastanede hekimlere, mecliste reislere, sarayda padişaha, sürgünlerde zalim cebbar hükümdara hükmeden, harp meydanlarında düşmanın korkulu rüyası haline gelen Said Nursi hür değil miydi?

Rahmetli Molla Hamid Ekinci ağabeyden nakille “bir gün namaz kılıyordu ama öyle bir hal içinde idiki sanki düştü düşecek. Ona dedim ki, Seyda vallahi bizde Allah’tan korkuyoruz. Ama senin ödün patlıyor.” Evet işte bu da kul Said.

Aziz dostum Mustafa bey
Bütün nur talebeleri hem Said Nursi’nin, hem de Mustafa Kemal’in hüviyetlerini bildikleri için biribirleri ile ne karıştırırlar, ne de kıyas yaparlar. Sen bu konuda müsterih ol. Kaldı ki Bediüzzaman’ın hayatını okuyanlar veya dinleyenler onun hayatında tasannu ve riya olmadığını bilirler.

Bilmeyen arkadaşlara buradan bildirelim. Bu bir sinema filmi.
Yani bir belgesel değil.
Tarihçe-i Hayatının filmi de değil. Bediüzzaman’a muhabbeti olan fakat hakkında fazla bilgisi bile olmayan bir serdengeçtinin, hayır afedersiniz serdengeçti değil, paradangeçtinin cesurca adımı. İnşallah şimdi sen “kul adam” senaryosunu yazacaksın ve onu yapacak bir serdengeçti bulacaksın.

Biz yıllardır bir meseleden bizarız. Mustafa Özcan kardeşim filmi izledikten sonra böyle bir tartışmaya girseydi, haklı bile çıkabilirdi.

ÖNEMLİ NOT; Bu yazıyı aslında dün yazdım. Fakat daha sonra Mustafa beyle konuşup akşam yapılacak galaya davet ettim. “Gel filmi izle kanaatinde yanıldığını anlayacaksın” dedim. Geleceğini söyledi fakat biz filmi izlerken saat 22.36’da aradı ve yetiştirmesi gereken yazılar olduğu için gelemediğini söyledi. Dün yayınlanması gereken yazı bugüne kaldı. Olsun… filmi izlediği zaman yazacak inşallah. Sağlık ve muhabbetle kalınız.