Nurculuk, barışın da hayati bir kapısı olabilir

Nurculuk, barışın da hayati bir kapısı olabilir

Yılmaz, "Memleketin Türk ve Kürtleri aynı çap ve samimiyette kucaklayan en kuvvetli cereyanı Nurculuk, barışın da hayati bir kapısı olabilir" dedi

Risale Haber-Haber Merkezi

Bugün yazarı Hüseyin Yılmaz, "Memleketin Türk ve Kürtleri aynı çap ve samimiyette kucaklayan en kuvvetli cereyanı Nurculuk, barışın da hayati bir kapısı olabilir" dedi.

Bugüne kadar Ankara'nın Türklere Kürtler hakkında yalan söylediğini ifade eden Yılmaz, "Bu zamanda, yalanlarla uyutulup mankurtlaştırılmış Türklerin acısını dindirmenin yolu, onları yalanları ile yaşamaya terketmek değil, uyandırmaktır. Zâten o yalanlarla yaşamanın imkânı kalmadığı için barışın eşiğindeyiz... Ankara geçmiş yalanlarının muhasebesini yapmalı ve bunları dönüp Türklere anlatmalıdır... Türkler ile Kürtlerin arasındaki hâlâ en kuvvetli bağ olan İslâmiyetin kardeşlik ve birlik dersleri Türklere “âkıl adamlar”ca değil, kanaat önderleri ve cemaatlerce anlatılmalı, bu iki kavmin kadim zemini İslâmiyet hayatlandırılmalıdır" dedi.

Bediüzzaman'ın ve Nurcuların Türkler ve Kürtler üzerindeki etkisine dikkat çeken Yılmaz, yazısını şöyle sürdürdü:

"Memleketin Türk ve Kürtleri aynı çap ve samimiyette kucaklayan en kuvvetli cereyanı Nurculuk, barışın da hayati bir kapısı olabilir. Nurcular bu işin de gönüllüsü olmalılar. Üstelik inanç ve îmânları da bunu iktiza ediyor. Üstad Bediüzzaman’ın rehberliğini bu iki Müslim kavim de rızâ ile kabul eder. Bu rehberliğin de tam zamanıdır...
 
"Kürtlere ise birlikte yaşamakla kazançlı çıktıkları Türk kardeşlerini rencide etmemek için sevinçlerini de sessiz ve şa’şaasız yaşamalarını tavsiye ediyorum... Gerektiğinde ki kısmen de olsa gerekiyor- Türklere dönük çalışmanın başka bir benzeri de Kürtler için yapılmalı; Kürtlere asırlık trajedilerinin merciinin Türkler değil, Ankara olduğu iyi anlatılmalıdır. Birlikte yaşamanın en kestirme ve sağlam yolu, birlikte yaşamanın gönüllüsü olmaktır. Buna çok, ama çok ihtiyacımız.