Alaaddin BAŞAR
'O hayvanları insanlar için zelil kıldık' ayeti
Yâsîn Sûresinde insanın emrine verilen hayvanlardan söz edilirken, şöyle buyrulur:
“Onları (o hayvanları) kendileri için zelil kıldık (onların hizmetine verdik). Onlardan bazılarına biniyorlar, bazılarını da yiyorlar.” (Yâsîn Sûresi, 72)
İnsi şeytanlar diyorlardı ki, bu hayvanlar Allah’ın eseri olsalar böyle zelil, biçare olmazlardı. Cenab-ı Hak da buyuruyor ki, onları sizin için zelil kıldım, tâ ki size hizmet etsinler, onlara binip yolculuk yapasınız, yahut kesip etlerini yiyesiniz.
Cenab-ı Hak, hayvanları bizim için zelil yapmış. Demek ki, bize zelil hayvan lazım.
İneğin ve öküzün iyisi, akıllı olmayanıdır. Onların da bir çocuk kadar akılları olsaydı, köylerde bir tek çocuk yüzlerce hayvanı önüne katıp otlatabilir miydi? Bu hal, o çocuğun izzetini, güttüğü o hayvanların ise zilletini ne güzel sergiliyor!?..
Bir başka örnek: Tavuğun iyisi uçamayandır. O da kuşlar gibi uçabilseydi yumurtalarından ve etinden böyle istifade edemezdik.
Aynı şekilde, ağacın iyisi görmeyen, işitmeyen, anlamayandır. Taşın iyisi de büyümeyendir.
Demek ki, “Cenab-ı Hak her şeye layıkını veriyor.” Taşın hakkı o. Ağacın hakkı o. Tavuğunki, öküzünki, atınki o.
Hayvanların miskin olması büyük bir rahmet.
Bizim de ahsen-i takvimde olmamız yine en büyük bir rahmet.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.